Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Minguzzi davasında karar açıklandı: 2 sanığa 24'er yıl hapis cezası, 2 sanık beraat etti

Mattia Ahmet Minguzzi
Mattia Ahmet Minguzzi ©  Fotoğraf X'ten alınmıştır.
© Fotoğraf X'ten alınmıştır.
By Burcu Basaran
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Mattia Ahmet Minguzzi cinayetine ilişkin davada 2 sanık, indirim uygulanmadan en üst sınırdan 24'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Diğer 2 sanık hakkında ise beraat ve tahliye kararı verildi. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı beraat ve tahliye kararına itiraz edeceğini açıkladı.

Kadıköy'de uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayattan koparılan 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi cinayetine ilişkin davada salı günü karar açıklandı.

Anadolu 2'nci Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, aileye destek için çok sayıda kişi gitti. Duruşma öncesi salon dışında “Emsal karar istiyoruz” sloganları atıldı.

Minguzzi cinayeti davasında, Mattia Ahmet'i bıçaklayan 2 sanığın dosyası, olay günü yanlarında olduğu belirlenerek tutuklanan diğer 2 sanığın dosyasıyla birleştirilmesi ile tutuklu sayısı 4'e çıkmıştı. Dört sanık, saat 10:30 sıralarında başlayan duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Sonradan tutuklanan 2 sanık hakkında tahliye ve beraat kararı verilirken, bıçaklama olayına karışan diğer 2 sanık ise en üst sınırdan 24 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı ise Minguzzi davasında mütalaaya aykırı verilen beraat kararlarıyla ilgili M.A.D ve A.Ö hakkında istinaf hakkını kullanacağını açıkladı.

Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, "Mahkemece yapılan 21 Ekim 2025 tarihli duruşmada Suça Sürüklenen Çocuklar (B.B. ve U. B.)’nın çocuğu kasten öldürme suçundan Türk Ceza Kanunu’nun 37/1 maddesi delaletiyle TCK’nın 82/1-e, 31/3,63 maddeleri uyarınca 24 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve tutukluluk hallerinin devamına, diğer Suça Sürüklenen Çocuklar (A. Ö. ve M. A. D)’in ise ayrı ayrı beraat ve tahliyelerine karar verilmiştir. Mütalaaya aykırı çıkan hususlara ilişkin ayrıca kanun yollarına başvurulacaktır," denildi.

Minguzzi cinayeti

İstanbul Kadıköy'de 24 Ocak Cuma günü uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayattan koparılan 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi'nin ölümü Türkiye’yi derinden sarstı.

Olayın ardından başlatılan soruşturma tamamlandı ve Minguzzi'yi 5 kez bıçaklayan 15 yaşındaki B.B. ile bıçaklandıktan sonra yere düşen Minguzzi'yi tekmeleyen 16 yaşındaki U.B. hakkında "çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı.

Daha sonra, olay günü B.B. ve U.B. ile hareket ettikleri belirlenen, yine 18 yaşından küçük diğer sanıklar M.A.D. ve A.Ö. de gözaltına alındı. Savcılığın hakimliğe gönderdiği sevk yazısında, suça sürüklenen çocuklar M.A.D. ve A.Ö'nün, daha önce haklarında dava açılan B.B. ve U.B. ile başından beri birlikte hareket ettikleri, B.B'nin ilk fiziki olarak Minguzzi'ye müdahalesinde yanında bulunarak cesaretlendirici davranış gösterdikleri, maktulün direncini kırdıkları belirtildi.

Yazıda, olay sırasında kaçıp bir süre sonra durakta bekleyip kritik yapmaları ve birlikte kaçmaları değerlendirildiğinde, her iki suça sürüklenen çocuğun, suçun işlenmesinden önce, işlenmesi sırasında, ayrıca olay yerinden güvenli şekilde kaçmalarında eylemin icrasını kuvvetlendirmek suretiyle üzerlerine atılı suçu işledikleri belirtildi.

Hakimlikçe, B.B’nin eyleminden sonra tüm şüphelilerin olay yerinden kaçıp sonrasında buluştukları, olaya ilişkin konuştukları, eylemin nasıl gerçekleştiği konusunda el-kol hareketleriyle bir anlatımın bulunduğu belirtilerek, delillerin tam toplanmamış olması ve delil karartma şüphesinin bulunması nedeniyle her iki şüphelinin tutuklanmasına karar verildi.

Bu 2 sanık hakkında “çocuğu kasten öldürmek suçuna yardım”dan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapis istemiyle birleştirilme talepli iddianame hazırlandı. Dosyaların birleşmesiyle davada yargılanan sanık sayısı 4’e yükseldi.

