Fransa'da finans piyasaları, siyasi çalkantılar nedeniyle bu yıl nadiren düşük performans gösterdi. Bütçe krizi ardından hükümetin düşme riski, Euro bölgesini daha da zora sokacak ve dolayısıyla euro üzerinde baskı yaratacaktır.
Paris borsası Çarşamba günü devam eden siyasi kargaşa ortamında kayıplarını derinleştirdi. CAC 40 endeksi yüzde 1.3'lük düşüşle 6 Ağustos'tan bu yana en düşük seviyeye geriledi. Gösterge endeks bazı kayıplarını telafi ederek yüzde 0,72 düşüşle kapandı ancak yaklaşık 4 ayın en düşük seviyesinde kaldı. Perşembe günü endeks yüzde 0,56 artışla 7.180,19 seviyesinden yeşil renkte açıldı.
Fransa Başbakanı Michel Barnier, bütçe planını kabul ettirmek için anayasal araçları kullanması halinde muhalefet partileri tarafından görevden alınma tehlikesiyle karşı karşıya. Hem sol partiler hem de aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN), güvensizlik oyu verme ve Fransız hükümetini düşürme gücünü elinde bulunduruyor.
Paris borsası, küresel emsallerinin altında performans gösteriyor
Paris borsası aylardır süren siyasi huzursuzluk nedeniyle baskı altında. CAC 40 bu yıl negatif performans gösteren ender borsalardan biri olurken, küresel kıyaslamalar güçlü bir ralli sergiliyor. Euro Stoxx 600'ün yüzde 5,6'lık yükselişine ve DAX'ın yüzde 15'lik büyümesine kıyasla endeks yılbaşından bugüne yüzde 5,3 geriledi. Küresel olarak Wall Street defalarca yeni zirvelere ulaşırken, S&P 500 yaklaşık yüzde 26'lık bir artış kaydetti ve Çin'in Hang Seng Endeksi bu yıl yüzde 13 yükseldi.
Fransız bankacılık hisseleri, ülkenin kamu maliyesine ilişkin belirsizlikler nedeniyle en çok etkilenen hisseler oldu. Çarşamba günü, BNP Paribas SA hisseleri yüzde 3'e varan düşüşle son altı ayın en düşük seviyesine geriledi. Fransa'nın en büyük bankasının hisseleri, Euro Stoxx 600 bankacılık endeksinin yüzde 18'lik yükselişinin aksine, bugüne kadar yüzde 11'den fazla değer kaybetti. Aynı gün sigorta şirketi AXA'nın hisseleri yüzde 4,3, Credit Agricole'un hisseleri ise yüzde 1,3 değer kaybetti.
Fransa'da siyasi kriz
Haziran ayında Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron erken seçim çağrısında bulundu ve seçimler Michel Barnier'i yeni lider olarak atadıktan sonra bir azınlık hükümetiyle sonuçlandı. Barnier, kapsamlı harcama kesintileri ve vergi artışları yoluyla hükümetin borç seviyesini düşürmeyi amaçlayan bütçe planını açıkladı. Ancak tasarı, sol ittifakların ve aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) lideri Marine Le Pen'in sert muhalefetiyle karşılaştı.
Fransa'nın bütçe açığının bu yıl gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 6.1'ine ulaşacağı ve Avrupa Birliği'nin öngördüğü sınırın iki katından fazla olacağı tahmin edildiğinden, bu siyasi tıkanıklık Yunanistan tarzı potansiyel bir krize ilişkin endişeleri arttırmaktadır.
Avrupa Komisyonu tahminlerine göre, Fransa'nın borç/GSYH oranının 2024 yılında yüzde 112.4'e ulaşarak AB'deki en yüksek ikinci oran olması bekleniyor. Hükümetin önümüzdeki yıl bu oranı yüzde 5.1 oranında azaltma planı ise yaygın bir şekilde ulaşılamaz olarak görülüyor. Mayıs ayında S&P Global Ratings, Fransa'nın kredi notunu AA'dan AA-'ye düşürdü ve 2027 yılına kadar bütçe açığının GSYH'nin yüzde 3'ü seviyesinde olacağını öngördü.
Fransa'nın siyasi ve mali istikrarına ilişkin endişeler, piyasa risk duyarlılığının önemli bir ölçütü olan Alman ve Fransız devlet tahvili getirileri arasındaki farkı Temmuz 2012'den bu yana en yüksek seviye olan 86 baz puana çıkardı.
Euro daha fazla baskıyla karşılaşabilir
Fransa'nın siyasi belirsizliği, Almanya'nın otomobil endüstrisindeki kriz ve Trump'ın gümrük vergisi tehdidiyle birlikte Euro bölgesinin kasvetli ekonomik görünümünü daha da kötüleştirdi. Bu durum muhtemelen euronun G-10 grubundaki diğer para birimleri, özellikle de ABD doları karşısında daha fazla değer kaybetmesine yol açacaktır. EUR/USD paritesi gece boyunca hafif bir düşüş göstererek bugün TSİ 05:50'de 1,05 seviyesine geriledi ve son bir yılın en düşük seviyesinde kaldı.