Hugh Herr'in biyonik protezleri engelleri ortadan kaldıracak

Hugh Herr'in biyonik protezleri engelleri ortadan kaldıracak
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Dağcılık sporunun biyonik adamı Hugh Herr aynı zamanda dünyayı değiştirecek bir mucit.

REKLAM

Dağcılık sporunun biyonik adamı Hugh Herr aynı zamanda dünyayı değiştirecek bir mucit. 8 yaşında dağcılık sporuna başlayan Hugh Herr’in adı 17 yaşında Amerika Birleşik Devletleri’nin en iyi dağcılarıyla birlikte anılmaya başlandı.

ABD’nin Kuzeydoğusu’ndaki en yüksek zirveye sahip olan Washington Dağı’na tırmanışında bir arkadaşı ile -29 derecede 3 gece mahsur kaldı. İkili kurtarma ekipleri onları bulduğunda frostbite (soğuk ısırığı) olmuştu. Arkadaşı gözlerini, Herr ise dizden aşağı iki bacağını kaybetti.

Günümüzün biyonik dağcısı Hugh Herr ilk protezlerini eline aldığında oldukça şaşırdığını belirtiyor:

“Geleneksel protez teknolojisiyle karşılaşmam 1982 yılında oldu. Korkmuştum. Bu nasıl mümkün olabilir dedim. Tahta ve kauçuktan imal edilmişlerdi. Hiçbir bilgisayar teknolojisine sahip değillerdi. Sensörleri bile yoktu. Kas uyumu da söz konusu değildi. Şaka yapıyor olmalısınız dedim. Daha fazlası mümkündür… Ardından bu konuda tasarım için gerekli ilhamı aldığımı sanıyorum. İlk iş olarak kendi bacaklarımı dizayn edecektim ve yaptığım spora uygun olacaklardı; yani dağcılığa.”

Chris Cummins:

“Bu konuda bir bilginiz var mıydı?”

Biomechatronics Grup Müdürü Hugh Herr:

“Akademik kariyerle uğraşmamak adına meslek lisesinde okumuştum. Bu açıdan metal ve tahtayla haşır neşirdim. İlgili dükkanlara gittim ve kesip biçmeye başladım. Başarılı olduğumu söylemeliyim… Birkaç marangozluk denemesinden sonra dağlara tırmanıyordum. Hatta kazanın ardından dağcılık yeteneklerimi geliştirmek üzere çalıştım. Açık bir şekilde protez bacaklarımla sağlıklı halime nazaran daha iyi tırmandığımı söyleyebilirim. Hemen ardından geleceğin engelsiz dünyasını hayal etmeye başladım. Benim vücudumda yaşadığım değişimleri ve başardığım şeyleri tüm insanlık için düşlüyordum. Körlük için, çeşitli engeller için geliştirilebilecek teknolojileri bir düşünün… Felçli kişiler ve birçok engellinin yaşadığı zorlukların ortadan kaldırıldığını hayal edin.”

Chris Cummins:

“Biyonik bacaklarınıza bakarak Steve Austin benzetmesi yapabilir miyim?”

Biomechatronics Grup Müdürü Hugh Herr:

“Evet kesinlikle, biyonik de güzel bir isim”.

Chris Cummins:

“Protezleri nasıl daha detaylı açıklayabiliriz?”

Biomechatronics Grup Müdürü Hugh Herr:

“Benim üzerimdekiler biyonik uzuvlar ve harikalar. Her uzvun üzerinde üç kamera bulunuyor. Büyük kameralardan bahsetmiyorum küçücük çipler bunlar. Pozisyonları, hava ısısını ve hızı kontrol eden 12 sensör ve tüm değerlendirmeleri yaparak karar mekanizmasına sahip olan bir algoritmaya sahip, tıpkı gerçek kaslar gibi. Yani her attığım adımı hesap ediyorlar ve ona göre yön alıyorlar. Elektrikle çalışıyorlar ve akşamları bateriyi şarj etmem gerekiyor. Yürüme hızımı normalleştiriyorlar ve sırf bu açıdan bile oldukça mükemmeller. Zeki bir aygıttan bahsediyorum. Ne istediğimi seziyorlar, yani sinir uçlarıyla bağlantıdalar. Laboratuvarda nöron kontrollerini yapıyoruz. Yani gerçek anlamda kaslarla sinir uçlarını birbirine bağlıyoruz bu da benim gibi bir gönüllünün, biyonik bacaklara düşünerek komut verebilmesi demek. Hatta bir gün benim beynimden verilen komutlar kaydedilerek, bacaklarımı hissedebilmem anlamına da gelebilir.”

