Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Yerli motordan 5. nesil uçak ihtiyacına: Milli Muharip Uçak KAAN'ın hikayesi

KAAN'ın 17 Mart 2023'teki taksi ve yer sürüş testlerindeki prototipi.
KAAN'ın 17 Mart 2023'teki taksi ve yer sürüş testlerindeki prototipi. ©  Wikimedia Commons
© Wikimedia Commons
By Cagla Uren
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Tartışmaların merkezinde yer alan KAAN uçaklarının hikayesini ve 5'inci nesil uçaklara dair merak edilen soruları masaya yatırdık.

REKLAM

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın eylül sonunda milli muharip uçağında (MMU) kullanılan motorların alınması için ABD'den onay beklediklerini açıklamasının ardından, KAAN uçakları ülke gündeminin en üst sıralarına yerleşti.

New York'taki Türkevi'nde yerel saatle 27 Eylül akşamı basına konuşan Fidan, "KAAN'ın motorları ABD Kongresi'nde bekliyor, onların lisansı durmuş durumda" diyerek ve bunun "müttefiklik ruhuna, stratejik ortaklık ruhuna yakışmadığını" söylemişti.

Bunun üzerine muhalefet milli muharip uçakta ABD menşeli motorların kullanılmasını eleştirirken, iktidar kanadı ise bunun zaten bilindiğini ve yerli üretim motorların çalışmalarının ise devam ettiğini vurgulayarak yanıt verdi.

Çarşamba akşamı TGRT'de konuşan gazeteci Cem Küçük ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu durumdan haberdar olmadığını ileri sürünce tartışma başka bir boyuta taşındı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden gelen açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan'a KAAN uçaklarının motorları hakkında bilgi verilmediği yönündeki iddiaların dezenformasyon ürünü olduğu ifade edildi.

Tüm bu tartışmaların merkezinde yer alan KAAN uçaklarının hikayesini ve uçaklara dair merak edilen soruları masaya yatırdık.

5. nesil uçakların yükselişi

Hava kuvvetleri için üretilen savaş uçaklarının nesilleri, teknolojik sıçramalara göre sınıflandırılıyor. Her yeni nesil, önceki kuşağa göre daha gelişmiş motorlar, silah sistemleri, aviyonikler ve görev kabiliyetleri getiriyor. Günümüzde en ileri seviyedeki uçaklar “5. nesil savaş uçakları” olarak adlandırılıyor.

İlk 5. nesil araçlar, 1997'de ABD'de ilk kez uçan ve 2005'te hizmete giren F-22 Raptor uçaklarıydı. 2006'da ABD'nin F-35'leri hizmete girdi. Bugün Türkiye'nin envanterinde yaygın bulunan F-16'lar ise 4. nesil savaş uçakları.

5. nesil rekabetine 2017'de Çin'in J-20 uçakları ve 2020'de ise Rusya'nın Su-57'si hizmete girdi.

Ülkeler 5. nesil savaş uçaklarına hava üstünlüğü sağlamak için önem veriyor. Zira bunlar diğer ülkelerin radarlarına yakalanmadan görev icra edebiliyor. Ancak yüksek teknoloji bağımlılığı nedeniyle geliştirmesi çok maliyetli ve uzun süreli. Dolayısıyla bu uçaklara sahip olan ülkeler, sadece askeri değil jeopolitik anlamda da büyük bir güç kazanıyor.

5. nesil savaş uçaklarının başlıca özellikleri şöyle sıralanabilir:

Düşük görünürlük (Stealth teknolojisi): Bu uçaklar radar, kızılötesi (ısı izi) ve elektro-optik sistemler tarafından tespit edilmelerini zorlaştıran tasarımlara sahip. Gövde şekli, radar emici malzemeler (RAM) ve iç silah bölmeleri sayesinde düşük radar kesit alanına (RCS) sahip olabiliyor.

Süper seyir (Supercruise): Önceki nesil uçaklar ses hızını genellikle artyakıcı (afterburner) kullanarak aşabilirken, 5. nesil uçaklar art yakıcı kullanmadan süpersonik hızda uzun süre uçabilir. Bu da yakıt tasarrufu ve gizlilik sağlıyor.

Sensör füzyonu: 5. nesil uçaklar, radar, kızılötesi tarayıcılar, elektronik harp sistemleri ve dost uçaklardan gelen bilgileri tek bir ekranda toplayarak pilotun iş yükünü azaltıyor. Pilot, adeta bütün savaş alanını kuşbakışı görüyormuş gibi bir farkındalığa sahip oluyor.

