Ankara Büyükşehir Belediyesi, Valiliğin bağışlara el koyma kararını mahkemeye taşıyacak

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş
Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş © Anadolu
© Anadolu
By Menekse Tokyay
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin salgın sürecinde başlattığı bağış kampanyasında toplanan 3,5 milyon TL’lik paranın bulunduğu hesaplara Ankara Valiliği tarafından bloke koyduruldu. Ankara Büyükşehir Belediyesi, Valiliğin bağışlara el koyma kararını mahkemeye taşımayı planlıyor.

REKLAM

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’ın koronavirüs salgınıyla mücadele çerçevesinde başlattığı bağış kampanyasının 31 Mart’ta İçişleri Bakanlığı tarafından durdurulması ve bağış paralarının akıbetinin açılan davalarla çıkmaza girmesi Ankara Valiliği'nin son girişimiyle farklı bir boyut kazandı.

Ankara Valiliği'nin söz konusu dönemde topladığı bağış miktarı 3.5 milyon lira idi ve İçişleri Bakanlığı kararıyla hesaplara bloke konmuş; toplanan paranın kamuya geçirilmesi gerektiğine ilişkin bir rapor hazırlanmıştı.

Söz konusu raporu Çankaya Kaymakamlığı'na gönderen Valilik, paranın kamuya geçirilmesine ilişkin işlemlerin tamamlanmasını istedi. Kaymakamlık da belediyeden bağış paralarının kamuya aktarılmasını talep etti.

euronews Türkçe'nin Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde üst düzey bir yetkiliden edindiği bilgiye göre, Ankara Valiliği, kaymakamlık aracılığıyla söz konusu paranın 15 gün içerisinde Hazine'ye devri ya da Sulh Mahkemesi'ne başvurulması gerektiğini belirten bir yazı gönderdi. Ancak, Ankara Büyükşehir Belediyesi parayı yatırmayıp mahkemeye başvurmayı planlıyor.

Belediye yetkililerine göre, söz konusu bağış toplama faaliyeti Büyükşehir Belediye Kanunu uyarınca yapıldı ve bağış hesaplarının idari bir kararla bloke edilmesi Bankacılık Kanunu'na ters düşüyor.

Murat Karayalçın: "Yasalar, bağış toplamaya olanak veriyor"

1989-93 yılları arasında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış olan Türk siyasetçi Murat Karayalçın, euronews Türkçe'ye verdiği demeçte, "Belediyelerin, genel belediyecilik ilkeleri açısından bu haklarının olduğu inancındayım. Zaten yasalar da buna olanak veriyor" dedi.

Karayalçın, "Bağış ve yardım sözcüklerinin spekülasyonu yapılarak bir sonuç elde etmeye çalışılıyor. Amaç, yerel ortak ihtiyaçlara katkıda bulunmak. Bu para, yine Ankaralıların ortak ihtiyaçları için harcanacaktı. Dolayısıyla yapılan belediyecilik felsefesi açısından son derece doğru" diye ekledi.

Blokaj konması hukuka aykırı

İdare hukuku konusunda uzman avukat Mert Doğan, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerine ait bağış hesaplarına iktidar eliyle bloke konulmasını her açıdan hukuka ve mevzuata aykırı buluyor.

euronews Türkçe'ye konuşan Doğan, "Belediyelerin, tabi oldukları kanun uyarınca kendilerine tevdi edilen görev ve sorumlulukları yerine getirme amacıyla kabul edilen bağışlar 2860 sayılı kanuna tabi olmayacağından herhangi bir izin veya bildirim gerekmez. Belediyenin kamu hizmetlerinin finansmanı için kabul ettiği bağışı zorlama bir yorum ile 2860 sayılı kanuna tabiymiş gibi göstermenin iyiniyetli bir yorum olmadığı kanaatindeyim" diyor.

