Dublin, Orta Doğu'da yeniden tırmanan gerilimin, AB hukukunu ihlal ettiği endişesiyle altı yıldır askıda olan tasarının yeniden incelenmesine yasal zemin sağladığını söylüyor.
İrlanda Başbakanı Simon Harris, hükümetinin önümüzdeki hafta başsavcı Rossa Fanning'den Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimleriyle ticareti yasaklayan bir tasarıyı yeniden canlandırabilecek "resmi tavsiye" alacağını söyledi.
İşgal Altındaki Topraklar Yasa Tasarısı ilk olarak 2018 yılında, Gazze ve Lübnan'daki savaş patlak vermeden önce senatör Frances Black tarafından gündeme getirilmişti.
Tasarı, Birleşmiş Milletler (BM) ve çoğu devlet tarafından uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul edilen İsrail yerleşimlerinde üretilen malların İrlanda'ya ithal edilmesini, ithal edilmeye teşebbüs edilmesini ya da başka bir kişinin ithal etmesine yardımcı olunmasını suç haline getirmeyi amaçlıyor.
Partiler arası geniş bir destek almasına rağmen, tasarının ilerlemesi Avrupa Birliği (AB) ticaret hukukunu ihlal ettiği endişesiyle durdu ve İrlanda Brüksel tarafından cezalandırılmaktan korktu.
Ancak Dublin'e göre, Lahey merkezli Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) Temmuz ayında verdiği bir tavsiye kararı, tasarının yeniden canlandırılması için yasal zemin sağlıyor.
Divan'ın bağlayıcılığı olmayan görüşü, devletlerin İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini sürdürecek "yardım ve destekte bulunmamakla" yükümlü olduğunu belirtiyor.
Başbakan Harris çarşamba günü Brüksel'de gazetecilere verdiği demeçte, "UAD'nin tavsiye niteliğindeki görüşü bağlam açısından ezber bozan bir nitelik taşıyor, zira artık ülkelere hukuka aykırı yasa dışı işgalin sona erdirilmesine yardımcı olmak için ellerinden geleni yapma yükümlülüğü getiriyor," dedi.
"Bunu AB düzeyinde yapmak isterim, ancak AB'nin tutumu ne olursa olsun, İrlanda'nın harekete geçmesi gerektiğine inandığım yükümlülüğü görmezden gelmeyeceğim," diye ekledi.
Tasarı yeniden canlandırılabilir ve kabul edilebilir mi?
Yasama organının alt kanadı Dáil ve senato Seanad tasarıyı onayladı, ancak hükümet onaylamadı.
Mevcut hükümet koalisyonu, her ikisi de 2018'de tasarıyı destekleyen Fianna Fáil (Renew Europe) ve Yeşiller ile daha önce tasarıya ret oyu veren Fine Gael'den (EPP) oluşuyor.
Ancak Başbakan ve Fine Gael lideri Harris, tasarıya yeni bir ivme kazandırmayı umduğunu güçlü bir şekilde ima etti.
Çarşamba günü yaptığı açıklamada Harris, "İşgal altındaki Filistin toprakları açısından ticari kısıtlamalar konusunda ilerlemenin artık mümkün olup olmadığını görmek istiyoruz," dedi.
Harris ayrıca Brüksel'in desteği olmaksızın İsrail ile ticareti tek taraflı olarak askıya alma konusunda net bir irade ortaya koydu.
"İrlanda (...) Avrupa'daki herkesin bu konuda harekete geçmesini beklemeyecektir," dedi.
Diğer AB ülkeleri de aynı şeyi yapabilir mi?
Ortaklık Anlaşması olarak da bilinen AB-İsrail ticaret anlaşması, işgal altındaki topraklardan gelen ürünler için geçerli değil.
Bu da Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te üretilen İsrail mallarının tercihli tarifelerden muaf olduğu anlamına geliyor. Yerleşim yerlerinden gelen malların da gümrük beyannamelerinde açıkça etiketlenmesi gerekiyor.
Euronews, Avrupa Komisyonu'ndan AB pazarına ulaşan Yahudi yerleşim birimi menşeli ürünlerin değeri hakkında daha fazla ayrıntı vermesini istedi. Yapılan açıklamada, "Yerleşim yerleri ile yapılan ticaret, AB'nin İsrail ile ticaret rakamlarına dahil değildir," denildi.
"AB, İsrail'in yasa dışı yerleşimlerini İsrail topraklarının bir parçası olarak tanımamaktadır. Bu nedenle, AB ithalatçıları, yerleşim yerlerinden ithal edilen mallar için İsrail'i menşe ülke olarak beyan etmemelidir," ifadelerine yer verildi.
İrlanda ve İspanya, Brüksel'in Ortaklık Anlaşmasını gözden geçirerek ve İsrail ile ticareti daha da kısıtlayarak İsrail'e diplomatik baskı uygulamak için ekonomik gücünü kullanması çağrılarına öncülük etti.
Ortaklık Anlaşması, AB-İsrail ilişkilerini "insan hakları ve demokratik ilkelere saygıya dayalı" hale getiren bir madde içeriyor. Bu da AB ülkelerinin İsrail'in Gazze ve Lübnan'daki operasyonlarının temel hakları ihlal ettiği konusunda oy birliğiyle mutabık kalması halinde askıya alınabileceği anlamına geliyor.
AB, 2022 yılında mal ticaretinin yüzde 28,8'ini gerçekleştiren İsrail'in başlıca ticaret ortaklarından.
AB liderleri mayıs ayında bu anlaşmayı görüşmek üzere özel bir konsey düzenlemeyi kabul etti. İsrail bu konseye katılmayı prensipte kabul etse de, AB üst düzey yetkilisi Josep Borrell'in toplantının özellikle İsrail'in Gazze'deki insan haklarına uyumunu ele almak üzere toplanması önerisini reddetti.
Borrell bu hafta yaptığı açıklamada, "Korkarım Ortaklık Konseyi bir sonraki dışişleri konseyinden önce gerçekleşmeyecek," diyerek iki taraf arasında konsey düzenlemelerine ilişkin görüşmelerin hala çıkmazda olduğunun bir işaretini verdi. Bir sonraki dışişleri konseyinin kasım ayı ortasında yapılması planlanıyor.
Belçika'nın geçici başbakanı Alexander de Croo, işgal altındaki Filistin topraklarından gelen İsrail ürünlerine AB yasağı getirilmesi çağrısında bulunmuş ve bu yasak Brüksel Belediye Meclisi tarafından kabul edilmişti.
AB üyesi olmayan Norveç, Gazze'deki savaşa tepki olarak işletmelerine Yahu yerleşim birimleriyle ticaret yapmamalarını tavsiye etti.