Tartışmalar

Cinayet, gençlik şiddeti üzerine yoğun tartışmalara neden olurken, katilin 18 yaşından küçük olmasının cezai sorumluluklarını etkileme potansiyeli de gündeme geldi.

Mattia Ahmet'in babası İtalyan şef Andrea Minguzzi ve annesi Yasemin Minguzzi'nin yanı sıra kamuoyu, sanıkların en ağır cezayı almasını talep ederken, bu davanın benzer olaylara caydırıcı bir emsal oluşturması gerektiğini savundu. Hukukçular ise mevcut yasalar kapsamında çocuk indirimi uygulanmasının zorunlu olduğunu belirtti.

Ailenin adalet talebiyle birlikte; avukat Serkan Günel, Türk yasalarının 18 yaş altı suçlular için verdiği ceza indirimini tartışmaya açtı. Ardından siyasi gündem de bu mesele etrafında şekillendi. Bazı siyasiler, faillerin “çocuk” olarak değerlendirilmeyip en ağır cezayı almaları gerektiğini savunarak yasal değişiklik önerdi.

Medyada söz konusu çocukların uzun namlulu silahlarla poz verdiği görüntüler paylaşılınca birçok kişi, ciddi suçlara karışan çocukların yetişkin gibi yargılanmasını talep etmeye başladı. Çocuk haklarından sorumlu baro avukatları ise bu talebe karşı çıkarak "çocukların her şeyden önce mağdur olarak görülmesi" gerektiğine dair açıklamalarda bulundu.

Avukatların açıklamalarını sert eleştiren sosyal medya kullanıcıları, Türkiye'nin benimsediği "suça sürüklenen çocuk" terimini sorgulamaya başlayarak, bazı çocukların "suça sevk edilen" olarak değil, suçu işleyen "failler" olarak görülmesi gerektiğini savunur hale geldi.

'Suça sürüklenen çocuk' doğru bir kavram mı?

Önceki ceza hukuku anlayışında çocuklar "çocuk suçlu" veya "çocuk sanık" gibi terimlerle anılıyordu. Bu, çocuğun cezalandırılması gereken bir birey olduğu yönünde algı yarattığı için terim zamanla "suça sürüklenen çocuk" halini aldı. Böylelikle çocuğun, suçu bireysel iradesiyle işlememiş olabileceğini; ekonomik, sosyal, kültürel veya ailesel koşulların etkisiyle “suça sürüklendiği” vurgulamak isteniyordu.

Türkiye'de bu kavramın kabulü 2005'te yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ile mümkün oldu. Ancak değişimin kökeni Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (1989) ve Pekin Kuralları (1985) gibi uluslararası belgelere dayanıyor. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi suç işlediği iddia edilen çocuklara saygı, rehabilitasyon ve topluma yeniden entegrasyon vurgusu yaparken Pekin Kuralları da cezadan çok, eğitici ve önleyici tedbirlerin uygulanmasını öneriyor.

Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Hasan Erdoğan, "Çocuk Koruma Kanunu'nda çocuklarla ilgili çok ciddi düzenlemeler vardı" diyor.

"Çocuklar için özel çocuk mahkemeleri kurulmuş, hatta çocuk ağır ceza mahkemeleri -biz her ne kadar çocuk ve ağır ceza terimlerinin yan yana gelmesini istemesek de- hazırlanmıştı."

Bu kanunla birlikte çocuk hukukunda suçların seviyesiyle ilgili bir düzenlemeye de gidilmiş oldu. Çocuk mahkemelerinin yanı sıra çocuk ağır ceza mahkemeleri de gelmiş ve kavram "suça sürüklenen çocuk" halini almıştı.

Ancak çocuk haklarıyla ilgilenen hukukçular bugün bu kavramı da doğru bulmuyor. Birleşmiş Milletler, UNICEF ve Uyuşturucu ve Suç Ofisi resmi olarak "Children in conflict with the law” (Hukukla çatışma içindeki çocuklar) kavramını kullanıyor. Euronews Türkçe'ye konuşan Erdoğan, Türkiye'de de bu kavramın karşılığının kullanılması gerektiği görüşünde.

"'Suça sürüklenen çocuk' dendiğinde o çocuğun suçu gerçekten işlemiş olduğu algısı ortaya çıkar. Bunun yerine 'adalet sistemi içindeki çocuk' denmesi gerektiğini söylüyoruz. Çocuğun etiketlenmesinin önüne geçilmeli."

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Minguzzi davasının ikinci duruşması görüldü: 2 kişi daha tutuklandı, yeni görüntüler ortaya çıktı

Mattia Ahmet Minguzzi davasında ara karar: Duruşma 8 Mayıs'a ertelendi

Mattia Ahmet Minguzzi’nin katili çocuk indirimi olmadan yargılanabilir mi?