Ağ merkezli harp kabiliyeti: Bu uçaklar yalnızca kendi başına savaşan platformlar değil. Uydu, insansız hava araçları (İHA), kara ve deniz unsurlarıyla sürekli veri paylaşarak saha komutanı gibi hareket edebiliyor.

Yüksek manevra kabiliyeti: Gelişmiş aerodinamik tasarım, güçlü motorlar ve bazı modellerde itki yönlendirme (thrust vectoring) sayesinde yakın hava muharebesinde daha çevik olmasını sağlıyor.

İleri yazılım: Yapay zeka destekli görev bilgisayarları, gelişmiş uçuş kontrol sistemleri, elektronik harp yetenekleri ve yazılım tabanlı yükseltmeler ile sürekli geliştirilebilirlik sağlıyor.

F-35 ve S-400 krizi: Türkiye 5. nesil uçak üretmeye nasıl karar verdi?

Türkiye'nin yerli uçak üretme hayali çok daha eskiye dayansa da KAAN'ın üretimi konusunda harekete geçilmesi, büyük ölçüde 2010'lardaki siyasi gerilimlerden kaynaklanıyor.

Türkiye 5. nesil savaş uçağı ihtiyacını karşılamak için 1999’da F-35 projesine program ortağı olarak katılmıştı. 1,4 milyar dolar yatırım yaptığı bu program kapsamında 139 farklı uçak parçasını da burada üretmişti.

Ancak 2017'de Rusya'nın S-400 sistemlerinin satın alınması için anlaşma imzalandığında, ABD Türkiye'yi F-35 programından çıkardı. Rusya'yla yapılan anlaşmaya göre Türkiye, yaklaşık 2,5 milyar dolar karşılığında iki batarya S-400 alacaktı. Türkiye’nin bu kararı, özellikle ABD ve NATO müttefikleri tarafından eleştirildi. Rusya ile rekabetin yanı sıra S-400 sistemleri, NATO’nun kullandığı radar ve komuta-kontrol altyapısıyla uyumlu değildi.

2019 Temmuz’unda ilk S-400 parçaları Türkiye’ye ulaştı. ABD bu yıl Türkiye'yi F-35 programından resmen çıkardı. 2020 Aralık ayında CAATSA (Countering America’s Adversaries Through Sanctions Act) yasası kapsamında Türkiye’nin Savunma Sanayii Başkanlığı’na (SSB) yaptırım da uyguladı. Bu kapsamda yeni ABD savunma ihracat lisansları yasaklandı, SSB Başkanı ve bazı yetkililer yaptırım listesine alındı.

USAF F-35A Lightning II gizli savaş uçağı
USAF F-35A Lightning II gizli savaş uçağı Master Sgt. Donald Allen/Public Domain

Türkiye Ekim 2021’de, teslim alamadığı F-35’ler için ödediği 1,4 milyar doların karşılığında F-16 almak için teklifte bulundu. Tartışma uzun süre devam etti ve 2023'te ABD yönetimi Türkiye’ye F-16 satışına onay verdi. Anlaşma kapsamında Türkiye 40 yeni F-16 alacak ve elindeki 79 adet F-16’sı ise modernize edilecekti.

Türkiye'nin F-16 uçakların montajının kendi ülkesinde yapılmasını şart koştuğu biliniyor. Bu da yerli bir savaş uçağı çabalarına bilgi altyapısı sağlayan önemli bir etken. Örneğin, 1980’li yılların başında ABD’den F-16 satın almaya karar verdiğinde, sözleşmeye "Türkiye’de üretim şartı" koymuştu. 1990’lı yıllar boyunca ülkede 278 adet F-16 üretildi, ayrıca Scrolli'den Mahir Boztepe'nin aktarımına göre Mısır’ın ABD’den satın aldığı 46 adet F-16 uçağın üretimi de Türkiye’de gerçekleşti.

2023'te 1,4 milyar dolar karşılığında Türkiye'ye F-16 satışına izin verilmesi ilişkilerde yumuşama emaresi olarak okunmuştu. Ancak aynı dönemde ABD, Yunanistan'a F-35 satma kararı alınca gerilim yine yükseldi.

Türkiye o zamandan beri, F-35’in Avrupalı alternatifi sayılan EuroFighter satın almak için de uğraşıyor. Ancak EuroFighter da 4.5. nesil olarak kategorize edilen bir uçak sınıfı. Yani tam stealth (gizlilik) tasarımı yok. Ayrıca süper seyir özelliğinden de yoksun ve gelişmiş sensör füzyonu ile ağ merkezli harp kabiliyeti sınırlı.

