Alman parlamentosu tarafından onaylanan tarihi 'borç freni' reformunun Avrupa'nın en büyük ekonomisini canlandırması beklenirken, hisse senedi ve tahvil piyasaları üzerinde başka etkileri de olacak.
Alman parlamentosu, hükümetin savunma ve altyapı alanlarında yüz milyarlarca euroluk finansman sağlamasına olanak tanıyan tarihi bir harcama tasarısını kabul etti.
Tasarının kabulü, 2009 yılında uygulamaya konulan ve 'borç freni' olarak adlandırılan kemer sıkma politikalarıyla uzun süredir kısıtlanan bir ülke için büyük bir mali değişime işaret ediyor.
Yatırımcılar, dönüm noktası niteliğindeki harcama paketi konusunda genel olarak iyimser kalırken, reformun Almanya'nın hisse senedi piyasaları ve devlet tahvilleri üzerinde daha geniş etkileri olacak.
Almanya'nın muhafazakar CDU/CSU lideri ve müstakbel Şansölye Friedrich Merz tarafından savunulan harcama tasarısı, savunma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 1'ini aşmasına izin verecek ve bu da yaklaşık 45 milyar euro'ya tekabül ediyor.
Plan ayrıca, önümüzdeki 12 yıl boyunca altyapı yatırımları için 300 milyar eurosu federal hükümete, 100 milyar eurosu eyalet hükümetlerine ve 100 milyar eurosu da İklim Geçiş Fonu'na tahsis edilmek üzere 500 milyar euroluk özel bir fon içeriyor. Tasarı ayrıca eyalet hükümetleri için borçlanma limitini GSYH'nin yüzde 0'ından yüzde 0,35'ine yükseltecek.
Parlamentonun alt kanadı Bundestag, tasarıyı 513 lehte ve 207 aleyhte oyla kabul ederek anayasayı değiştirmek için gereken üçte iki çoğunluğu rahatlıkla aştı. Ancak yasanın, Almanya'nın 16 federal eyaletini temsil eden Bundesrat tarafından cuma günü yapılacak oylamada onaylanması gerekiyor. Muhalefet partileri kararı iptal ettirmeye çalışabileceğinden, Merz'in önümüzdeki hafta yeni parlamento kurulmadan önce yasal değişikliği sağlaması aciliyet arz ediyor.
Yatırımcılar dönüm noktası niteliğindeki harcama paketini nasıl görüyor?
Almanya'nın gösterge DAX endeksi Salı günü yüzde 0,98 yükselerek ve kısa bir süreliğine rekor seviyeye ulaşarak üç günlük kazanç serisini genişletti. Aralarında Rheinmetall, Bayer, Continental ve ThyssenKrupp'un da bulunduğu döngüsel hisse senetleri, geri çekilmeden önce yüzde 4 ile yüzde 10 arasında artış gösterdi.
ING'nin küresel makro başkanı Carsten Brzeski salı günü yayınladığı bir raporda, "Doğru şekilde uygulandığında, altyapı yatırımları en azından konjonktürel bir yükselişe yol açmalıdır," diye yazdı.
"Olumlu duyarlılık etkileri ve daha sonra fiili harcamalar nedeniyle Alman ekonomisinde döngüsel bir toparlanma şansı açıkça artmıştır."
Bununla birlikte, devam eden yapısal zorluklar nedeniyle harcama paketinin "ekonominin rekabet gücünü artırmak için çok az şey yapacağı" konusunda da uyarıda bulundu.
Dönüm noktası niteliğindeki mali reformun, enerji kaynaklı artan enflasyon, zayıf kamu harcamaları ve yüksek faiz oranları nedeniyle iki yıl üst üste daralan Almanya ekonomisini yeniden canlandırması bekleniyor. Ülke, şu anda hükümetin açığını GSYH'nin yüzde 0,35'i ile sınırlayan borçlanma kısıtlamalarını gevşetmesi için artan bir baskıyla karşı karşıya.
Ancak, artan mali açıklara ilişkin endişeler nedeniyle Almanya'nın tahvil piyasasında dalgalanma devam edebilir. Devlet borçlanma maliyetlerini temsil eden tahvil getirileri, yatırımcıların kamu borcunda benzeri görülmemiş bir artış beklentisiyle daha yüksek risk primleri talep etmesiyle Mart ayının başında 1990'lardan bu yana en büyük haftalık artışını gösterdi.
Vanguard'ın faizlerden sorumlu küresel başkanı Roger Hallam ve kıdemli ekonomisti Shaan Raithatha, geçtiğimiz cuma günü yayınladıkları bir raporda, "Avrupa tahvil piyasalarının, piyasaya giren devlet borçlarında böylesine önemli bir artışın sonuçlarını ve uzun vadede daha yüksek borçlanma maliyetleri potansiyelini sindirirken dalgalı kalacağını tahmin ediyoruz," dedi.
Merz'in harcama planına atıfta bulunarak, "4 Mart'taki açıklama, Alman tahvillerinin düşük performans göstereceği yönündeki görüşümüzü güçlendirdi," diye eklediler.
Almanya'nın 10 yıllık tahvil getirisi, piyasalar büyük ölçüde tasarının onaylanmasını fiyatladığı için salı günü yüzde 2,81'de çok az değişiklik gösterdi. Ancak getiriler, ülkenin mali görünümüne ilişkin devam eden endişeleri yansıtarak yaklaşık 18 ayın en yüksek seviyesinde kaldı.