Avrupa Parlamentosu, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlama ve denetim yükümlülüklerini hafifleten bir paketi onayladı. EPP, yasayı geçirmek için muhafazakâr ve aşırı sağ milletvekilleriyle güç birliği yaptı.
Avrupa Parlamentosu (AP), perşembe günü şirketlerin sürdürülebilirlik raporlama yükümlülüklerini basitleştiren ve “duyarlılık denetimi” (due diligence) gerekliliklerini zayıflatan paketi onayladı.
Avrupa Halk Partisi (EPP), Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcuları (ECR) ile aşırı sağcı Avrupa Vatanseverleri (PfE) grubuyla iş birliği yaparak, çok sayıda değişiklik önergesi üzerine yapılan oylamanın ardından yasayı geçirdi.
Tasarı, AB’nin “basitleştirme” girişiminin bir parçası olarak Avrupa’daki şirketlerin sürdürülebilirlik raporlaması ve denetim yükümlülüklerini hafifletmeyi amaçlıyor. Parlamento’nun onayladığı versiyon, nihai kabulden önce üye ülkelerle müzakereye gidecek.
Bu yasa tasarısı, ekim ayında Parlamento tarafından reddedilmişti. O dönem merkez partiler arasında sağlanan uzlaşma, Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) grubundaki bazı fireler nedeniyle genel kurulda geçememişti.
Bu gelişme üye ülkelerin tepkisini çekmiş, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz oylamayı “ölümcül bir hata” olarak nitelendirmişti.
Bunun üzerine EPP yönünü sağa çevirdi. Perşembe günkü oylamada yasa 382 lehte, 249 aleyhte ve 13 çekimser oyla kabul edildi.
Sağ partiler, İsveçli EPP raportörü Jörgen Warborn’un hazırladığı ve denetim yükümlülüklerinin yalnızca 5 binden fazla çalışanı ve 1,5 milyar euro yıllık cirosu bulunan şirketlere uygulanacağını öngören tasarıyı destekledi.
Bu, orijinal Kurumsal Sürdürülebilirlik Duyarlılık Denetimi Direktifi’ne göre ciddi bir değişiklik anlamına geliyor. Çünkü ilk taslakta sınır bin çalışan ve 450 milyon euro yıllık ciro olarak belirlenmişti.
Avrupa Parlamentosu’nda EPP’nin çift yönlü stratejisi
EPP (Avrupa Halk Partisi) milletvekillerinin bu yasama döneminde sağcı ECR (Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcuları), aşırı sağcı PfE (Avrupa Vatanseverleri) ve Avrupa Ulusları Grubu (ESN) ile birlikte oy kullanması ilk kez olmuyor.
Parlamentonun en büyük grubu olan EPP, yasaları ister merkez partilerle ister sağcı bir çoğunlukla geçirebiliyor. Bu durum, Avrupa Parlamentosu tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir tablo oluşturuyor.
Alternatif bir çoğunluğun ilk örneği Ekim 2024’te ortaya çıkmıştı. Sağcı milletvekilleri, bağlayıcılığı olmayan bir kararla Edmundo González’i Venezuela Devlet Başkanı olarak tanımak üzere birleşmişti.
Bir ay sonra, EPP’nin ithalatçılara yönelik yükümlülükleri azaltmayı hedefleyen değişiklik önergeleri sayesinde, Avrupa Parlamentosu ormansızlaşma yasasını ertelemiş ve sulandırmıştı.
Bu adım ECR, PfE ve ESN gruplarının desteğini alırken, liberal Renew Europe milletvekilleri arasında görüş ayrılığı yaşanmış, sol partiler ise buna karşı oy vermişti.
O tarihten bu yana EPP, yapısal bir iş birliği olmadığını kamuoyuna açıklasa da, özellikle iklimle ilgili konularda zaman zaman sağcı gruplarla ortak hareket ediyor.
Bugünkü oylama, EPP’nin “çift yönlü” stratejisinin son örneği olarak değerlendiriliyor. Bu strateji, Komisyon’un çevre ve göç gibi tartışmalı konulardaki yasaları geçirmek için de kullanılabilir.
EPP, bazı dosyalarda merkez partilerle, bazılarında ise sağ ve aşırı sağ partilerle iş birliği yapabileceğini bir kez daha göstermiş oldu.
Aynı oturumda yapılan bir diğer kritik oylamada ise merkezci çoğunluk, AB’nin iklim yasasında değişikliğe gidilmesini destekledi. Yeni düzenleme, AB-27’nin 2040 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 90 oranında azaltmasını öngörüyor.
Yasa değişikliği, EPP, S&D, Renew Europe ve Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı (Greens/EFA) gruplarının Pazartesi günü çevre komitesinde vardığı uzlaşmanın ardından, 379 lehte, 248 aleyhte ve 10 çekimser oyla kabul edildi.