Tüm bu olaylar Türkiye'ti kendi 5. nesil uçağını geliştirme hedefi konusunda teşvik etti.

KAAN projesinin seyri

KAAN savaş uçakları, 2016 civarında resmi proje olarak başlatıldı. Bir yıl sonra bu çaba kapsamında Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) ile İngiliz BAE Systems arasında yaklaşık 125 milyon dolarlık iş birliği anlaşması imzalanmıştı.

KAAN'ın ilk prototipinin yer testleri (takip, taksi testleri) 2023’te başladı ve uçuşa hazırlık testleri gerçekleştirildi. İlk uçuş testi ise Şubat 2024'te yapıldı. Aynı yıl ikinci uçuş testi geldi.

KAAN’ın yeni prototiplerinin ise 2026’nın bahar aylarında ilk uçuşunu gerçekleştirmesi planlanıyor. Yeni prototiplerin, 2024’te iki kez havalanan P0 prototipine göre çok daha gelişmiş olacağı, operasyonel uçakta bulunacak görev sistemlerinin büyük bölümünü barındıracağı belirtiliyor. Uçuş testleri için toplamda altı prototip (P0-P6) üretilecek. TUSAŞ, KAAN için başlangıçta 148 uçaklık bir ihtiyaç öngörüyor. Ancak bu sayının Endonezya’nın sipariş ettiği 48 uçağı kapsayıp kapsamadığı bilinmiyor.

TUSAŞ'ın açıklamasına göre KAAN uçaklarının teknik özellikleri.
TUSAŞ'ın açıklamasına göre KAAN uçaklarının teknik özellikleri. Euronews Türkçe

Seri üretim başlangıcı için 2028 hedeflenirken, uçakların hedeflenen tüm özelliklerine henüz ulaşmadığı da biliniyor. Bunların başında aşağıda ayrıntılı bahsedeceğimiz yerli motor geliyor. İlerleyen bloklarda tam “5. nesil” kabiliyetler (stealth, sensör füzyonu, gelişmiş aviyonikler vs.) sağlanması hedefleniyor. Uçak teslimatında “blok” (block) terimi, bir uçak modelinin üretim aşamasında sahip olduğu özellik, sistem ve yazılım paketini ifade ediyor. Yani ilgili blok, o uçağın hangi modernizasyon ve yetenek seviyesine sahip olduğunu gösteriyor.

KAAN'ın Blok 10 konfigürasyonu ile 5. nesil özelliklere yüzde 90’a yakın oranda ulaşılması hedefleniyor.

Dönemin TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, uçuş testinden hemen önce yaptığı açıklamada, "2028'de, Blok-10 denilen ilk aşamada, F16’nın üstünde F35'in altında 20 uçağı Hava Kuvvetleri'ne teslim ediyoruz," demişti.

"2030’da 5. nesil seviyesine gelecek."

ABD'den onayı beklenen F-110 motoru

KAAN’ın ilk versiyonları Blok 10 ve Blok 20’de ABD'nin F-110 turbofan motoru kullanılacak. 2024'te ilk kez havalanan prototipte de bu motor vardı. Bu motorlar halihazırda F-16 savaş uçaklarında kullanılıyor.

17 ülkenin savaş uçaklarında kullandığı bildirilen motorun bazı parçaları önceki anlaşmalar kapsamında Türkiye'de TUSAŞ tarafından da üretiliyor.

F-110 turbofan motoru üzerinde çalışan bir teknisyen.
F-110 turbofan motoru üzerinde çalışan bir teknisyen. Wikimedia Commons

2023'te Türkiye, İsveç'in NATO üyeliğine yeşil ışık yaktığı dönemde General Electric tasarımı F110 turbofan motorlarını lisans altında tamamıyla burada üretmek için ABD’ye talepte bulunmuştu. Talep o günlerde İsveç'in NATO üyeliğine verilen desteğin bir karşılığı olarak yorumlanmıştı.

İlk kez 1980'lerde kullanılmaya başlayan F110 motoru, F-16C/D Fighting Falcon (özellikle Block 30/40/50/70 versiyonları) ve F-14 Tomcat savaş uçaklarının en önemli bileşenlerinden. İtki gücü, artyakıcı olmadan 17 bin lbf, artyakıcı ile de 29 bin lbf seviyesine çıkıyor.

