Altay dağlarında muhteşem bahar

Altay dağlarında muhteşem bahar
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Rusya’nın Kazakistan, Moğolistan ve Çin’le buluştuğu Sibirya’nın güneyinde insanların doğayla uyum içinde yaşadığı bakir alanlar bulunuyor. “Russian Life“ın bu bölümünde Altay Bölgesi’ne seyahat ediyoruz.

Bölgenin çarpıcı bir manzarası var: Karlı dağların çevresinde ormanlar, tundra bitkisi ve çöllerin bulunduğu uçsuz bucaksız stepler yer alıyor. Bu çeşitliliği sağlayan iki farklı iklim kuşağı arasında 2000 km. boyunca uzanan Altay Dağı. Bu da yarışmalar için bir araya gelen yamaç paraşütçüleri gibi tüm doğaseverleri Altay Bölgesi’ne çekiyor.

Vladimir Milov, Yamaç paraşütü öğretmeni:

“İnsanlara burada doğru düzgün yol olmadığından yakındığımda çoğu: ‘Sorun değil, bu şekilde daha iyi. Asfaltlarda araba kullanmaktan bıktık. Biraz yürümek iyi gelir diyor.”

Altay buzullarının beslediği nehirlerde balık avlanıp, rafting yapılırken, trekking ve hiking gibi uzun ve engebeli arazi yürüyüşleri, at binme ve tırmanma da bölgede yapılabilecek sporlar arasında.

Altay

  • Altay Bölgesi 845,000 kilometre karelik bir alandan oluşuyor
  • Bölge, Rusya, Kazakistan, Moğolistan ve Çin’in birleştiği yerde bulunuyor
  • Buraya en yakın mesafedeki şehirler Barnaul, Gorno-Altaysk ve Novosibirsk kentleri
  • Moskova’dan uçakla 3,5 saatlik mesafede
  • Bölgenin büyük bir kısmı, “Altay’ın Altın Dağları” adıyla UNESCO’nun Dünya Mirası listesinde yer alıyor

Altay Bölgesi’nin bu el değmemiş doğası eskiden beri burada yaşayan göçmen topluluklarca kutsal kabul edilmiş. Yerel kabileler ve Şamanlar dağlarda, nehirlerde, ağaçlarda ve doğanın her yerinde bulunduğuna inandıkları ruhlara ibadet ediyorlar.

Ludmila Menyailova, Rehber:

“Altaylar buarada yaşayan her bitkinin bir ruhu olduğuna inanıyorlar ve bu onlar için çok önemli.”
Bölgenin yerlileri hala bu maneviyatı hala saygıyla yaşatıyorlar. Günümüzde binaların yükseldiği birçok yerin aksine, Altay Bölgesi uygarlığın el değmemiş ender yerlerinden biri konumunda. Birçok aracın geçemeyeceği yollarda, ana ulaşım aracı olarak hala at kullanılıyor.

“Altay” kelimesi Moğolca “altın“dan geliyor. Mayıs ayının ortasında çiçek ve vahşi otlarla kaplanan Altın Dağlar’da bahar başlıyor. İnsanlar bu mevsimde dağlardan birçok ot ve meyve toplayıp, bunları şifa bulmak için kullanıyor.

Altay Dağları’ndaki sayısız mağara buranın uzun arkeolojik tarihinin tanıkları. Karmaşık labirentlerle birbirine bağlanmış odalarda ve bir tek insanın geçebileceği büyüklükteki geçişler yapay bir görünüme sahip. İlk insanlara ait bazı kalıntılar bu barakalarda bulunmuş. Fakat tüm bu mağaralar, bu bölgenin okyanusun dibinde bulunduğu eski jeolojik devirlerde, kireçtaşından oluşan tabakaların akıntı tarafından oyulmasıyla doğal olarak oluşmuş.

Günümüzde bitkilerin çeşitliliği ve dağlık bölgelerdeki ılıman iklim burayı arıcıların gözünde son derece değerli kılıyor. Ülkedeki en lezzetli balın buradan elde edilen bal olduğuna inanılıyor.

Slava Medovukha, Arıcı:
“Buranın 200 km çevresinde ne bir fabrika ne de kirlenmeye sebep olan herhangi başka bir sanayi var. İnsanlar balımızı tatmaya ve bir dahaki sefer için sipariş vermeye gelirler. Çok fazla üretmesek de, herkese yetecek kadar bal var. Buyurun gelin.”
Tamara Batuyeva, Belokurikha Tarih Müzesi Müdürü
Burası ruhunuzun ayaklanmasını ve şarkı söylemeye başlamasını sağlıyor. Burada tüm yaralarınız sarılıyor. Bu da Altay Dağlarını diğerlerinden ayıran özelliklerden.

Denis Loktev/euronews:

“Altay bölgesinden şimdilik bu kadar. Bir sonraki bölümde iki tarihi gelenek ve kültürün birleştiği bir Volga bölgesi olan Tatatristan’dayız. Haftaya Russian Life’ta görüşmek üzere”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Adrenalin dolu kış sporları mı arıyorsunuz? Büyük Kafkas Dağları’ndaki bu merkezi inceleyin

Japonya'nın kırsal bölgelerini canlandırmanın yolu eski yapı geleneklerinde yatıyor olabilir mi?

Satoyama'yı keşfedin: Japon toplulukları doğayla uyum içinde nasıl yaşıyor?