"Kaddafi savaşmaya devam ederse Trablus'ta büyük kayıplar yaşanır"

"Kaddafi savaşmaya devam ederse Trablus'ta büyük kayıplar yaşanır"
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Libya’nın batılı ülkelere petrol ihracatına başladığı 2000’li yılların ortasında Fethi Bin Şatvan, Muammer Kaddafi’nin Enerji Bakanı idi. 2006’da ise rejimle yollarını ayırdı. Libya’yı saran devrim rüzgarları Bin Şatvan’ın Kaddafi karşıtlarına katılmasında önemli rol oynadı. Eski politikacı, rejim karşıtı savaşına yurt dışında devam etti. Paris’te yaşayan eski bakan euronews’a verdiği özel röportajda Libya’daki son gelişmeleri değerlendirdi.

euronews:
“Doktor Bin Şatvan, uzun yıllar sanayii bakanlığı yaptınız. 2006’ya kadar 2 yıl boyunca da enerji bakanlığı. Fakat daha sonra rejimle yollarınızı ayırdınız. Bir filmi andıran şekilde Libya bandıralı bir gemiyle Malta’ya, oradan da Fransa’ya geçtiniz. Ülkeden kaçmanıza ne sebep oldu?”

Fethi Bin Şatvan:
“20 Şubat’ta devrim başladığında ailemle birlikte önce doğduğum şehir olan Misrata’ya gittik. Şehir muhaliflere katılmış ve bağımsızlığını kazanmıştı.
45 günlük kalış sürem boyunca Malta’ya giderek devrime dışarıdan hizmet etmemin daha doğru olacağı kararına vardım. Bazı basın organlarının dediği gibi aslında ülkeden kaçmadım. Fakat onlara bu iddialarını yalanlamadım.”

euronews:
“Fakat şu anda akıllardaki soru sayın Fethi Bin Şatvan, Adalet Bakanı Mustafa Abdülcelil ve genç İçişleri Bakanı Abdülfetih Yunus gibi sizin de devrimden sonra taraf değiştirmeniz. Neden devrime daha önce katılmadınız? Neden silahınıza davranmak için karşı tarafın yıkılmasını beklendiniz?”

Fethi Bin Şatvan:
“Aslında Libya’daki rejim çok güçlüydü. Sağlam bir güvenlik sistemi vardı ve insanlar istediklerini yapmakta serbest değildi. Libyalı muhalefet 30-40 yıl boyunca çabaladı ama başarılı olamadı. Bu yüzden de biz ya Libya’yı terk edip sığınmacı konumuna düşecektik ya da kalıp rejimin içinde ülkemize hizmet etmeye çalışacaktık.”

euronews:
“Halk şu anda bağımsızlığını elde etmek için sokaklara indi. Böyle yaparak sizi hem şaşırttı, hem de ülkede değişikliklere imza atabilecek sizin gibi bir politikacıdan önce davranmış oldu. Peki, devrim başladığı ve başarılı olduğu halde muhalifler neden NATO’ya koştu?”

Fethi Bin Şatvan:
“Aslında sizin de bildiğiniz gibi devrim barışçıl bir şekilde başladı. Fakat daha sonra rejim zor kullanarak eşi görülmemiş bir şiddete başvurdu. Bu benzersiz şiddet karşısında dünya şaşkına döndü. Bu yüzden NATO, Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri, Libya halkını kurtarmaya geldi. Bingazi’nin bombalandığı günleri hatırlayın. Eğer şehir bombalanmaya devam edilseydi yarım milyon kişi hayatını kaybedebilirdi.”

euronews:
“Fakat bazıları, muhalifler Bernard Henri Levi’den geçici Konsey’in öyle ya da böyle İsrail’i tanıyacağı mesajını götürmesini istedi diye sizi ayıpladı.”

Fethi Bin Şatvan:
“Hayır, sanırım bunlar sadece söylenti. Ben, Konsey’i ve üyelerini özellikle de Şeyh Mustafa’yı çok iyi tanıyorum. Böyle bir şey yapmaları mümkün değil.”

euronews:
“Yani sizce Bernard Henri Levi tek başına mı hareket etti? Kendi başına mı İsrail’e gitti?”

