Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

ChatGPT, Gemini ve Grok: Avrupa'da en çok üretken yapay zeka kullanan ülkeler hangileri?

ChatGPT, Gemini, Grok ve diğerleri: Avrupa genelinde en çok hangi ülkeler üretken yapay zeka araçlarını kullanıyor?
ChatGPT, Gemini, Grok ve diğerleri: Avrupa genelinde en çok hangi ülkeler üretken yapay zeka araçlarını kullanıyor? ©  Copyright 2025 The Associated Press. All rights reserved
© Copyright 2025 The Associated Press. All rights reserved
By Servet Yanatma
Yayınlanma Tarihi
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

ChatGPT, Gemini ve Grok gibi araçların benimsenme oranı ülkeden ülkeye değişiyor; Euronews Next, bu farkların ardındaki ekonomik ve kültürel nedenleri inceliyor.

Üretken yapay zeka (Gen AI), gelişmekte olan teknolojiden günlük kullanıma geçti. Kişisel kullanımdan iş ve eğitime kadar, Avrupa genelinde milyonlarca insan artık ChatGPT, Gemini ve Grok gibi yapay zeka araçlarına güveniyor.

Yapay zeka araçları, kullanıcıların “benim için üç günlük bir seyahat planı oluştur” gibi istemlerde bulunmasına olanak tanıyor. Bu araçlar, mevcut örneklerden öğrendikleri bilgi ve kalıplar doğrultusunda metin, görsel, kod, video ve benzeri içerikler üretebiliyor.

Eurostat verilerine göre, Avrupa Birliği’nde 16–74 yaş arası bireylerin yaklaşık üçte biri 2025 yılında en az bir kez yapay zeka araçlarını kullandı.

Ancak üretken yapay zeka kullanımı, kıta genelinde önemli farklılıklar gösteriyor. Peki, hangi ülkeler bu teknolojiyi daha çok benimsiyor ve neden Avrupa genelinde bu kadar büyük farklar var?

33 Avrupa ülkesi arasında Gen AI araçlarının kullanım oranı Türkiye’de yüzde 17’den Norveç’te yüzde 56’ya kadar değişiyor. AB içinde ise bu oran Romanya’da yüzde 18, Danimarka’da ise yüzde 48 düzeyinde.

13 Avrupa ülkesinde her beş kişiden ikisi yapay zeka araçlarını kullanıyor

Eurostat’ın 2025 verilerine göre, Avrupa’da 13 ülkede her beş kişiden en az ikisi son üç ay içinde üretken yapay zeka araçlarını kullandı.

Bu ülkeler arasında İsviçre (yüzde 47), Estonya (yüzde 47), Malta (yüzde 46), Finlandiya (yüzde 46), İrlanda (yüzde 45), Hollanda (yüzde 45), Kıbrıs (yüzde 44), Yunanistan (yüzde 44), Lüksemburg (yüzde 43), Belçika (yüzde 42) ve İsveç (yüzde 42) yer alıyor.

Bu oranlar, üretken yapay zekanın özellikle dijital altyapısı güçlü ve teknolojiye erken uyum sağlayan Avrupa ülkelerinde hızla benimsendiğini gösteriyor.

Sekiz ülke dörtte birin altında

Türkiye ve Romanya dışında sekiz Avrupa ülkesinde üretken yapay zeka araçlarının kullanımı yüzde 25’in altında kalıyor. Bu da bu ülkelerde her dört kişiden birinden azının bu teknolojileri kullandığı anlamına geliyor. Söz konusu ülkeler arasında Sırbistan (yüzde 19), İtalya (yüzde 20), Bosna Hersek (yüzde 20), Kuzey Makedonya (yüzde 22), Bulgaristan (yüzde 23) ve Polonya (yüzde 23) yer alıyor.

AB’nin büyük ekonomileri arasında ise İtalya (yüzde 20) ve Almanya (yüzde 32) AB ortalaması olan yüzde 33’ün altında kalırken, İspanya (yüzde 38) ve Fransa (yüzde 37) bu ortalamanın bir miktar üzerinde bulunuyor.

