BM Genel Kurulu’nda çarşamba günü, dünya emisyonlarının yaklaşık üçte ikisinden sorumlu olan yaklaşık 100 ülke, fosil yakıt emisyonlarını daha da azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için planlarını veya taahhütlerini sundu.
Çin’in ilk emisyon kesintilerini açıklamasıyla birlikte, dünya liderleri çarşamba günü iklim değişikliği ve beraberinde gelen ölümcül aşırı hava olaylarıyla mücadelede daha ciddi olduklarını belirtti.
Birleşmiş Milletler’in üst düzey iklim zirvesinde konuşan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, dünyanın en büyük karbon salımı yapan ülkesinin 2035’e kadar emisyonlarını yüzde 7 ila 10 azaltmayı hedeflediğini duyurdu.
Dünyadaki karbondioksit salımlarının yüzde 31’inden fazlasını üreten Çin’in emisyonları uzun süredir artış gösteriyordu.
Bu açıklama, 100’den fazla dünya liderinin sera gazı salımını azaltmak için daha güçlü çabaların ve artan aciliyetin tartışıldığı toplantıda geldi.
Büyük uluslararası iklim müzakerelerinin altı buçuk hafta sonra Brezilya’da yapılacak olması nedeniyle BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, çarşamba günü Genel Kurul kapsamında kömür, petrol ve doğalgazdan kaynaklanan emisyonların azaltılmasına odaklanan özel bir liderler zirvesi düzenledi.
BM Genel Sekreter Yardımcısı Amina J. Mohammed, altı saati aşkın süren konuşmalar, vaatler ve açıklamaların ardından, dünya emisyonlarının yaklaşık üçte ikisinden sorumlu yaklaşık 100 ülke, fosil yakıt emisyonlarını daha da azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için planlarını veya taahhütlerini sunduğunu belirtti.
Video mesajında Xi, Çin’in 2020 seviyelerine kıyasla rüzgâr ve güneş enerjisini altı kat artıracağına, sıfır emisyonlu araçları ana akım haline getireceğine ve “temelde iklim uyumlu bir toplum kuracağına” söz verdi.
Avrupa ise daha az ayrıntılı ve tam anlamıyla resmiyet kazanmamış yeni bir iklimle mücadele planıyla takip etti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçen hafta üye ülkelerin emisyon azaltım hedeflerinin yüzde 66 ile yüzde 72 arasında değişeceği konusunda uzlaştıklarını açıkladı. AB, planını Kasım’daki müzakerelerden önce resmî olarak sunacak.
Doğal Kaynakları Koruma Konseyi’nin (NRDC) uluslararası iklimden sorumlu kıdemli strateji direktörü Jake Schmidt ise, yeni vaatlerin doğru yönde atılmış bir adım olduğunu ve iklim değişikliğiyle mücadelede daha güçlü bir taahhüt ortaya koyduğunu belirterek, “Ancak bu hedefler bizi iklim yıkımından korumak için yeterli olmayacak,” dedi.
Trump'ın iklim yorumlarına itiraz edildi
Xi ile Brezilya lideri Luiz Inacio Lula da Silva da çarşamba öğleden sonra, ABD Başkanı Donald Trump’ın bir gün önceki yenilenebilir enerjiye ve iklim değişikliği kavramına yönelik saldırılarına atıfta bulunmuş olabilecek açıklamalar yaptı.
Xi, “Bazı ülkeler buna karşı hareket ederken, uluslararası toplum doğru yönden sapmamalıdır,” dedi.
Kasım ayında yapılacak iklim konferansına ev sahipliği yapacak olan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, “İklim değişikliğinin etkilerinden kimse güvende değil. Sınır duvarları kuraklıkları veya fırtınaları durdurmaz. Doğa bombalara veya savaş gemilerine boyun eğmez. Hiçbir ülke diğerinden üstün değildir,” diye konuştu.
Guterres ise “Bilim eylem talep ediyor. Hukuk bunu emrediyor. Ekonomi bunu zorunlu kılıyor. Ve insanlar bunu talep ediyor,” dedi.
Felaketler arasında 'uyanma zamanı'
Marshall Adaları Devlet Başkanı Hilda Heine, yükselen deniz seviyelerinin hastaneleri ve okulları yok eden bir topluluktan “uyanma talebi” sunmak için orada olduğunu söyledi.
Küçük ada ülkesinde düzenli olarak sel ve kuraklık acil durumları ile uyandığını ve yakında diğer ülkelerin de aynı duruma düşebileceğini belirtti.
Heine, “Eğer şimdi uyanmaz ve fosil yakıtlara bağımlılığımızı sona erdirmezsek, bu odadaki her ülkenin lideri, yangınlar, fırtınalar, sıcak hava dalgaları, açlık ve kuraklık felaketleriyle ilgili çağrılarla uyandırılacak,” dedi.
Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, ülkesinin bunu fazlasıyla bildiğini, son dönemde 4 binden fazla köyü etkileyen, 5 milyon insanı vuran ve binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açan sellerle karşı karşıya olduklarını söyledi.
