Ölümünün 60. yıl dönümünde Ernest Hemingway'in Paris'inde bir yürüyüşe çıkmaya ne dersiniz?

"Paris'te genç bir adam olarak yaşayacak kadar şanslıysanız, hayatınızın geri kalanında nereye giderseniz gidin, Paris sizin için hareketli bir ziyafettir." Ernest Hemingway, 1920'lerde yaşadığı Fransız başkentini bu cümleleriyle tasvir eder.
Hemingway, sanatçılar, öykücüler, ressamlar için hedonist bir sığınak olan şehri, ölümünden sonra yayınlanan 'Paris Bir Şenliktir' kitabında tüm detaylarıyla gözler önüne seriyor.
Ünlü Amerikalı yazarın ölümünün 60. yıl dönümünde, Paris'te en sevdiği uğrak yerlerinden bazılarına göz atalım.
Place de la Contrescarpe
Hemingway'in Rue du Cardinal Lemoine'deki ilk dairesinden bir taş atımı uzaktaki Place de la Contrescarpe, bir mahalle hissi veren hareketli küçük bir meydan. Kalbinde küçük bir çeşme olan, samimi teraslar ve bistrolarla çevrili, dünyayı seyretmek için harika bir yer.
Hemingway'in zamanında Cafe des Amateurs'a da ev sahipliği yapıyordu. Ancak bugün bizimle değil. Yazar, 'Paris Bir Şenliktir' kitabında buranın çok da hayranı olmadığını gösteriyor: "Mahallenin sarhoşlarının bir araya geldiği, pis vücutların ve sarhoşluğun ekşi kokusundan uzak durduğum, hüzünlü, kötü yönetilen bir kafeydi."
Lüksemburg Bahçesi
Hemingway'in Paris'te yaşadığından bu yana 100 yıl geçmesine rağmen, Jardin du Luxembourg hala sokakların gürültüsünden kaçabileceğiniz yemyeşil bir pastoral köşe. Peyzajlı ağaçlar ve çitlerle çevrili, zarif göletler ve heykellerle dolu bahçeler, yazar ve ailesinin sıkışık dairelerinden birkaç saat uzakta vakit geçirmek istediklerinde ziyaret etmesi için hoş bir yerdi.
La Closerie des Lilas
Hemingway'in en sevdiği kafelerden biri olan ve "Güneş de Doğar" romanının çoğunu yazdığı La Closerie des Lilas, bugün Boulevard du Montparnasse üzerinde duruyor.
Hemingway, Paris'in sosyal kafe hayatını sevse de Lilas, yazmak için harika ve modaya uygun tiplerin hiçbirinin sevemeyeceği bir yerdi. “Kışın içerisi sıcaktı ve ilkbahar ve sonbaharda dışarısı ağaçların gölgesindeki masalarla çok güzeldi” diye yazdı. Burası aynı zamanda Hemingway'in F. Scott Fitzgerald'ın The Great Gatsby'nin orijinal elyazmasını okuduğu ilk yerdi.
Hemingway meraklıları için, içerideki zarif barda, üstüne yazarın adı kazınmış bir koltuk var (Orada gerçekten oturup oturmadığını doğrulayamıyoruz ama harika görünüyor).
Rue Mouffetard
Hemingway, Mouffetard sokağını "O harika, dar, kalabalık pazar sokağı" olarak tanımlıyor ve bugün de burası aynı canlılığını koruyor. 1920'lerde kaotik bir çalışma pazarı olmasına rağmen, bugünlerde oldukça turistik, yine de belli bir çekiciliği var.
Özellikle yoğunsa, Hemingway'in 74 Rue du Cardinal Lemoine'deki ilk dairesini kontrol etmek için kalabalıktan kaçın ve Place de la Contrescarpe'den kuzeye gidin.
Shakespeare & Company
Bugün Notre Dame Katedrali'ne yakın, nehrin karşısında biraz turistik ve gösterişli yer olsa da, Shakespeare and Co'nun orijinal adresi, Lüksemburg bahçelerinin hemen kuzeyinde, sessiz rue de l'Odeon'da bulunuyordu.
İngilizce konuşan kitapçı, Hemingway, James Joyce ve Gertrude Stein dahil olmak üzere diğer gurbetçi yazar arkadaşlarının çoğu için bir sığınaktı. Paris Bir Şenliktir kitabında, “Rüzgarın soğuk olduğu bir sokakta, kışın büyük sobası, masaları, vitrininde yeni kitapları, duvarda ölü ve diri ünlü yazarların fotoğraflarıyla sıcacık, neşeli bir yerdi burası” diye yazdı.
Les Deux Magots: James Joyce ile buluşma
Paris'in 1920'lerinin kafe kültüründen sağ kalan bir diğer yer, Boulevard Saint-Germain'deki Les Deux Magots, Hemingway'in sık sık arkadaşlarıyla içki içmek için buluştuğu mekan. Jean-Paul Satre ve Simone de Beauvoir gibi Fransız edebiyatçıları da ünlü mekanda saatler geçirdi.
Fahiş fiyatlarından şikayet edilse de görkemli Art Deco iç mekanı ve sanatsal mirası, brasserie'yi hala bir kahve veya kokteyl için güzel bir yer haline getiriyor.
Hemingway, Paris Bir Şenliktir'de İrlandalı yazar James Joyce'un içme alışkanlıklarına eğlenceli bir pencere açıyor: “Benden onunla bir içki içmemi istedi, Deux-Magots'a gittik ve Sherry şarabı sipariş ettik, ancak her zaman okuyacaksınız, o sadece İsviçre beyaz şarabı içti.”
Seine kıyıları
Onu büyüleyen balıkçılardan, kıyıları boyunca sıralanmış ikinci el kitapçılara kadar Hemingway, Seine boyunca bir gezintiye bayılırdı. Balıkçılar Paris'i uzun zaman önce terk etmiş olsa da, ikonik nehri neden bu kadar çok sevdiğini görmek zor değil.