ABD’de başkan adayları Hillary Clinton ve Donald Trump 100 milyon izleyicinin önünde kozlarını paylaştı.
ABD’de başkan adayları Hillary Clinton ve Donald Trump 100 milyon izleyicinin önünde kozlarını paylaştı.
Televizyon tarihinde “en çok izlenen tartışma” olduğu belirtilen münazarada ekonomi, terörizm ve güvenlik gibi çok sayıda konuya değinildi.
Trump başarılı iş adamı kimliğiyle öne çıkmaya çalışsa da Clinton anketlere göre siyasi tecrübesiyle halkın gözünde tartışmanın galibi oldu.
Demokrat başkan adayı Clinton: “Trump’ın öne çıkardığı plan kapsamında ekonomi bir kez daha düşüşe geçecek. Bu aslında en uç versiyonu. Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar bu ülkenin en zenginlerine en yüksek vergi indirimi yapılacak. Ben bunu “Trump-up, Trickled-down” olarak adlandırıyorum. Ekonomimizi bu şekilde kalkındıramayız, büyüme oranını bu şekilde artıramayız.”
Rakibini “farklı bir dünyada yaşamakla” suçlayan Clinton, Trump’ın gelir beyannamesinde bulunmadığını tekrarladı. Trump ise rakibini dışişleri bakanlığı görevindeyken şahsi mailini kullanarak ülkenin özel bilgilerini tehlikeye atmakla suçladı:
Trump: “Clinton özel elektronik postalarıyla ilgili soruşturma sırasında silinen 33 bin elektronik postayı açıklarsa, ben de vergi kayıtlarımı açıklayacağım. “
Demokrat başkan adayı Clinton: “Şahsi bir e-mail hesabı kullanarak hata yaptığımı biliyorsunuz.”
Trump: “Orası kesin.”
Clinton: “Tekrar yapmam gerekseydi tabii ki durum farklı olurdu. Ama bahane uydurmayacağım. Bu bir hataydı ve sorumluluğumu üstleniyorum.”
Trump Clinton’u terör örgütü IŞİD başta olmak üzere ülkenin yüzleştiği diğer sorunlardan sorumlu tuttu.
Trump, Clinton’ın başkanlık için gerekli dayanıklılığa sahip olmadığını iddia ederken Clinton ise Trump’ın kadınlar hakkındaki düşüncelerini hatırlattı.
“Televizyon yorumcularının ezici bir çoğunluğuna göre, Trump bu tartışmadan neredeyse yenilgiyle ayrılacaktı. Gerçekten de çok zor anlar yaşadı. Ve Clinton’ın seçim kampanyası boyunca en başarılı performanslarından birini yapmasının önüne geçemedi. Trump bu programa Clinton kadar iyi hazırlanmamıştı. Yaşanan olaylar ve siyasi konular hakkındaki sorularda güçlük çekti. Gecenin büyük bir kısmını kendini savunmakla geçirdi. Bu onun için oldukça kötü bir durum. Hillary ise sakin ve kendine güvenen bir tavır sergiledi. Bazen şakacı ve açık görüşlü tavırlar sergilemekten de geri durmadı. Trump’ın tüm saldırılarına kolaylıkla karşılık verdi. Bu yarışı kazandığı hakkındaki gerçeği itiraf etmeliyiz. Trump açık bir şekilde bu savaşta mağlup oldu. Eğer bir Trump taraftarı olsaydım gerçekten endişelenmeye başlardım.”
En önemli sorulardan biri de bu tartışma programının kararsızları ne yönde etkilediği. Bu konuda verilere sahip miyiz?
“Bugün itibarıyla, bir buçuk yıl süren seçim kampanyalarının sonucu, seçmenin sadece bir kısmının karasız kaldığını söyleyebiliriz. Bu seçmenlerinin bir çoğu diğer partilerin taraftarları. Şu an için oyların yüzde 10’una sahip iki rakip daha bulunuyor. Bunlardan biri ve en güçlüsü New Mexico eski valisi Gary Johnson. Ve Gary’nin taraftarları hiç bir zaman Trump için oy kullanmayacaktır. Bu taraftarlar iki adaya bir göz attıklarında Clinton’ın açık arayla en güvenilir, en yetkili ve yetenekli başkan olabileceğini düşünüyor. Bana göre bu sempatizanların büyük bir çoğunluğu Hillary’nın tarafında yer alabilir. “
Kasım ayında yapılacak seçime uzun bir zaman var. Sizce bu televizyon programı seçmenin kararını vermesi için ne kadar etkili oldu?
“İnsanlar çoğu zaman hep ilk tartışma programının etkili olduğunu söyler. Yine 90 dakika süren ikinci tartışma programında seyirci artık sıkılmaya başlar ve izleyici sayısı genel olarak gittikçe düşer. Üçüncü ve son tartışma programındaysa yeni bir ivme sağlanır ve izleyici sayısı yeniden artar. İlk düellonun bazı şeyleri değiştirebileceğini söylemek için henüz çok erken. Ancak ilk düellonun sonuçları büyük ihtimalle Demokratları sevindirecek. Zira şunu unutmayalım, Hillary Clinton’ın sorunu önemli bir tabanı cezbedemeyişi, ki Obama 4 ve 8 yıl önce bunu başarmıştı. Clinton’ın sadece onun seçim kampanyalarına gidenlerin, oturdukları yerden kalkıp ona oy vermeye gitmelerine ihtiyacı var. Ancak bunu henüz başardığını söyleyemeyiz.”