Nükleere sahip bir İran nükleeri olmayandan daha korkuludur

Nükleere sahip bir İran nükleeri olmayandan daha korkuludur
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Albright Stonebridge Grubu’nun eşbaşkanı, Bill Clinton döneminin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Sandy Berger ile bir araya geldik. Kendisi İran

REKLAM

Albright Stonebridge Grubu’nun eşbaşkanı, Bill Clinton döneminin eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Sandy Berger ile bir araya geldik. Kendisi İran nükleer anlaşmasının güçlü ve aktif bir savunucusu. Berger, anlaşmanın Kongre’de oylanmasına günler kala euronews’in sorularını yanıtladı.

euronews:
“P5+1 ülkelerinin hiçbirinde İran nükleer anlaşmasının taraftarları ve karşıtları arasında Amerika’daki gibi bir bilek güreşi yaşanmıyor. Bunun sebebi nedir? İsrail’in etkisi mi yoksa Cumhuriyetçi Kongre’nin Obama karşıtlığının bir göstergesi mi?”

Sandy Berger:
“Tabii ki burada partizanlık faktörü var. Fakat Bizim İran’la Avrupa’dan daha farklı bir geçmişimiz var. İran Şah’ı ile 50’lerde 60’larda çok yakın ilişkilerimiz oldu. Sonra 1979 İran Devrimi ve Amerikalıların rehin alınması krizi. Amerikan toplumu 440 gün boyunca bu olaya kilitlendi ve bunun büyük bir travma etkisi oldu. Amerikan bilinci üzerinde çok kavurucu bir etki yarattı. Yani İran, Amerikalıların gözünde olağan şüpheli.”

“Ben bu konudaki kaygılardan bölgedeki istikrarsızlığın sorumlu olduğunu düşünüyorum. İsrail’in güvenliği konusunda bir çok insan endişeli. Bu anlaşmanın özellikle İsrail’e olumsuz etkisinin olup olmadığı soruları yükseliyor. İşte bunların hepsi böyle bir tartışmanın nedenini oluşturuyor.”

euronews:
“Anlaşmaya karşı çıkanlar İran’ın zaman kazandığını iddia ediyor. Yaklaşık 15 yıl boyunca yaptırımların kaldırılmasını fırsat bilerek uluslararası terörizmi destekleyecek ve yine hile yapacak diyorlar. Tartışmalar bu noktada anlaşmanın yeniden müzakere edilmesi yönüne doğru gidiyor. Buna cevabınız nedir?”

Berger:
“İran, 15 yıl veya daha fazla süre boyunca nükleer silaha sahip olamayacak. Yaptırımlar kaldırılmadan önce İran mecbur olduğu yükümlülüklerinin tamamını yerine getirmeli. Bu anlaşmanın faydaları çok açık. Görünüşte yaptırımların ortadan kalkmasıyla İran ekonomisi bundan faydalanacak çünkü bu yaptırımlardan dolayı İran ekonomisinde 1 trilyon Dolar’lık bir açık var. İran ekonomisi çok kötü durumda. İran bölgede başka işlere girişecek mi? Şüphesiz tabii ki bu noktada bizim ve müttefiklerimiz için kaygı her zaman olacak.”

euronews:
“Kongre’nin anlaşmayı iptal etme gücü bulunmuyor. Fakat başkanın yaptırımları kaldırmasına karşı oy kullanarak bir fren etkisi yapabilir. Amerikan Yönetimi’nin, Kongre’nin frenleme etkisini engelleyecek yeterli destek oylarını sağlayacağına inanıyor musunuz?”

Berger:
“Şu anda bulunduğumuz konum tam da burası. Başkanın vetosunu geçersiz kılmak için Senato’da 34 oy gerekiyor. Aslında bunun başkana geri dönmemesi için Kongre’de sadece 41 oy gerekiyor. Amerikan Yönetiminin tercihi de bu yönde. Ben bunun muhtemelen olası olduğunu düşünüyorum. Anlaşmanın onaylanması yönünde bir hareket var. İnsanlar yaz boyunca anlaşmayı daha iyi inceleme şansı yakaladı. Bu yüzden ibre anlaşmanın lehine döndü. Fakat şu noktada Beyaz Saray’da hiç kimsenin zafer ilan edeceğini sanmam.”

euronews:
“Kongre anlaşmayı reddederse bunun Amerikan dış politikasına gelecekteki etkileri nasıl olur?”

