Portekiz edebiyatçılarına göre modern toplumlarda makineler, insanlardan daha fazla pirim yapıyor.
Fransa’nın Lyon kentinde düzenlenen Uluslararası Kitap Forumu’nda, Portekiz’in usta yazarı Gonçalo M.Tavares euronews’un sorularını yanıtladı.
Tavares, ilk basılan kitabından bu yana geçen 10 yılda birçok ödül kazanmış, başarılı bir isim.
Yazar, Fransa’da en iyi yabancı kitap kategorisi dalında 2010 basımı “Teknoloji Dünyasında Dua Etmeyi Öğrenmek” ile Dalkey Archive Press ödülüne layık görüldü ve yakın zamanda “Mr. Kraus” isimli kitabıyla da en iyi roman ödülünün sahibi oldu.
Ödül, işletme dalında hatırı sayılı okullardan European Business School öğrencilerince seçilen yazara İngiltere ve Fransa tarafından ortaklaşa takdim ediliyor. Çünkü European Business School’un İngiltere ve Fransa’da iki kampüsü bulunuyor.
Son kitabı “Mr. Kraus“ta bir gazete makalesinde adı geçen Portekizli bir siyasetçiden esinlendiğini belirten 41 yaşındaki edebiyatçı, jürideki öğrencilerin kitapta Fransız bir siyasetçiden bahsedildiğini düşündüklerinin de altını çizdi.
Yazar, son eseri hakkında ise ‘‘Bu kitapta benim ilgimi çeken, dilin manüpüle edilmesi ve takıntıların ölçütü oldu’‘ yorumunu yapıyor.
Kitapta konu olan Teori ve Bilimin profesörü içinse, politika tüm dünyanın dili. Burada edebiyat ve dillere karşı bir tutku var, ancak politikacılar gerçekliği unutuyor.
Lyon’da düzenlenen uluslararası kitap forumunda Gonçalo M. Tavares, “İçimizdeki hayvana nasıl davranmalıyız” başlıklı bir konuşmaya imza attı.
Elza Gonçalves, euronews: İçimizde bir hayvan mı var?
Gonçalo M. Tavares: “Bence evet, Her birimizin içinde az da olsa hayvani dürtü var. Bir iyi bir de kötü hayvan. Tabi bir de insan bulunuyor. Bir iyi bir de şeytanımsı insan. Hayvan,i güdülerimizin kötü yanlarını tımarladığımız gibi ,içimizdeki şeytanı da kontrol altında tutmalıyız.
euronews: “Teknoloji Dünyasında Dua Etmeyi Öğrenmek” isimli kitabınızdaki ana karakter Lenz Buchmann, kötü bir adam mıydı?
Gonçalo M. Tavares:
“Ben Lenz’i kötü olarak nitelendirmiyorum. Lenz, güçlü bir adam. O ana hatlarıyla ve etkili düşünüyor. O bir makinenin beyni olmuş gibi… Bu arada makine iyidir ve kötüdür diye bir şeyden bahsedemiyorsak, Lenz içinde durum aynı. Makine ya çalışır ya da çalışmaz. Makineler için tek amaç vardır ve o amacı da tek bir davranış biçimi gerçekleştirir. Lenz ne iyi ne de kötü, onun için tek bir gerçek var, herkesin çalışmasını istiyor.’‘
euronews: Peki içimizdeki hayvan vahşi mi?
Gonçalo M. Tavares:
“Makinenin mantığı hayvanlardan çok daha vahşidir. Hayvan acıktığında öldürür, ama makinenin öldürmek için buna ihtiyacı yoktur.
euronews: Bugünün dünyası makinelere mi bağımlı?
Gonçalo M. Tavares:
“Makinelerle yaşanan hayat toplumu ve iş hayatını etkiliyor. Makineleşmiş insanlara değer veriyoruz. Bu endişe verici çünkü makinelerin karın ağrısı ya da kötü geçen günleri olmaz. Günümüzde, çalışan sınıfın hayatı makine gibi. Biz makineleşen insanların yarattığı bir dünyayı hayal ediyoruz ama insanoğlu bu ritmi kaldıramaz.’‘
euronews: “Bazı hikayeleriniz çok ironik ve ağır. Diğerleri ise daha karanlık hatta tebessüm bile ettirmiyor. Bu komedi ile trajedi arasındaki klasik bir seperasyon mu?
Gonçalo M. Tavares:
“Bilmiyorum, belki değildir. bence bu ayrıştırma çok belli değil. Hatta geleneksel sınıflandırmalar biraz da ilgi çekici. Örneğin kahkahalar atarken birden korku içinde kıvranıyorsunuz. Ya da korkarak başlayabilir gülerek noktalayabilirsiniz bir kitabı.’‘
euronews:
“Teknoloji Dünyasında Dua Etmeyi Öğrenmek” hem evrensel hem de oldukça Avrupalı bir roman. Bana Avrupa tarihindeki trajedileri hatırlatıyor. Siz kendinizi Avrupalı bir yazar olarak görüyor musunuz?’‘
Gonçalo M. Tavares:
“Ben ilk olarak Portekizli bir yazarım. Çünkü Potekizce yazıyorum ve kullandığımız dil bizi biz yapandır. Ama tabi bir de Avrupalı kimliğim var. Duygusal ve insanı ilişkiler yazmayı seviyorum. O kitap da korku, güç, tutku hakkındaydı. Ve bu hisler ne tam Portekizlidir ne de sadece Avrupalı. hepimiz bu hislere sahibiz. İçimizdeki hayvanlara da.’‘
Elza Gonçalves