Bölgesel farklılıklar güçlü

Avrupa’da yapay zekanın benimsenmesinde kuzey–güney ve batı–doğu eksenlerinde belirgin bir fark gözleniyor. Dijital altyapısı güçlü İskandinav ülkeleri kullanımda öne çıkarken, Batı Avrupa genel olarak iyi bir performans sergilese de tablo tamamen dengeli değil. Güney, Orta-Doğu Avrupa ve Balkan ülkeleri ise bu alanda geride kalıyor.

Yapay zeka kullanımı Avrupa genelinde neden bu kadar büyük farklılıklar gösteriyor?

KU Leuven Üniversitesi’nden araştırmacı Colin van Noordt, Euronews Next’e yaptığı açıklamada, yapay zekanın benimsenme oranlarının genellikle bir ülkenin genel dijital altyapısıyla paralel ilerlediğini belirtti. Noordt, Danimarka ve İsviçre gibi yüksek benimseme oranına sahip ülkelerin dijitalleşme konusunda zaten oldukça ileride olduğunu vurguladı.

Bu ülkelerde insanların dijital becerilerinin güçlü, internet kullanımının yaygın ve teknolojiye genel olarak daha yakın olduklarını söyleyen Noordt, “Bu temel unsurlar olmadan insanların birdenbire üretken yapay zekayı kullanmaya başlaması pek olası değil,” dedi.

Araştırmacıya göre, benimseme oranlarının düşük olduğu ülkelerde bu durum genellikle farkındalık eksikliğinden kaynaklanıyor: “Birçok kişi üretken yapay zekanın varlığından haberdar değil ya da nasıl kullanacağını bilmiyor.”

Noordt, üretken yapay zekaya erişimin tek başına yeterli olmadığını, asıl önemli olanın bu teknolojinin günlük yaşamda veya işte nasıl yarar sağlayabileceğini anlayabilmek olduğunu ifade etti. “Avrupa’da pek çok kişi, ne için kullanacaklarını bilmedikleri için üretken yapay zekayı kullanmadıklarını söylüyor. Bu da ‘yapay zeka okuryazarlığının’ çok önemli bir faktör olduğunu gösteriyor,” diye ekledi.

Ayrıca Noordt, hükümet politikalarının da bir etken olup olmadığını incelediğini ancak sonuçların kesin olmadığını belirtti: “Birçok ülkede güçlü strateji belgeleri bulunuyor, ancak yine de benimseme oranları düşük. Bu da hükümet teşviklerinin önemli olsa da, vatandaşların dijital kültürü ve pratik becerilerinin çok daha belirleyici olduğunu gösteriyor.”

Yapay zekanın kişisel kullanımı işle ilgili kullanımdan daha ağır basıyor

AB genelinde, bireylerin ortalama yüzde 25’i yapay zeka araçlarını kişisel nedenlerle, yüzde 15’i ise iş amaçlı olarak kullanıyor. Her ülkede kişisel kullanım iş odaklı kullanımdan daha yaygın olsa da, bu fark ülkeden ülkeye önemli ölçüde değişiyor.

Örneğin, Hollanda’da oranlar birbirine oldukça yakın: Katılımcıların yüzde 28’i yapay zekayı kişisel, yüzde 27’si ise iş amaçlı kullanıyor. Buna karşılık, Yunanistan’da kişisel kullanım yüzde 41 iken, iş amaçlı kullanım yalnızca yüzde 16’da kalıyor; yani aradaki fark 25 puan.

Araştırmacı Van Noordt’a göre, işyerlerinde benimseme oranlarının daha düşük olmasının nedeni, “yapay zekanın ne için ve nasıl kullanılacağına dair belirsizliklerin hâlâ sürmesi.”

Örgün eğitimde yapay zeka kullanımı en düşük seviyede

AB genelinde bireylerin yalnızca yüzde 9’u üretken yapay zeka araçlarını örgün eğitim amacıyla kullandı. Bu oran İsveç ve İsviçre’de yüzde 21 ile en yüksek seviyedeyken, Macaristan yüzde 1 ile en düşük kullanım oranına sahip ülke oldu.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Yılbaşı kedisinden cadıya: Avrupa'nın en tuhaf 6 Noel folkloru

2025'te robotlar: Spor sahalarından ev ve hastanelere

Sahte bilim ve makale fabrikaları alarmı: 'Akademi dünyası zehirleniyor'