Berger:
“Amerika Birleşik Devletleri başından beri bu konunun öncülüğünü yaptı. Birleşik Devletler, Çin, Rusya, Hindistan ve Avrupa’yla İran’a karşı yaptırımlar için ortaklıklar ve ekonomik güç birlikleri kurdu. Bu öncülükten her türlü vazgeçme Amerikan liderliği konusunda büyük bir yaraya yol açar. Bu sadece bu hususu da kapsamaz ilerde karşılaşılacak başka konularda da sorun çıkar. Son bir şey daha söylemek istiyorum. Anlaşma bir kez onaylandı mı uygulanmak zorunda. Birleşik Devletler ve P5+1 olarak bizler açık bir şekilde kuvvetli bir konumda anlaşmanın uygulama aşamasına geçmek istiyoruz. Burada doğacak sorunlara karşı güçlü bir pozisyonda olmalıyız.”

euronews:
“İran sorunu Avrupa’da temelde çözülmüşe benziyor. Zaten yaptırımlar bir gün sona erecek diplomatik bir araç olarak görüldü. Avrupalılar Amerika’daki rahatsız edici tartışmaları tiz sesler olarak görüyor. Kongre anlaşmayı geri çevirirse yaptırım birliğinin dağılmasından endişe ediyor musunuz?”

Berger:
“Kesinlikle. Eğer Kongre yenilgiye uğrarsa yaptırım güçlerini bir arada tutmak çok zorlaşır. Avrupalı ve diğer Dünya ülkeleri İran’ın masaya oturup nükleer programını ciddi şekilde müzakere etmek için yaptırımlar uyguladı. Masada çok sıkı ve zorlu bir müzakere yapıldı. Şimdi aynı ülkelere geri gidip ‘Kongremiz bundan hoşlanmadı haydi bir altı ay veya bir yıl daha şu yaptırımları devam ettirelim’ demek imkansız. Avrupalı liderlerin işadamlarına ‘Üzgünüz, Amerikan politikası yüzünden İran’a henüz gidemezsiniz’ dediğini tasavvur edemiyorum. Sanırım bu gerçek, yaptırımları söküp ortadan kaldıracaktır.”

euronews:
“Avrupa şirketlerinden bahsettiniz. İtalya’dan, Almanya’dan Avrupalı şirketlerin acele ettiğini görüyoruz. Lakin aynı aceleciliği Amerikan şirketlerinde göremiyoruz. Neden Amerikan şirketleri anlaşma lehinde güçlü bir destek vermiyor?”

Berger:
“Bizim İran’a karşı yaptırımlarımız nükleer yaptırımların ötesine gidiyor. Temelde 1979’dan beri İran mallarına ambargo uyguladık. İran’la ilgili endişelerimiz sadece nükleer programla alakalı değil. İran’ın terörist faaliyetleri, bölgede komşularını zayıflatma emelleri bizde endişe uyandırıyor. Bu yüzden yaptırım düzenimizin iptali Avrupalılara nazaran daha zahmetli olacak.”

euronews: “Ve sonuçta anlaşma onaylanırsa ki görünüşe göre de öyle olacak Obama’nın icraatlarındaki yeri ne olacak?” Berger:
“Bunun olağanüstü bir tarihi anlaşma olduğunu düşünüyorum. Birileri, temelde İran’ı değiştirip huzurlu bir komşusu haline getirecek, onun liderliğini devrimcilikten orta halli olmaya dönüştürecek bir öneriyi kabul etmek zorunda değil. Hatta bunu bütünüyle onaylayıp ve kabul etmeye de mecbur değil. Bu anlaşma nükleer silahı denklemin dışına çıkarmıştır. İran hakkındaki en büyük kaygımız, nükleere sahip bir İran’ın nükleeri olmayan bir İran’dan daha korkulu olacağıydı.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

ABD Hazine Bakanı Yellen: İran'a önümüzdeki günlerde yeni yaptırımlar geliyor

Donald Trump'ın 'sus payı' davası başladı

ABD Başkanı Biden: Netanyahu Gazze'de yanlış yapıyor