Chris Cummins:

“Hissetmek mi?”

REKLAM

Biomechatronics Grup Müdürü Hugh Herr:

“Evet. Şu an hepsi araştırma aşamasında… Çok yakında bu tasarımlar pazara sunulacak.”

Chris Cummins:

“Ticari alandan bahsetmişken, bu büyük bir endüstri ve milyarlarca dolardan bahsediliyor. Yüksek teknoloji ürünler… Peki ya yoksullar? Uzuvlarını kaybetmiş maden işçileri? Böylesi travmalar yaşayan halk için de bu teknoloji erişilebilir olacak mı?”

Biomechatronics Grup Müdürü Hugh Herr:

REKLAM

“MIT’deki araştırma merkezimde hayat değiştiren teknolojik tıbbi gereçleri mümkün olabilecek en az maliyetle üretmeyi esas alıyoruz ki bu aygıtları ulaşım kolaylaşsın. Elbette yerel üretim ağıyla bu aygıtların pazara sunulmasını ucuzlatmayı da amaçlıyoruz. Tasarım burada en önemli değer. Tasarımdan sonra büyük kitlelerle üretim gerçekleştirilebilir. Ama yinede çok kişisel teknolojilerden bahsediyoruz.
MIT’de üzerine çalıştığımız alanlar, dijital insan yaratılması… Her vucutta her uzvun bir dijitalinin olmasından bahsediyorum. Yani biri bir bacak, gözlük ya da nöroloji alanında bir implanta ihtiyaç duyarsa dijital alan kullanıma açılabilir. Bu tip yüksek tasarımlar bilgisayar yazılımlarıyla tüm insanlık tarafından anlaşılacak bir konuma gelecek. İnsan olmak nedir ya da insan gibi olmak nasıldır gibi.”

Chris Cummins:

“Bu konuda etik değerleriniz neler?”

Biomechatronics Grup Müdürü Hugh Herr:

“Bu yaygın bir soru. Elbette etik değerlerimiz var. Bakın engelleri ortadan tamamen kaldırabileceğimizi söylüyorum. Hastalıklar yok olacak. Kusurlu vücut ve beyne sahip olduğundan hayat kalitesi düşen milyonları bir düşünün. Öte yandan bıçak sırtı bir konu etik problemler yaşayacağımız da kesin. Ama hastalıkların ve engellerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Tüm bu engeller için savaşırken, yasaları da yenilememiz gerekiyor. Bu teknolojinin kullanılabilmesi önünün açılabilmesi için hukuksal savaş vermek lazım. Heyecan verici şeyler konuşuyoruz. Sinir sisteminden komut alan uzuvlar daha iyi mekatronik demek… Tasarım boyutunda geliştirilecek şeyler… Bilim yoluyla insan fizyolojisi, doğuştan fizyolojisi ve tasarlanmış dünya arasındaki etkileşim bu.”

REKLAM

Chris Cummins:

“Ben ileri yaşım nedeniyle minisküs ağrıları çekerken siz kendinize daha iyi bir bacak alacaksınız sanırım… Sizinle tanışmak zevkti, harika işler başarıyorsunuz.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

83 bin ölüm, binlerce mağduriyet: Vücudumuza yerleştirilen implantlar ne kadar güvenli?

Asturias bilim ödülü Hugh Herr'in oldu

KOBİ'ler için dijitalleşme: Huawei Connect 2023 son teknolojiyi gözler önüne seriyor