Analizler, 12 bin metre irtifada -ticari uçakların tipik seyir yüksekliğinde- radyasyon seviyesinin normalin 10 katına çıktığını ortaya koydu.
Güneş şu sıralar son derece aktif bir dönemden geçiyor ve art arda güçlü patlamalar gerçekleştiriyor.
Bu patlamalar, Dünya’da şiddetli jeomanyetik fırtınalara yol açarken, yeni araştırmalar etkilerin yalnızca uydu arızaları ya da kutup ışıklarıyla sınırlı kalmayabileceği konusunda uyarıyor.
İngiltere'deki Surrey Uzay Merkezi’nin (SSC) yaptığı açıklamaya göre, yakın zamanda meydana gelen bir güneş patlaması, yeryüzünden bile ölçülebilecek düzeyde keskin bir radyasyon artışına neden oldu. İlk analizler, 12 bin metre irtifada -ticari uçakların tipik seyir yüksekliğinde- radyasyon seviyesinin normalin 10 katına çıktığını ortaya koydu.
Bu rakam, yaklaşık 20 yıl önce kaydedilen önceki rekoru geride bıraktı.
Surrey Üniversitesi’nden iklim bilimci Clive Dyer, bunun Aralık 2006’dan bu yana görülen en güçlü yer seviyesinde tespit edilen güneş olayı olduğunu belirterek, “Tarihi gözlemler çok daha büyük olayların da mümkün olduğunu gösteriyor; hazırlıklı olmamız gerekiyor,” dedi.
Güneş, yaklaşık her 11 yılda bir maksimum seviyeye ulaştığı 22 yıllık bir manyetik döngü izliyor. Bu döngüde bazen doğrudan radyasyon saçan güçlü güneş patlamalarının yanı sıra koronal kütle atımı (CME) adı verilen büyük plazma fırlatmaları da gerçekleşiyor.
Bu dev enerji paketleri Dünya’ya yöneldiğinde gezegenin manyetik alanını bozarak iletişim sistemlerinde aksamalara ve jeomanyetik fırtınalara neden olabiliyor. ABD Okyanus ve Atmosfer İdaresi gibi kurumlar, bu tür olayları erken uyarı verebilmek için yakından takip ediyor.
Geçen ay aktif bir güneş lekesi grubunun art arda patlamalar yapması üzerine bilim insanları nadir bir fırsatı değerlendirdi. 11 Kasım’da güçlü bir güneş patlaması Dünya’ya ulaşırken hava balonları fırtına sırasında gerçek zamanlı radyasyon verisi topladı.
SSC Başkanı Keith Ryden, yeni hızlı reaksiyon sensörlerinin ilk kez gerçek bir olayda denendiğini belirterek, İngiltere hava sahasındaki radyasyon artışının “üç boyutlu bir haritasını” çıkarmayı başardıklarını söyledi.
Airbus havacılık krizi
Ancak bu “güneş krizi”, havacılıkta da bir krize dönüştü. Önceki hafta Airbus, A320 ailesine ait binlerce uçağı yazılım güncellemeleri için geri çağırdı ve çok sayıda uçuş iptal oldu. Şirket, güneş kaynaklı radyasyonun “önemli lojistik zorluklar ve gecikmelere” yol açtığını bildirdi.
SSC’nin raporu, fırtınanın en yoğun anında uçaklardaki elektronik sistemlerde saatte gigabayt başına yaklaşık 60 hata oluşabilecek düzeyde radyasyon bulunduğunu doğruladı. Bu durum yalnızca 11 Kasım’daki yüksek radyasyon seviyeleri için geçerliydi; takip eden günlerdeki uçuş iptalleri doğrudan bu seviyelerle ilgili olmayabilir.
Yine de uzmanlar, havacılık sektörünün uzay havası olaylarına yönelik hazırlıklarında önemli açıklar olduğuna dikkat çekiyor. Dyer, uçakların zaten sürekli kozmik ışınlara maruz kaldığını, güneş fırtınası olmasa bile sistemsel anomalilerin görülebileceğini vurguladı.
Yükselen radyasyon seviyelerinin yolcular için ciddi bir sağlık tehdidi oluşturmadığı, esas riskin uçakların elektronik sistemlerinde olduğu belirtiliyor.
Spaceweather.com’dan Tony Phillips ise Airbus’ın attığı adımların yerinde olduğunu söyleyerek, söz konusu uçakların yüksek enerjili parçacıklara karşı yeterince korunmadığını, bu nedenle yazılım güncellemesinin “iyi bir fikir” olduğunu ifade ediyor.