İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı en başından beri Birlik liderlerinin korkulu rüyası olmuştu.
İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı en başından beri Birlik liderlerinin korkulu rüyası olmuştu. Bu kapsamda referandum öncesinde çok sayıda AB lideri İngiltere’nin Birlik’te kalmasının ne derece önemli olduğuna vurgu yaparak, kişisel bazda da Brexit’i istemediklerini dile getirmişlerdi.
Fakat tüm bunların yanı sıra kamuoyu yoklamaları, anketler, tahminler zaten bu tehdidin gerçekleşmeyeceğini ortaya koyuyor, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasını istemeyenleri bir nebze rahatlatıyordu.
Fakat 24 Haziran 2016’da İngilizlerin büyük bir çoğunluğu Birlik’ten ayrılmanın sevincini yaşarken, bir kısmı ise adeta şok etkisi yaşıyordu.
İngilizlerin yıllardır konuşulan Brexit hayali gerçekleşmiş, çıkış müzakereleri için zorlu yolculuk başlamıştı.
Ayrılık işlemleri Lizbon Analaşması’nın 50. maddesince yürürlüğe konulacaktı.
İngiliz Başbakan Theresa May en başından beri sadece hükümetin isteği üzerine Lizbon Anlaşması’nın 50. maddesini yürürlüğe koyabileceğini sanıyor ve bu bağlamdaki kararlılığını her fırsatta dile getiriyordu:
May parlamentonun onayına ihtiyaç duyulmadan Brexit’i gerçekleştirebileceğine inandığından ilk önce kendisi Yüksek Mahkeme’ye başvurmuştu. Fakat mahkemenin kararı May’e bu siyasi savaşı kaybettirmişti.
Anayasa Mahkemesi kanun çıkartılmadan hükümetin çıkış işlemlerini başlatmasının anayasaya aykırı olduğuna hükmetti.
İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn’e göre çıkartılan kanun formaliteden öteye geçmeyecek: Corbyn bu kapsamda “50. maddenin yürürlüğe girmesini savunacağız. Bu noktada tavrımızı açık bir şekilde belirttik. Bu referandumda alınan karar ve biz de saygı duymalıyız.” ifadelerini kullanmıştı.
Ancak İskoçya ve Kuzey İrlanda gibi bölgesel parlamentolar mahkemeden dönen kararda kendilerinin de bu kez söz hakkı olabileceğini düşünmüştü. Fakat mahkeme bir kez daha bölgesel parlamentolara danışılmasının gereksiz olduğuna hükmetmişti.
İskoçların yüzde 62’si AB’den ayrılığa “Hayır” demiş, yine 2014’te düzenlenen bağımsızlık referandumunda Birleşik Krallık’tan ayrılmayı da reddetmişti.