Ağaçlandırma kampanyalarında nelere dikkat edilmeli?

Ağaçlandırma / ARŞİV
Ağaçlandırma / ARŞİV © AA
© AA
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Uzmanlar yangınlar ya da başka sebeplerden ormansızlaşan bölgelerde yapılacak ağaçlandırma kampanyalarında iyi araştırılmış ve sonuçları iyi değerlendirilmiş adımlaın atılması gerektiğine dikkat çekiyor

REKLAM

Küresel ısınmanın sonuçları hissedilmeye, iklim değişikliğiyle bağlantılı felaketler ülkeleri ve toplumları etkilemeye başladıkça kamuoyunda dünyanın geleceğine dair kaygılar da giderek yükseliyor.

"Ekolojik anksiyete" olarak adlandırılan bu durum, insanları ve toplumları çevre koruma ve iklim değişikliğiyle mücadele için "doğru olanı yapma" kaygısına sevk ediyor.

"Çevreci" ve "eko-bilinçli" olmanın popüler olduğu bu dönemde şirketler de iklim hareketine katılma konusunda birbiriyle yarışır hale geldi. Bazı kurum ve şirketler bu kaygıları istismar ederek kar paylarını yükseltme peşinde. Ya da bazen iyi niyetle yapılan hareketler beklenmedik olumsuzluklara yol açabiliyor.

Her ne kadar iklim değişikliğiyle mücadele için atılan her adım önem taşısa da, bu adımların iyi araştırılmamış ve sonuçları iyi değerlendirilmemiş eylemlerden kaçınmak gerekiyor.

Ağaçlandırmak iddia edildiği üzere "kolay çözüm yolu" değil

Ağaç dikimi kampanyaları şirket ve kurumların en kolay şekilde iklim değişikliğiyle mücadelede rol aldıklarını vurgulamasını sağlayan yöntemlerin başında geliyor.

Örneğin "Aldığınız her ürün karşılığında bir ağaç dikiyoruz" şeklindeki kampanyalar görünüşte çok cazip: Ağaçlandırma ormansızlaşan alanların yeniden yapılandırılmasına yardımcı olurken, ağaçlar da atmosferdeki karbonu emiyor.

Böyle bir kampanya hem eko-anksiyetenizi azaltıyor, hem de büyük iklim değişikliği hareketine katkı verdiğiniz hissi oluşturuyor. Üstelik bunun için ürün satın almaktan başka neredeyse parmağınızı bile oynatmanıza gerek kalmıyor.

Ancak işin aslı öyle değil. Ağaç dikimi kampanyaları her ne kadar iyi niyetle başlatılsa da ekosistemin nasıl işlediği göz önüne alınmadığı takdirde yarardan çok zarar getirebiliyor.

Ekosistemin korunması şart

Ekosistem biyoçeşitliliğe bağlı. Doğa milyonlarca yıl boyunca içinde hayvanların ve bitkilerin yaşadığı ve birbirini beslediği bu sistemi kurdu. Ancak buradaki bir bitki ya da hayvanın alınıp yerine daha önceden burada varolmayan bir çeşidin sunulması buradaki ekosistem dengesini tamamen bozabiliyor. Katil arılar olarak bilinen ve Asya'dan gelen dev eşek arıları bunun en mükemmel örneği.

Katil arılar Amerika Birleşik Devletleri'ne Doğu Asya ve Japonya'dan ilk ulaştıklarında buraya büyük zarar getirdi. Doğal avcısı olmayan bu arılar, onlara karşı savunma mekanizması bulunmayan yerli arıların yok olmasına neden oldu. Yerli arıların ölümü de polenleşmeyi yok ettiğinden bu durum yıkıcı sonuçlara yol açtı.

Türkiye'deki tartışmalar

Benzer şekilde ormansızlaşmanın da olumsuz sonuçlara neden olduğunu biliyoruz. Ancak uzmanlar yangınlar ya da başka sebeplerden ormansızlaşan bölgelere daha önce orada yetişmeyen ağaç ve bitki türlerinin dikilmesinin beklenmedik başka olumsuz sonuçlara yol açabileceğini vurguluyor.

Bu tartışmaların bir örneği Türkiye'de Ağustos ayı başında çıkan orman yangınları sırasında yaşandı. Özellikle Marmaris ve çevresinde büyük yıkıma yol açan orman yangınları daha söndürülmeden ağaç dikme kampanyaları konuşulmaya başladı.

Tartışmalarda o bölgede milyonlarca yıldır yetişen ve aşırı sıcaklar ve kuraklık sonucu iyice kuruyan kızıl çam ağaçlarının yangınların şiddetini arttırdığı, ateşle fırlayan kozalakların yangının yayılmasına neden olduğu belirtilerek yerine başka alternatifler önerildi.

İşte bu noktada uzmanlar doğanın dengesini hatırlatıyor ve kızıl çamların bu bölgedeki eko sistemin bir parçası olduğunu ve buradaki dengeyi değiştirecek adımların çok sıkı düşünülerek ve iyice araştırılarak atılması konusunda uyarıyor.

Ağaçlandırma kampanyalarında dikkat edilmesi gerekenler?

Bir kurum ya da şirket tarafından başlatılan ağaçlandırma kampanyalarında bazı soruların cevaplarını bulmak kampanyanın ne kadar gerçekçi ve faydalı olabileceğine dair fikir vermek için yeterli olabilir. İşte yanıtları aranabilecek bazı sorular:

  • Ağaçlar nereye dikiliyor? Bu bölgede ormansızlaştırma yaşanmış mı?
  • Kimler dikiyor? Dikim faaliyeti şirket ya da kurum personeli tarafından mı gerçekleştiriliyor?
  • Ağaçlara kimler bakıyor? Dikime katılan şirket ya da kurum personeli ağaçların bakımından da sorumlu mu?
  • Ağaçlar yurtdışına dikiliyorsa hangi ülkeye? Buradaki halk bu etkinliğe dahil ediliyor mu?
  • Dikilecek ağaç türleri neler? Nasıl ve neden seçildi?
  • Ağaçlar dikimin yapılacağı bölgeye özgü türler mi?

Bu soruları daha da çeşitlendirmek ve detaylandırmak mümkün. Önemli olan çevre onarılırken sonuçlarının dikkate alınması ve ağaçların büyüme zamanı, su ihtiyacı, ormanlık alanın barındırdığı hayvan ve bitki çeşitleri göz önünde bulundurularak planlı ve araştırmaya dayalı şekilde hareket edilmesi.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İşkencedere'de taş ocağına karşı direnen köylüler: Muhatabımız Cengiz İnşaat değil, iktidar

Alman Merkez Bankası sel felaketi sonrası 'kirli' para akınına uğradı

Erdoğan: Yeni yılın ilk aylarında yeni anayasayı millete sunmakta kararlıyız