Kölelik tarihinin karanlık sayfalarını keşfetmek

Kölelik tarihinin karanlık sayfalarını keşfetmek
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Filmler bazen kölelik tarihinin karanlık yüzünü gençlere göstermeye çalışır. Acaba okullarda ve müzelerde bu yüz kızartıcı tarihin gelecek nesillere aktarımı için neler yapılabilir? Bu tarihin öğretilmesinde en iyi yol nedir?

Son raporlar Dünya’da yaklaşık 27 milyon kişinin hala köle olarak çalıştırıldığını gösteriyor. Siyah köle ticaretinin tarihi, eğitmenler için hassas bir konu. Guadelopue, yıllarca kölelik tarihine okul eğitiminde önemli bir yer vermedi. Kölelik meselesi okullarda zorunlu ders kapsamında değildi. 2001 yılında Taubira yasasıyla yeni bir süreç başlar. Yasa, hem köle ticaretini insanlık karşıtı suç sayarken hem de tarihin karanlık sayfalarını okul programına zorunlu ders olarak dahil eder. Fakat konunun hassasiyeti, hem öğrenciler hem de öğretmenler için büyük bir sorun oluşturuyor.

Kölelik tarihi dahil bütün tarih eğitimi bilimsel araştırmalara dayanır. Afrika’da tanıştığımız bir üniversite profesörü, tarihin karanlık sayfalarını bir çeşit eğitim metoduna dönüştürüyor. Bu hassas konuyu genç neslin inşası için kullanıyor.

Senegal’de Başkent Dakar’ın üç kilometre açıklarında Goree adası köle ticaretinin zulmünü gün yüzüne seriyor. Köleler evi, 1962 yılında bir müze olarak açıldı. Amaç , Afrika kölelerinin çıkış kapısı olan bu adada, o dönemin acılarını yeniden hatırlamak.

Abderrahmane Ngaidé:
“Goree tüm kıta için travmatik olan bir dönemi temsil ediyor. Eğer biz bu sembolü canlı tutabilirsek neler olduğunu, neler yaşandığını anlatacak ve gelecek nesillere aktaracak canlı bir tanık elde ederiz. Bizim için bu dönem ne kadar travmatik olursa olsun, yine de bizim tarihimizdir.

Eğer duygusal bir bakış açısıyla olaya yaklaşırsak, gereken dersi çıkaramayız. Bunun yerine bir çeşit tepki olarak konuya yaklaşırsak, bu dönemi öğrenme zorunluluğumuzun farkına varırız. Bu eğitim, duygularımızı harekete geçirmek için değil; insanlık tarihinde karanlık bir dönemin, tarihte çok acı bir dönemin geçtiğinin farkına varmak ve ders çıkarmak için olmalıdır.

Biz burada insanlarda kin oluşturmak, yeni nefretler yaratmak; bir aşağılık ya da üstünlük duygusu oluşturmak için kölelik tarihi dersi vermiyoruz. Sadece tarihimizin bir dönemini öğrenmeye çalışıyoruz…. Hem de bu sadece bizim tarihimiz değil; dünya tarihinin bir parçası. Bu şekilde ticaret ve sanayi gelişiminin ne kadar önemli olduğunun farkına varmak gerekiyor.

İşte burada eğitimin rolü ön plana çıkıyor. Biz bu meseleleri lise eğitiminde konuşabilmeliyiz. Açık, dürüst, tarafsız bir şekilde neler yaşandığını söyleyebilmeliyiz. Köleliği geçmişte yaşanmış bir kurum olarak ve kesinlikle vazgeçilmesi gerektiğini anlatabilmemiz gerekir. Ancak bu şekilde kölelik yanlısı fikirlere sahip bireylerin toplumdan dışlanması ve siyasi arenadan yok olması mümkün olabilir.”

Araştırmacılar için müzeler ve sergiler önemli bir bilgi kaynağı anlamına gelir. Ayrıca müzeler en etkili şekilde geçmişe ışık tutar. Fransa’nın Nantes şehrinde, zamanında köle ticareti için kullanılan şehir limanı bugünlerde köleliğin yasaklanması temalı bir müzeye dönüştürüldü.

18. yüzyılda Loire bölgesinin bu kıyıları yaklaşık 450 bin erkek, kadın ve çocuğun köle olarak Amerika’ya taşınmasına hizmet etti. Uzun süredir görmezden gelinen bu tarih, 2012 yılında açılan bir merkez ile yeniden keşfediliyor.

Nantes şehri tarihiyle yüzleşiyor. Peki sömürgecilik geçmişine sahip diğer şehirler… Üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen kölelik tarihi hala derin izler taşıyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Senegal Cumhurbaşkanı Sall, üç hafta kala devlet başkanlığı seçimlerini erteledi

Afrika: Cuntayla yönetilen Nijer, Mali ve Burkina Faso, ortak askeri güç kurdu

Afrika Birliği zirvesine katılan liderler İsrail'in Gazze saldırısını kınadı