KAAN prototiplerinde ise iki adet F110-GE-129 motoru kullanılıyor. Bu motorlar, uçağın geliştirme ve test sürecinde zaman kazandırmak için seçildi ama uzun vadede yerli motorun geliştirilmesi ve F110'lar yerine geçmesi bekleniyor. Türk Hava Kuvvetleri’ne ilk teslimatlar F110 motorlarıyla yapılacak gibi görünüyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “ABD’den motorların gelmesi lazım ki KAAN’ların üretimi başlayabilsin” demişti. Zira CAATSA yaptırımları nedeniyle motor tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşandığı biliniyor.

Yerli motor TF-35000 ne zaman?

KAAN ile ilgili en iddialı hedef,  yerli TF-35000 motorunun geliştirilip uçağa entegre edilmesi. Bu entegrasyonun son aşamada gerçekleşmesi ve Blok 30 uçaklarında bu motorun kullanılması hedefleniyor.

2023'te Kotil, KAAN uçaklarında 2028'den itibaren yerli motor kullanmayı planladıklarını söylemişti. Ancak son güncellemeler, motorun KAAN'a entegrasyonu için yeni hedefin 2032 olduğunu gösteriyor.

Motorun 35 bin lbf itki gücüne (adı da buradan geliyor) sahip olması ve KAAN’ın süpersonik seyir yeteneğini desteklemesi amaçlanıyor. Ayrıca düşük kızılötesi iz (stealth uyumlu) egzoz tasarımı ve yüksek sıcaklık için dayanıklı yerli malzeme teknolojisine (tek kristal türbin kanadı vb.) sahip olması bekleniyor.

Motorun kavramsal tasarım ve temel mühendislik çalışmaları tamamlanırken, ilk parça üretimleri de başladı. Şimdi hedef yıl sonu ilk prototip aşamasına geçmek.

Yerli motor geliştirme süreci zaman aldığı için, mevcut süreçte ABD motorlarına duyulan ihtiyaç da arttı. İşte bu yüzden Türkiye, General Electric tasarımı F110 motorlarının lisansını almak için de bastırmaya devam ediyor.

Yerli motoru kim üretiyor?

TF35000 motorunun TEI ve TRMOTOR tarafından üretileceği açıklanmıştı.

TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI) 1985'te kuruldu. BBC'ye göre şirketin yüzde 46,2'si GE Aerospace'e, yüzde 50,5'i TUSAŞ'a, geri kalan yüzde 3,3'lük kısmıysa Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve Türk Hava Kurumu'na ait.

Şirket F110 motorları için bakım hizmeti verme yetkisine sahip. Ayrıca F110'lara parça üretiyor.

TEI'nin büyük hissedarı TUSAŞ ise 1973'te Türkiye'nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını azaltmak için kurulmuştu.

Motoru TEI ile birlikte geliştirmekte olan TRMOTOR ise tamamen TUSAŞ'a ait bir şirket.

Endonezya'ya hangi motor satıldı?

Türkiye bu yıl Endonezya ile 48 adet KAAN satışı için sözleşme imzalamıştı.

TUSAŞ'ın bugünkü Genel Müdürü Demiroğlu, bu uçakların teslimatının, yerli TF35000 motoruyla yapılacağını söyledi.

Türkiye'nin KAAN'da yerli üretim bir motor kullanması, istediği ülkelere serbestçe ihracat yapabilmesine olanak sağlayacak. Zira motorlarda ABD gibi başka ülkelerin kritik parçalarını kullanırsa, uçakları başka ülkelere ihraç etmek için ABD'nin onayı gerekebilir.

Endonezya ile yapılan anlaşma, üretim, teknoloji transferi ve Endonezya’nın yerel katılımını kapsıyor. Uçakların teslimatının 120 ay içinde (10 yıl) tamamlanması öngörülüyor. Bu süre anlaşmanın şartlarının kesinleştiği 2025 yılı itibarıyla başladı.

Yani 2035’e kadar tüm 48 uçağın teslim edilmesi hedefleniyor. Ancak savunma sanayi analistleri, motorun geliştirilmesinde yeni gecikmeler olması durumunda Türkiye'nin yerli motorlu ilk uçakları Endonezya'ya vermek yerine kendi envanterine katmak isteyebileceğini düşünüyor.

TUSAŞ yetkilileri ise yerli motorun gelişiminde gecikme olduğunu kabul etse de ABD'den onayı beklenen F110 motorları konusundaki krizin yerli motor çalışmalarını etkilemeyeceğini savunuyor.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Rus savaş uçakları hava sahası ihlali ardından Estonya, NATO 4. maddesi uyarınca istişare talep etti

Yolcu uçaklarında zehirli gaz paniği: ABD alarma geçti

Uçak konforunda otobüs: Avrupa’da yeni gece ağı