Doğan, 2860 sayılı kanun uyarınca toplanan “yardım” ile 5393 sayılı kanun uyarınca toplanan “bağış” kavramlarının nitelik ve kavram olarak çok farklı olduğuna dikkat çekiyor ve şu şekilde açıklıyor:

"2860 sayılı kanun uyarınca valilik izni doğrultusunda toplanan yardımın, amaç ve konu yönünden somut ve spesifik olması ve yardım toplayan için değil, yardım alan için finansal iyileştirme amacı gütmesi gerekmez. Bununla birlikte, 2860 sayılı kanun uyarınca da yardım toplayan süre yönünden sınırlandırılmıştır ve haklı sebeplerin bulunmaması halinde en fazla 1 yıl için yardım toplanabilir. 2860 sayılı kanun uyarınca yardım toplayan kimse, yardım alan ile yardım eden arasında sadece bir köprüdür ve amaç gerçekleştiğinde toplanan yardım fazlası, hangi amaç için toplandıysa o amacı gerçekleştirebilecek benzer kurum ve kuruluşlara devredilir. Öte yandan, 5393 sayılı kanun uyarınca Belediye gelirleri arasında sayılan “bağış” ise belediye eliyle yerine getirilmesi gereken ve süreklilik arz eden kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi amacıyla, şartlı veya şartsız olarak yapılan, gerçek ya da tüzel kişilerce belediyeyi finansal yönden iyileştirme amacı güden mali destektir. Görüldüğü üzere “bağış” 2860 sayılı kanun kapsamında toplanan yardımdan birçok yönden farklıdır."

Dolayısıyla, 2860 sayılı kanun çerçevesinde toplanan “yardım” ile kabul edilmesi halinde belediye geliri olan “bağış”ın çok farklı kavramlar olduğunu belirten Doğan, 5216 ve 5393 sayılı kanunların 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’na göre yeni tarihli ve özel nitelikli kanun olduğu göz önüne alındığında Belediye Kanunu’nun uygulanması gerektiğine dikkat çekiyor ve ekliyor:

"Kaldı ki bu hususu normlar hiyerarşisi bağlamında bile ele almak doğru olmaz, çünkü belediyeler Anayasa’nın 127. Maddesi uyarınca doğrudan kendi kanunlarına tabidir. Dolayısıyla, Ankara belediyesi açısından yaşanan olay için 2860 sayılı kanunun uygulama alanının neredeyse imkansız olduğu görülüyor."

Bağışlar belediye gelirleri arasındadır

Doğan'a göre; 5393 sayılı Belediye Kanunu’na ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’na göre “bağışlar” belediye gelirleri arasında gösterilmiş, yani belediyelerin bağış kabul edebileceği açıkça düzenlenmiştir.

"Bu husus da iktidar kanadının belediyelerin bağış toplayamayacağı savını açıkça çürütmektedir" diyor Doğan.

Doğan, kamu tüzel kişiliğine haiz belediyelerinin vatandaşlardan topladığı bağışların değerlendirilmesinde ve kullanılmasında zaten “kamu yararını” prensibini gözeteceğinin beklendiğini belirtiyor:

"2860 sayılı kanun uyarınca izin vermeye yetkili makam düzenlenmek istenen bir yardım kampanyasını öncelikle kamu yararı güdüp gütmemesi yönünden irdeleyecek, izin çıkması akabinde izin vermeye yetkili mercii, toplanan yardımların bu amaç doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını denetleyecektir. Bu kanun uyarınca toplanan yardımlar “devlet malı” kabul edilir; yani toplanan yardımın, yardım amacı dışında kullanılması zimmet suçunu oluşturur. Zimmet suçu ise Türk Ceza Kanunu kapsamında “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenir."

Dolayısıyla, 2860 sayılı kanun uyarınca, özel hukuk kişilerinin topladığı yardımların devletçe denetlendiği, toplanan yardımların doğru yerlere ulaştırıldığı ve vatandaşın cebinden çıkan paranın devlet gözetiminde olduğu özellikle vurgulanıyor.

REKLAM

Doğan, "2860 sayılı kanunun; yardım kampanyalarından üçüncü kişilerin haksız bir şekilde maddi menfaat sağlamasının önüne geçilmesini, kamuoyunun duyduğu güven zedelenmeden, kamuoyu vicdanını yaralamadan yardımların doğru bir şekilde muhataplarına ulaştırılmasını amaçladığını" kaydediyor.

Tepkiler sürüyor

Bağış kampanyasına katkıda bulunan birçok vatandaş ise, Valilik kararının ardından bağışlarının geri verilmesi yönünde çağrıda bulunmaya başladı.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Mansur Yavaş'tan yeni kampanya: Gelin bu bayram hepimizin bayramı olsun

Özel | Bizim 'kara kaplı defterimiz' yok, kimseyi ayırt etmeden hizmet ediyoruz - Mansur Yavaş

İmamoğlu’ndan 900 bin TL bağışı bloke eden Vakıfbank’a çağrı: Bu vebalin altında kalmayın