Şerif, “Size hitap ederken ülkem şiddetli muson yağmurları, ani seller, heyelanlar ve yıkıcı sellerle boğuşuyor,” dedi ve şöyle devam etti:
“2022’de 30 milyar doları (1,2 trilyon TL) aşan kayıplara neden olan ve milyonlarca insanı yerinden eden sellerin izleri hâlâ topraklarımızda görünürken, biz bu felaketle yüzleşiyoruz.”
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ise bunun iklim eylemi için belirleyici bir on yıl olduğunu vurguladı ve Avustralyalıların kasırga, sel, orman yangını ve kuraklık gibi giderek sıklaşan ve şiddetlenen hava olaylarının bedelini iyi bildiğini söyledi.
Albanese, “Avustralya biliyor ki yalnız değiliz,” dedi.
'Burada başarısızlığı kabul etmeliyiz'
İklim bilimci Johan Rockstrom, zirvenin açılışında yapılan bilimsel bilgilendirme toplantısında, “Isınmanın hızlandığı görünüyor,” dedi.
Rockstrom, aynı konuşmada, “Burada başarısızlığı kabul etmeliyiz. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin kontrol edilemez etkilerinden insanları ve ulusları korumakta başarısız olduk. Temel ve geri döndürülemez değişiklikleri tetiklemeye tehlikeli derecede yakınız,” ifadelerini kullandı.
Texas Tech Üniversitesi’nden iklim bilimci Katharine Hayhoe, liderlere hitaben, her ondalık derecelik ısınmanın daha kötü seller, orman yangınları, sıcak dalgaları, fırtınalar ve daha çok ölümle bağlantılı olduğunu belirtti.
Hayhoe, “Söz konusu olan, sevdiğimiz her şey ve herkes,” dedi.
Brezilya Devlet Başkanı Lula, bir basın toplantısında, Trump ve Xi’yi Kasım’daki iklim müzakerelerine davet ettiğini açıkladı. Lula, liderlerin bilim insanlarını dinlemesinin önemli olduğunu vurguladı.
2015 Paris İklim Anlaşması kapsamında, 195 ülkenin kömür, petrol ve doğalgaz yakımından kaynaklanan karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik yeni ve daha sıkı beş yıllık planlar sunması gerekiyor.
BM yetkilileri, ülkelerin planlarını ay sonuna kadar sunmalarının gerekli olduğunu, böylece verilen sözler tutulursa dünyanın ne kadar daha ısınacağına dair hesaplama yapılabileceğini söyledi. Eski ABD Başkanı Joe Biden, Amerika’nın planını geçen yıl görevden ayrılmadan önce sunmuştu, ancak Trump yönetimi bu plandan uzaklaştı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 2015 öncesinde dünyanın sanayi öncesi döneme kıyasla 4°C’lik bir ısınma yolunda olduğunu, ancak bunun şimdi 2,6°C’ye düşürüldüğünü söyledi.
Ancak Guterres, Paris Anlaşması’nın hedefinin 19. yüzyıl ortalarından bu yana ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak olduğunu, dünyanın ise şimdiden yaklaşık 1,3°C ısındığını hatırlattı.
Uzmanlar, Çin'in iklim planından etkilenmedi
BM İklim Şefi Simon Stiell, Çin’in planı hakkında, “Bu, gelecekte küresel ekonominin temiz enerjiyle işleyeceğine dair açık bir sinyaldir. Ve her ülke için daha güçlü ve daha hızlı iklim eylemi, daha fazla ekonomik büyüme, iş, uygun fiyatlı ve güvenli enerji, daha temiz hava ve hepimiz için, her yerde daha iyi sağlık demektir,” diye konuştu.
Brezilya Devlet Başkanı Lula da Çin’in açıklamasını takdir etti. Ancak bazı savunucular beklentilerini düşük bulduklarını dile getirdi. Onlar, Çin’in iklim eyleminde az vaat edip fazlasını yerine getirme konusunda bir üne sahip olduğunu söyledi.
The Elders grubunun başkanı ve eski Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, “Çin’in son iklim hedefi, ülkenin temiz enerji konusundaki olağanüstü geçmişi düşünüldüğünde fazla ürkek. Çin daha ileri gitmeli ve daha hızlı hareket etmeli,” sözlerini dile getirdi.
Çevre örgütü 350.org’un politika ve kampanyalar direktör yardımcısı Andreas Sieber, hedefin “hem yetersiz hem de dönüştürücü” olduğunu söyledi.
Andreas Sieber, “Emisyonların zirve seviyelerinden 2035’e kadar yüzde 7–10 azaltılması, dünyanın ihtiyaç duyduğunun gerisinde kalıyor. Ancak bu hedef, dünyanın en büyük salım yapan ülkesini, temiz teknolojinin ekonomik liderliği tanımladığı bir yola oturtuyor.”
Sieber, Çin’in çoğu zaman iklim hedeflerinde “az vaat edip fazlasını yerine getirdiğini” de hatırlattı ve şöyle devam etti:
“Şimdi gerçek sınav, bir sonraki Beş Yıllık Planda yatıyor. Bu planda daha ileri gidilmeli: kömürden çıkış, yenilenebilirlerin hızlandırılması ve enerji dönüşümünden ön saflardaki toplulukların fayda görmesi sağlanmalı.”