Fethi Bin Şatvan:
“Evet. Bence İsrail’e giderek bir yanlış anlaşılmanın yaşanmasını istedi. Ben Konsey üyesi değilim fakat üyelerini ve şeyhi çok iyi tanırım. Bu yüzden böyle bir şeyin doğru olmadığını garanti edebilirim.”

euronews:
“Libyalıları yakından ilgilendiren başka bir konuya geçmek istiyorum. Libya petrol ihracatçısı, zengin bir ülke. Sizse enerji bakanlığı yaptınız. Kaddafi’nin paraları nereye gitti?”

Fethi Bin Şatvan:
“Bakın açık konuşmak gerekirse Libya yolsuzluklarla son 10 yılda, Seyf-ül İslam’ın ekonomiye el attığı dönemde tanıştı. Ülke ekonomisi onun elindeydi. Genel halk Komitesi’nde çalışanlar emirleri doğrudan ondan aldı.”

euronews:
“Peki bu durumda Kaddafi’nin oğlu masum muydu?”

Fethi Bin Şatvan:
“Detaylarını bilmiyorum ancak kendi sorumluluk alanımdan edindiğim deneyimlerimle söyleyebileceğim, para trafiğini yöneten ve yurtdışına kaynak aktaran isim Seyf-ül İslam’dı. Bildiğim bu.”

euronews:
“Zimmetine ne kadar para geçirdi? Herhangi bir rakam var mı?”

Fethi Bin Şatvan:
“Doğrusu halk konuşuyor ama kimse kesin rakam veremiyor. Ancak son yıllardaki petrol üretimine bakıyoruz ve 200 ile 250 milyar Dolar arası parayı zimmetine geçirdiğini tahmin ediyoruz.”

euronews:
“Para Libya dışına çıkarıldı.”

Fethi Bin Şatvan:
“Bu miktar, yatırım ve başka bahanelerle yurt dışına aktarıldı.”

euronews:
“Libya’nın yakın geleceğini nasıl görüyorsunuz ve Kaddafi’nin sonu geldi mi?”

Fethi Bin Şatvan:
“Bence içinde bulunduğu çember her geçen gün daralıyor. Onu çevreleyen dairenin çapı şu anda 50 kilometreye kadar inmiş durumda. Bence gerçekleşmesi muhtemel iki senaryo var: Savaşmaya devam ederse Trablus’ta büyük kayıpların yaşanmasına neden olur. Libya’yı terk ederse Trablus da böylece kurtulmuş olur.”

euronews:
“Bu sizin Libya’nın geleceği hakkındaki görüşleriniz değil mi?”

Fethi Bin Şatvan:
“Bence bir yol haritasına ihtiyaç var. Konsey, toprakların kurtarılmasından geçiş dönemine ve ülkenin yeniden inşaatına kadar devrimin geçeceği tüm etapları gösteren bir yol haritası belirlemeli.”

euronews:
“Peki, NATO’nun Libya’daki geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?”

Fethi Bin Şatvan:
“Kuzey Atlantik Paktı Örgütü’nün (NATO) Libya’ya Birleşmiş Milletler’de alınan ortak bir karar sonucu geldiği unutulmamalı. NATO’nun Libya halkına büyük yardımları olmuştur ve bu yardım olmasaydı şehit sayısı çok yüksek olurdu. Şunu da söylemeliyim ki Libya’nın yol haritası Arap ülkeleri ve NATO ile sıkı ilişkiler kurulmasını sağlamalıdır. Bu ülkeler Libya halkına büyük yardımlarda bulunmuş ve binlerce Libyalının kurtulmasını sağlamıştır.”

euronews:
“Acaba Doktor Bin Şatvan kurulacak yeni hükümette görev almayı düşünüyor mu?”

Fethi Bin Şatvan:
“Emekli olmayı düşünüyorum. Kendimi yazıya ve bilime adayacağım. Başkalarına yardım edeceğim.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

IOM: Libya açıklarında batan teknede en az 60 göçmen yaşamını yitirdi

Çöken barajlar nedeniyle binlerce kişinin öldüğü Libya'da Belediye Başkanı dahil 8 tutuklama

BM: Libya'da seldeki can kayıplarının büyük bir kısmı engellenebilirdi