Vietnam, Tayvan ve Güney Kore'nin izinden gitmek istiyor, ancak güçlü ve dayanıklı bir ekonomi inşa etmek için tek bir sektöre odaklanmak artık geçerli bir durum değil.
Vietnam'ın başkenti Hanoi’deki partisinin okulunun merkez salonunda, kırmızı bayraklar ve devrim lideri Ho Chi Minh’in altın büstü altında konuşan Komünist Parti Genel Sekreteri To Lam, geçen yılın sonunda 'yeni bir kalkınma dönemi'nin başladığını ilan etti. Bu açıklama yalnızca sembolik değildi, Vietnam’ın son yıllardaki en iddialı ekonomik dönüşüm sürecinin başladığının sinyaliydi.
Ülke, 2045 yılına kadar 'zengin' bir ülke olmayı ve Güney Kore ile Tayvan’ın daha önce izlediği yolu takip ederek Asya’nın yeni 'kaplan ekonomisi' olmayı hedefliyor.
Ancak önlerinde zorlu bir yol var: Büyümeyi, gecikmiş reformlarla, yaşlanan nüfusla, iklim riskleriyle ve eskiyen kurumlarla uyumlu hale getirmek zorundalar. Üstelik, ABD Başkanı Donald Trump’ın Vietnam’ın ABD ile olan ticaret fazlasına yönelik baskısı, ülkenin ekonomik yükselişini daha da görünür kıldı.
1990’da, ortalama bir Vietnamlı yılda yalnızca 1.200 dolar değerinde mal ve hizmet tüketebiliyordu. Bugün bu 16 bin 385 dolara yükseldi.
Çin’e benzer şekilde Vietnam’ın küresel üretim üssüne dönüşmesi, yeni otoyollar, gökdelenler ve büyüyen orta sınıf, milyonlarca kişiyi yoksulluktan kurtardı. Ancak ucuz işgücüne dayalı ihracat patlaması yavaşlıyor ve özel sektörü güçlendirmekten iklim dostu teknolojilere yatırım yapmaya kadar uzanan reformlar için zaman daralıyor.
İhracat patlaması sonsuza dek süremez
ABD-Çin ticaret gerilimi yatırımları artırdı ve ABD, Vietnam’ın en büyük ihracat pazarı haline geldi. Ancak 2024’te ABD’ye karşı verilen 123,5 milyar dolarlık ticaret fazlası, ikinci kez başkan seçilen Trump’ı kızdırdı. Başkan, Vietnam mallarına yüzde 46 oranında gümrük vergisi getirme tehdidinde bulundu. Taraflar, malların ABD’ye Çin üzerinden kaçırıldığı şüphesi olan durumlarda yüzde 40’a varan, normalde ise yüzde 20’lik vergi konusunda anlaştı.
Vietnam ise Trump öncesinde de ekonomik modelini değiştirmeye hazırlanıyordu. Orta gelir tuzağına yakalanmamak için Güney Kore elektronik, Tayvan yarı iletkenler, Singapur finans üzerine yoğunlaşmıştı. Ancak Vietnam’ın bugünkü ekonomisi daha karmaşık ve tek bir sektörle uzun vadeli büyüme sağlanamayacağının farkında.
Vietnam’ın stratejisi: Çoklu büyük hamleler
Ülke, bilgisayar çipleri, yapay zeka ve yenilenebilir enerji gibi yüksek teknoloji alanlarına yatırım yapıyor. 67 milyar dolarlık Kuzey-Güney hızlı tren hattı ve sivil nükleer santraller gibi dev projeler gündemde. Ho Chi Minh City ve Danang’ta küresel finans merkezleri kurma planı da var.
Reformların temelinde ise bürokratik dönüşüm bulunuyor. Bakanlıklar birleştiriliyor, yerel yönetimler azaltılıyor: 63 vilayet 34 bölgesel merkeze indirilecek.
Özel sektör ön planda
Komünist Parti, mayıs ayında aldığı kararla özel sektörü ekonominin 'en önemli gücü' ilan etti. Amaç, devlet ve yabancı şirketlerin hakimiyetinden çıkmak. 2030’a kadar en az 20 özel şirketin küresel ölçekte rekabet etmesi hedefleniyor.
İklim değişikliği ve zaman baskısı
Tayfunlar ve sel riskleri şimdiden üretimi etkiliyor. Dünya Bankası’na göre önlem alınmazsa 2050’ye kadar ülke gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 12-14,5’ini kaybedebilir, 2030’a kadar 1 milyon kişi aşırı yoksulluğa düşebilir.
Vietnam ayrıca “yaşlanmadan zenginleşme” yarışında da zamanla yarışıyor. 2039’da işgücü fazlası dönemi sona erecek. Bu nedenle hükümet, sağlık hizmetlerini genişletmek, emeklilik yaşını kademeli olarak artırmak ve kadınları işgücüne daha fazla dahil etmek istiyor.