Yunanistan’da mayıs ayında yapılan genel seçimlerde hükümetin kurulamamış olması yenilenen seçimlerin ardından kurulacak olan hükümetin takvimini daha da sıkılaştırdı.
Yeni kabine güvenoyu alır almaz Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve Avrupa Komisyonu müfettişleriyle yeni kredi dilimlerinin akıbetini belirlemek için masaya oturmak zorunda olacak.
Yunanistan Ticaret Odası Başkanı Constantine Michalos kriz döneminin psikolojik yüküne dikkat çekiyor:
“Özel sektörde son bir buçuk yıl içinde batık durumda görünen çok sayıda kredi oldu. Tabii ki bazı kurbanlar olacak. Fakat Yunan halkı artık bunun ne derece olacağını bilmek istiyor. Daha ne kadar bu durum devam edecek. Dar ve karanlık tünelin ucundaki ışık ne zaman görünecek?”
Yunan ekonomist ve politikacılarının sıklıkla ifade ettiği endişe, kemer sıkma politikalarının büyümeyle eşzamanlı yürütülmemesi. Bu durumun değişmemesi halinde de kısır döngüye girileceği ve ekonominin tamamen çökeceği endişeleri dile getiriliyor.
Euro Bölgesi maliye bakanları perşembe günü toplanacak. Toplantının ana gündemi bu kez İspanyol bankalarına sağlanması planlanan yardım olacak.
“AB, Yunanistan borç krizinin bir Avrupa sorunu olduğunun farkına varmalı”
Yunanistan’ın mali krize sürüklenmesinde kamu alanında rüşvetin önüne geçilememesi ve 40 yılı aşkın süredir devam eden adam kayırmacılık önemli rol oynadı. Yaşanan felaketin sorumlularından biri olarak görülen Yeni Demokrasi Partisi lideri Antonis Samaras, kuracağı yeni hükümetle bu sorunlara bir çözüm bulabilecek mi? Bu soruyu başbakanlık koltuğuna oturacak Antonis Samaras’ın sağ kolu ve ekonomik danışmanı Dimitrios Tsomocos’a yönelttik.
Laura Davidescu, euronews:
“Tedbir planları sonuç vermediği ve yeni yönetim her şeye sıfırdan başlama şansı elde ettiği takdirde hükümet nasıl hareket eder? Nasıl bir vizyon belirler?”
Dimitrios Tsomocos:
“Burada şu andaki başlangıç noktası yeniden pazarlık masasına oturulmasından ve tedbir planlarının yerine kalkınma ve siyasi tedbirler gibi başka çözümler bulunmasından geçiyor. Yapılan sosyal haksızlıklarda düzeltmelere gitmek gerekli. Sermayesi güçlendirilen bankalar reel ekonomiyi desteklemeli. Daha uygun ve ihtiyaçları karşılayan bir yatırım planı yapılmalı. Hızlı bir şekilde yatırım planı oluşturulmalı. Aynı zamanda da yapısal reformlar uygulanmaya başlanmalı. Son olarak vergi sistemi reformdan geçirilmeli. Vergi indirimlerine gidilmeli. Yunanistan ekonomisi bir ekonomik durgunluk yaşıyor. Şirketler bir bir kapanıyor. Halk büyük mali sorunlarla savaşıyor.
Bunun sonucunda da daha olumlu bir vergi sistemi, katma değer vergisi oranında indirime gidilmesi ve şirketlerden alınan vergilerin düşürülmesi ekonominin durgunluktan çıkması için gerekli hale geliyor.”
euronews:
“Farz edelim ki ben bir Yunanistanlı iş adamıyım.
Aklımda birçok parlak fikir var. Yeni yönetimin kapısını çaldığımda nasıl bir yanıt alacağım? Bana yeşil ışık yakılacak mı?”
Dimitrios Tsomocos:
“Yeni hükümetin başlıca hedefi piyasaların güvenini yendien kazanmak olacak. İş dünyasının yeniden güveni kazanılıp piyasalardaki tedirginlik giderilmeye çalışılacak. Bunun ardından yerli ve yabancı yatırımcılar yatırım yapmaya ve Yunanistan ekonomisine yeniden güvenmeye başlayacak. Devletle gerçek ekonomi arasındaki ilişkiler şu andaki korumacı ve bürokratik karakterinden kurtulursa basit ve etkili bir hale gelebilir. Tüm bunlar Almanya ile pazarlık konusu olacak. Çünkü bu ülke Avrupalı diğer ülkelerle birlikte mali yardımların temel kaynağı. Yunan hükümetinin Almanların önünde nasıl bir tavır takınacağını kendinize sorabilirsiniz.”
euronews:
“Günün sonunda paraya ihtiyacınız olacak. Tüm bu konuları pazarlık etmeniz gerekecek. Samaras hükümeti Almanlarla masaya oturduğunda korkusuz bir şekilde pazarlık edebilecek mi?”
Dimitrios Tsomocos:
“Öncelikle Samaras dik duran ve çetin pazarlık yapabilen bir politikacı olduğunu siyasi kariyerinde kanıtladı. İkinci olarak ise Yunanistan ile Almanya arasındaki ilişkilerde zıtlaşma yaşanmasını görmek istemem. Hepimiz bir geminin içindeyiz. Eğer tabiri caizse Avrupa Birliği’nin artık uyanması gerekli. Kalkınmayı desteklemeli, tedbir planlarının yerine kalkınmayı koymalı ve Yunanistan borç krizinin bir Avrupa sorunu olduğunun farkına varmalı. Ülkelerin bazılarının hep açık vermesine ve kuzey ülkeleri gibi bazılarının da hep kar etmesine bir son verilmeli. Ekonomileri tek bir yolda toplayacak tedbirler alınmalı. François Mitterand, Helmuth Kohl ya da Jacques Delors’un aldığı kurallar kuvvetlendirilerek yeniden uygulamaya koyulmalı. İspanya’daki
son gelişmelerin ardından Avrupalılar düşünce tarzlarını değiştirmeleri gerektiğinin farkına vardıklarına inanıyorum.”