AB, bu uzlaşmayla gelecek hafta Brezilya’nın Belem kentinde düzenlenecek COP30 iklim zirvesine daha net bir hedefle gitmeyi planlıyor.
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin çevre bakanları, 2040 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 90 oranında azaltmayı hedefleyen AB İklim Yasası’nın yumuşatılmış yeni versiyonuna onay verdi. Çarşamba günü geçen yeni düzenleme, üye ülkelerin daha fazla “esneklik” talebi üzerine değiştirildi.
AB dönem başkanlığını yürüten Danimarka’nın arabuluculuğuyla varılan uzlaşma, uzun süren siyasi tıkanıklığı aşmayı amaçlıyor. Avrupa Komisyonu İklim Eylemi Üyesi Wopke Hoekstra, “Herkesi masada tutacak iyi bir uzlaşmaya vardık,” dedi.
Hoekstra, yasanın 2040 için yüzde 90’lık yasal bağlayıcılığı olan bir hedef içerdiğini, bunun yüzde 85’inin AB içinde, yüzde 5’inin ise uluslararası karbon kredileriyle karşılanabileceğini belirtti.
Karbon kredilerinde üst sınır yükseltildi
Yeni yasa, sanayi sektörlerine karbon salım kredisi tanınarak 2040’a kadar “iklim nötr” hale gelmelerine kolaylık sağlıyor. Avrupa Komisyonu’nun önerdiği yüzde 3’lük uluslararası karbon kredisi limiti yüzde 5’e çıkarıldı. Ayrıca, AB’nin yüzde 90 hedefinden sapması durumunda bu oran yüzde 10’a kadar revize edilebilecek.
Finlandiya, Almanya, Hollanda, Portekiz, Slovenya, İspanya ve İsveç daha sıkı sınır (yüzde 3) isterken; Fransa ve İtalya yüzde 5, Polonya ise yüzde 10 talep etmişti.
Yasaya göre 2036 yılı karbon kredilerinin kullanılmaya başlanacağı tarih olacak. Ancak 2031–2035 arasında bir “pilot dönem” yürürlüğe konabilir.
Karbon kredileri, şirketlerin salımlarının bir kısmını “denkleştirmelerine” olanak tanıyan finansal araçlar. Ancak çevre örgütleri bu sisteme karşı çıkıyor; kredilerin gerçek emisyon azaltımı sağlamadığını, yalnızca kirliliği düşük gelirli ülkelere “taşıdığını” savunuyor.
Bazı ülkeler karşı çıktı
Çekya, Macaristan, Slovakya ve Polonya yasa değişikliğini desteklemezken; Belçika ve Bulgaristan çekimser kaldı.
Daha iddialı ülkeler için bazı tavizler “acı verici” olsa da, diplomatik kaynaklara göre uzlaşma nitelikli çoğunluk sağlamak için zorunluydu.
Ekonomik rekabet ve savunma harcamaları endişesi
Almanya Çevre Bakanı Carsten Schneider, anlaşmanın Avrupa için “kendi kendine yetebilme meselesi” olduğunu söylerken, AB’nin hem ABD’nin çekildiği küresel iklim politikasında hem de Çin’in ekonomik rekabetinde zorlandığını ifade etti: “Çevre koruma, iklim politikası ve ekonomi politikası artık birbirinden ayrı düşünülemez.”
Orta Avrupa ülkeleri ise sanayilerinin dönüşüm maliyetlerinden şikâyet ediyor. Çekya Çevre Bakanı Petr Hladík, “Kimya, çelik, çimento ve cam gibi sektörlerde karbon azaltma teknolojileri henüz yeterince gelişmiş değil,” dedi.
Romanya ise Rusya-Ukrayna Savaşı’na atıfta bulunarak, artan savunma harcamalarının iklim hedeflerini zorlaştırdığını vurguladı.
COP30 öncesi kritik adım
AB, bu uzlaşmayla gelecek hafta Brezilya’nın Belem kentinde düzenlenecek COP30 iklim zirvesine daha net bir hedefle gitmeyi planlıyor.
Avrupa Parlamentosu, 2040 hedefi üzerinde şimdi oylama yapacak ve üye ülkelerle müzakerelere devam edecek.