Video | İngiltere'de opera yönetmeni Bozok: Nereden geldiğimizin kim olduğumuzla alakası var mı?

Video | İngiltere'de opera yönetmeni Bozok: Nereden geldiğimizin kim olduğumuzla alakası var mı?
© 
By Rengin Arslan
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Oscar Wilde’ın yaşadığı dönemin muhafazakar değerleriyle alay ettiği ve en popüler oyunlarından birisi olan Ciddi Olmanın Önemi Londra’da aralarında Türkiye’den oyuncuların da yer aldığı çok uluslu bir oyuncu kadrosuyla sahneleniyor

REKLAM

Oscar Wilde’ın yaşadığı dönemin muhafazakar değerleriyle alay ettiği ve en popüler oyunlarından birisi olan Ciddi Olmanın Önemi Londra’da aralarında Türkiye’den oyuncuların da yer aldığı çok uluslu bir oyuncu kadrosuyla sahneleniyor.

Kendisi de bir göçmen olan Oscar Wilde’ın kariyerinin en yüksek noktası olarak görülen bu oyun ve etrafında yaşananlar Wilde’ın eşcinsel kimliği yüzünden yargılanması ve hapsedilmesine giden sürecin de başlangıcı olmuştu.

Aradan geçen onlarca yıla rağmen Wilde’ın en popüler oyunu olmayı sürdüren İngilizce adıyla The Importance of Being Earnest’ı aslında bir opera yönetmeni olan Aylin Bozok yönetiyor.

Euronews Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bozok, oyunda “ben kimim” sorusunun irdelendiğini söylüyor. Oyun, 27, 28 ve 29 Kasım’da Londra’da Hackney Showroom’da kapalı gişe oynadı.

Bu oyunu yönetmeye nasıl karar verdiniz?

Opera Yönetmeni Aylin Bozok

İngilizce bir şey yapmak istedim ve yabancılarla birlikte bir şey yapmak istedim. Sonuçta hepimiz göçmeniz burada. The Importance of Being Earnest geldi aklıma. Çünkü bu oyunda kimlik sorgulanıyor sürekli. Ben kimim? Nereden geliyorum? Ailem kim? Nerede yaşıyorum? Sürekli bu konular irdelendiği için bize uygun olduğunu düşünüyorum. Oyunda İtalyan, Romen ve Türkiye’den oyuncular var. Üstelik oyunda İtalyanca, İsveççe, Fransızca, Romence, Türkçe, Almanca gibi diller konuşuluyor. Oyuncular ara sıra bu dillere geçiyor ve kendilerini düzeltir gibi tekrar İngilizceye dönüyorlar.

Peki oyunda neyi irdelediniz?

İrdelediğimiz konu nereden geldiğimizin, kim olduğumuzla bir alakası olup olmadığı? Aslında bunun hiçbir şekilde bağlantılı olmadığı, kim olduğumuz sorusunun hayatımız boyunca devam ettiği... Yabancı bir ülkede olduğumuzda kim olduğumuz sorusunun yanıtına daha çok yaklaştığımız gerçeğini irdeliyoruz.

İnsan kimliğine yabancı bir ülkede neden daha çok yaklaşıyor peki?

Çünkü beklentiler azalıyor. Ailenin beklentileri, kültürel, sosyal beklentiler, davranış kalıpları büyük oranda ortadan kalkıyor. O zaman kendimizle ilgili kendi içimizdeki sorulara ve cevaplara daha dürüst bir şekilde yaklaşabiliyoruz.

Siz de İsviçre’de bir Türk ailenin çocuğu olarak, göçmen olarak büyüdünüz. Ayrıca asıl olarak operalar yönetiyorsunuz. Bu ikisi bu oyunda nasıl bir araya geldi?

Evet, ben opera yönetmeniyim. Ayrıca iki müzisyen anne babanın kızı olarak İsviçre’de göçmen olarak büyüdüm. Oscar Wilde’ın oyunlarında inanılmaz bir müzik var. Bu oyunda da kelimelerle müziği bir şekilde bulmaya çalışıyorum. Bu oyunda kelimelerin müziği inanılmaz bir şeklide ortaya çıkıyor. Üstelik Oscar Wilde da bir göçmen. İngilizlerin katı kurallarının bir komedisini yapıyor. Bu nedenle karakterlerin kim olduklarını bastırmak zorunda kalıp, kendileri olamadıkları bir yerde içlerindeki müzikleri ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Her karaktere bir yalnızlık müziği yarattım. Operanın yardımı burada ortaya çıkıyor.

Bu oyunu kim, neden izlemeli?

Herkes izlemeli. Oyunda birkaç aksiyon bir anda gidiyor. Seyirci kendi hikayesini kendi seçiyor. Seyirci kendisi ne izlemek istediğini seçiyor. Bir şeyi izlemek istemiyorsanız onu izlemiyorsunuz örneğin. Aldığınız bir film DVD’sindeki sahne seçimi gibi.

Herkes izlemeli diyorum çünkü burada sadece göçmen olmaktan değil, aslında kim olduğumuzdan konuşacağız ve tamamen psikanalitik bir oyun. Jung’un söylediği, “ben başıma gelen şeylerin bir sonucu değil, olmayı seçtiğim kişiyim” sözünü daha iyi anlayabileceğimiz bir oyun bu.

Kendinizle ilgili fark etmediğiniz bu oyunla bulduğunuz bir şey oldu mu?

Sürekli... Ben kendimi sürekli irdeliyorum. Seyirciye de “bak bunu kendime de yapıyorum, gel bunda korkulacak bir şey yok” diyerek onu bu irdelemeye dahil olmaya çağırıyorum. Bu oyun özelinde hâlâ Earnest’i eleştirdiğim yerde kendimi de eleştiriyorum. Değişime açık olmayı ele alıyorum. Bugün bu kişiyim ama yarın değişebilirim. Bu elbette, inanç ve değerlerimizi sağlam tutmanın karşıtı bir şey değil ama inandığımız şeyleri kendimizde sorgulamaya devam etmek önemli diyorum.

Görüntü editörü • Mert Can Yilmaz

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Ünlü Soprano Sonya Yoncheva, operadaki 50'inci rolünü Medea'da oynadı

Barbara Hannigan Berenice Operası'nın dünya prömiyerinde Paris'i nefessiz bıraktı

Rus gazeteci, Mariupol tiyatrosuna yapılan saldırıyı eleştirdiği için 6 yıl hapis cezası aldı