Aile şiddetinden kaçan İranlı Derya: 'Tek çarem başka bir ülkeye gitmek'

Aile şiddetinden kaçan İranlı Derya: 'Tek çarem başka bir ülkeye gitmek'
© 
By Ceren Kaynak
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İki yıl önce ağabeyinin uyguladığı şiddet yüzünden İran’dan Türkiye’ye kaçan Derya, bir aydır Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) önünde bekliyor. İranlı Derya, can güvenliği olmadığı gerekçesiyle üçüncü bir ülkeye gitmek istediğini söylüyor.

REKLAM

İran’da ağabeyinden gördüğü şiddet nedeniyle iki yıl önce Türkiye’ye kaçan Derya, başkent Ankara’daki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) binası önünde üçüncü bir ülkeye gitmeyi bekliyor. Ağabeyinin şiddet uygulaması ve kendisinden yaşça büyük biriyle zorla evlendirmek istemesi üzerine Türkiye’ye kaçan İranlı Derya, bir aydır Ankara’nın ayazına rağmen gece gündüz UNHCR binası önünde.

Derya’ya Türkiye’ye geliş hikayesini “Ağabeyim beni yaşlı bir adamla evlendirmek istedi. Ben de kabul etmedim, beni öldürmek istedi. Ben de kaçtım. Annem bu durumuma dayanamadı. Bana İran’da seni başka bir şehire göndereceğim gizli, orada yaşa dedi. Ben de kabul ettim, gittim. Sonra ağabeyim buldu beni orada. Ben öğrendim ve hemen kaçtım. Bilet aldım buraya geldim.” şeklinde anlatıyor.

İlk olarak Balıkesir’de bir ailenin yanına yerleştirildiğini söyleyen Derya, birkaç ay sonra zor koşullarda tuttuğu sobalı bir eve çıktığını ve günde 15 – 16 saat çalıştığını anlatarak sözlerine devam ediyor; “Param çok az olduğu için kötü bir ev tuttum. Çok zor koşullarda çalıştım. 15 – 16 saat restoranda çalıştım. Belediyede çalıştım. Hasta baktım. Zor koşullarda yaşadım. Bronşit oldum.”

'Ağabeyim yerimi öğrenmek için anneme de şiddet uyguluyor'

Ağabeyinin ölüm tehditlerini, yerini öğrenmek için annesine uyguladığı şiddeti fotoğraflarla göstererek anlatan Derya sözlerine devam ediyor; “Annemle konuşurken ağabeyim benim Balıkesir’de olduğumu öğrendi. Bana “Seni öldüreceğim.” diye mesaj attı. Öyle olunca ben de Ankara’ya geldim. Burada üçüncü ülkeye gidebilmek için BM’ye başvuru yaptım. Çünkü ağabeyim benim için annemi dövüyor. Beni bulmak için, benim yerimi bildiği için.”

Ankara’ya ilk geldiğinde yaklaşık bir ay sokakta yaşadığını belirten Derya, sonrasında gittiği kadın sığınma evinden de dört ayın sonunda yaşadığı şiddet yüzünden ayrılıyor.

“Ben bir ay sokakta kaldım ve kadın sığınma evine gittim. Dört ay orada kaldım. Orada da şiddet gördüm. BM’ye şikayet ettim. Doktor raporu aldım.”

'Benim için en güvenli yer burası'

UNHCR önünde beklemeye nasıl karar verdiğini Derya’ya sorduğumda, “Ağabeyim yakın zamanda yine mesaj attı. Yerimi bildiğini söylüyor. ‘Arkadaşlarımı göndereceğim. Senin katlin vaciptir. Seni öldüreceğiz’ diyor. Biz aşiretiz. Benim kaçışım onlar için çok ağır bir durum ve şu anda biliyor benim zor durumda olduğumu. Tek çarem BM aracılığıyla başka bir ülkeye gitmek. Başvuru yaptım. Dosyamın Kanada’ya verileceği söyleniyor ama ne zaman cevap verileceğini bilmediklerini söylüyorlar. Bir aydır dışarıda beklemekteyim. Soğukta yaşıyorum. Bunların hepsine dayanıyorum ama can güvenliğim yok. Benim için en güvenli yer yine de burası.”

'Her şeye dayanırım. Yeter ki en kısa zamanda gideyim'

Sokakta nasıl tepkiler aldığı sorulduğunda ise Derya bazı insanların kendine iyi davrandığını ancak kötü davrananlarla da karşılaştığını, hatta hakarete varacak kelimelerin sarf edildiğini anlatıyor ve sözlerine devam ediyor;

“Sokakta hayat zor, tehlikeli. Her şeye dayanırım. Yeter ki en kısa zamanda bana cevap verin. Gideyim.”

'Hangi ülkeye gittiğimin bir önemi yok'

Yaklaşık bir yıldır üçüncü ülke başvurusunun sonuçlanmasını beklediğini belirten Derya sözlerine hangi ülkeye gideceğinin önemsiz olduğunu söyleyerek devam ediyor; “Benim için hangi ülkeye gideceğim fark etmiyor. Yeter ki en kısa zamanda gidebileyim. Başka bir şey istemiyorum. Benim için ülke önemli değil. BM bana dosyamın Kanada’ya gönderileceğini söyledi ama henüz bir cevap yok.”

'Tek bir amacım var! Okumak!'

Üçüncü ülke başvurusu gerçekleşme olasılığı üzerinden ve hayallerinden bahsetmeye başladığımızda ise Derya gülümseyerek, tek derdinin eğitimine devam etmek olduğunu söylüyor. İngilizce çalıştığını da sözlerine ekleyen İranlı Derya, “Tek amacım okumak. Gideceğim ülkede İngilizce çalışacağım. Ondan sonra yüksek lisansa başlayacağım. Belki tekrar lisanstan başlarım. Tek amacım okumak. Sakin ve güvenli bir hayat istiyorum.” diyor.

Umudunu bütün zor koşullara rağmen yitirmediğini söyleyen Derya, sözlerine şunları da ekliyor; “Benim gibi dünyada çok örnekler var. Hatta benden daha kötü koşullarda olan kadınlar var. Ben onlardan rica ediyorum; hiçbir zaman umutlarını kaybetmesinler. Her şeyin olacağına inanın. Hayata güzel bakın. Hayat zordur. Mücadele etmek gerekiyor. İstedikleri şeyler için girdikleri yolda zorluklara değil, sadece istediklerine odaklansınlar. İyi bir hayat için mücadele etsinler.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İran'da iki insan hakları aktivistine altışar yıl hapis

Sıla'nın paylaşımıyla gündem olan kadına yönelik şiddet: Türkiye sınıfta kaldı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü: Türkiye'de geçen yıl 403, son iki ayda 71 kadın cinayeti işlendi