REKLAMSuriyede Rus hava saldırılarının başlamasından bu yana, bölgede ölen İranlı asker sayısı ciddi bir tırmanışa geçti.
İran medyası, Lübnan Hizbullah’ı ve Suriye ordusunun yanında savaşan İranlı ve Afgan milisleri “Kutsal mezarın savunucları” diye anıyor. Bu isimlendirme ile Suriye’de, özellikle Şam etrafındaki Şii inanışına ait kutsal mekanlar üzerindeki tehdite dikkat çekiliyor.
(function(d, s, id) { var js, fjs = d.getElementsByTagName(s)0; if (d.getElementById(id)) return; js = d.createElement(s); js.id = id; js.src = “//connect.facebook.net/en_US/sdk.js#xfbml=1&version=v2.3”; fjs.parentNode.insertBefore(js, fjs);}(document, ‘script’, ‘facebook-jssdk’));> Posted by [Sunday, October 25, 2015](<https://www.facebook.com/شهدایفاطمیونجوانانشیعهافغانستانمدافعحرم-650569651692070/”>شهدای فاطمیون ،جوانان شیعه افغانستان مدافع حرم on <a href=>)
Geçtiğimiz hafta, İran eski Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinecad’ın yakın korumalığını da yapan, Devrim Muhafızları sözcüsü Abdullah Bagheri, Suriye’nin kuzeyinde, Halep yakınlarında öldürüldü.
İki hafta önce, İran’ın elit askerleri, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun üst düzey komutanlarından General Hüseyin Hammedani, Halep’te öldürüldü. Hammedani, İran’ın yurt dışındaki operasyonlarda öldürülen en yaşlı üyasi oldu.
Bir Amerikalı yetkili, geçtiğimiz hafta 2 binden fazla İranlı ya da İran ordusuna dahil askerin, Rusya ve Suriye ordusuyla işbirliği içinde isyancı guruplara karşı savaştığını açıkladı.
Afganlı savaşçılar
Suriye’deki sivil savaşın ikinci yılından bu yana, İran bölgedeki kapasitesini artırıyor. Ancak, ulusal ve uluslararası eleştiriler karşısında, Tahran İran’daki Afganlıları orduya katmayı tercih ediyor.
Adını, Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatma’dan alan Fatima Tugayları, İran’daki yüzlerce Afganlı göçmeni bünyesine katıyor, daha sonrada trenlerle bu Afganları Suriye’ye taşıyor. Savaşçılara ayda 500 Dolar ödendiği ve İran’da sürekli oturum izni verildiği söyleniyor.
یادواره شهدای تیپ فاطمیون مدافعان حرم حضرت زینب(س) – ۱ http://t.co/YR6ABx7NLVعکاس: نیما نجف زاده pic.twitter.com/PT9u9UCB4M
— خبرگزاری تسنیم-فارسی (@Tasnimnews_Fa) 5 Mai 2015
Bu katılımı nasıl açıklanabilir ?
İran başından beri Başar Esad rejiminin sadık savunucularından oldu. Ama retoriğin tersine, görünen o ki, bu davranışın nedenleri, dini gerekçelerin çok ötesine geçiyor. Ve İran’ın bölgedeki jeo-politik konumuna ait açıklamalar daha çok ön plana çıkıyor.
İran ve Irak arasında süren 8 yıllık savaş boyunca, Suriye eski lideri Hafız El Esad, İran rejiminin Arap dünyasındaki tek müttefikiydi.
Buna ek olarak, Suriye, Ürdün ve Mısır’ın aksine İsrail ile barış anlaşmasını sonuçlandırmadı. Sonuç olarak, Suriye devleti, Lübnan ve Irak Hizbullah’ı ile beraber, Tahran’ın “Direniş Ekseni” (İsrail’e karşı) diye adlandırdığı gücün bileşenleri olarak kabul edildi.
İslam Devleti’nin liderleri biliyor ki, Suriye’de bir yenilgi, Arap petrol monarşileri ve İsrail’e karşı, İran’ın bölgedeki nüfuzu üzerine inecek bir çekiç darbesi anlamına geliyor.