Gaziantep Ticaret Odası’nın “Suriye Masası” Projesi, Dünya Odalar Kongresi’nde “en sıradışı proje” seçildi.
REKLAM20 Haziran Dünya Mülteciler Günü öncesinde Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin sosyo-ekonomik entegrasyonuna yönelik başarı öyküleri ön plana çıkıyor.
425 bin kayıtlı Suriyeliye ev sahipliği yapan ve nüfusu 2 milyon dolaylarında olan Gaziantep’teki uyum çabaları ise bu açıdan özel bir anlam ifade ediyor.
Gaziantep Ticaret Odası’nın “Suriye Masası” Projesi, 12-14 Haziran tarihlerinde Brezilya’da gerçekleşen Dünya Odalar Kongresi’nde “en sıra dışı proje” seçildi.
Proje böylelikle Rusya, Katar, Avusturya ve Brezilya’dan rakip odalar karşısında ipi göğüslemiş oldu.
2016'dan beri aktif
4 Nisan 2016 tarihinde başlatılan proje, Suriyeli firmalara hizmet vermek ve yaşadıkları sorunların yetkili kurumlar nezdinde çözümüne yardımcı olma amacıyla hareket ediyor.
Euronews Türkçe’ye konuşan Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuncay Yıldırım’a göre, bu projeyi sıra dışı kılan özellik, 4 milyona yakın Suriyelinin Türkiye’ye göç etmesi gibi olumsuz bir durumu her iki tarafın da faydasına çevirmek için geliştirilmiş bir proje olması.
“Bu, benzeri olmayan bir proje. Türkiye’de mülteciler için kurulan ilk ve tek masa olma özelliğine sahip,” diyor Yıldırım.
Suriye Masası çatısı altında mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri düzenleniyor. Örneğin, Suriyeli mültecilere yönelik olarak, meslek edindirme ve nitelikli elaman yetiştirmeye yönelik trikotaj ve hazır giyim ile ilgili mesleki eğitimler verildi.
Suriyeli üye firmalara şirket kurulumu, ihaleler, bankacılık, vatandaşlık gibi farklı alanlarda danışmanlık yardımında da bulunuluyor.
Birlikte çalışma kültürü geliştiriliyor
Böylelikle, ticari ilişkiler yoluyla Suriyeli sığınmacıların güçlendirilmesi ve birlikte yaşayabilme ve çalışma kültürünün geliştirilmesi hedefleniyor. Ayrıca devlet yardımına gerek kalmaksızın Suriyeli işletmecilerin kendi imkanlarıyla ekonomik kaynaklar yaratması mümkün hale geliyor.
Proje kapsamında Suriyeli firmalara, çalışanlarına ve Suriyeli girişimcilere kapasite geliştirme desteği de veriliyor. Bu kapsamda 2016 yılından beri UNHCR ve GIZ kuruluşları işbirliğinde Türkçe dili, iş Türkçesi, iş İngilizcesi kursları, pazarlama, finans, dış ticaret, girişimcilik, kurumsallaşma, proje yönetimi gibi konularda 46 eğitim düzenlendi.
Ayrıca onlarca Suriyeli firmaya birebir danışmanlık hizmetleri verildi, Suriyeli firmalara Türk iş kanun ve mevzuatlar ile ilgili Arapça dilinde kitapçık ve broşürlerin hazırlandı ve dağıtıldı, fuar ve iş ziyaretleri düzenlendi.
Projenin bir diğer önceliği ise, Gaziantep’in yerel ekonomisini koruyarak, Suriyelileri bu ekonomik ortama entegre etmek, kurallar konusunda eğitim vererek haksız rekabeti önlemek ve birlikte üretebilme ortamı oluşturmak.
Yıldırım, “Suriyeli şirketlerin ticaret entegrasyonuyla iki halkın yakınlaşması ve Türk ve Suriyeli işadamları arasında ortak iş kurma potansiyeli artmaktadır,” diyor ve ekliyor:
“Suriyeli şirketlerin genellikle ihracat bazlı Arap pazarına çalışmaları nedeniyle hem Türkiye ekonomisine katkı sağlanıyor, hem de Türkiye’nin yeni pazarlara açılma potansiyeli artıyor. Suriyeli şirketlerin ticaret entegrasyonu istihdama ve mülteci yükünün hafifletilmesine katkı sağlamaktadır.”
Gaziantep'te 1987 Suriyeli şirket var
Suriye’de yaşanan iç savaş öncesinde Gaziantep Ticaret Odası’na kayıtlı Suriyeli firma sayısı sadece 12 iken, bugün bu rakam 1987’ye yükselmiş durumda. Resmi rakamlara göre Türkiye çapında en az bir ortağı Suriye uyruklu olan şirket sayısı 15 bin 159 olup, bu şirketlerde 10 bin 46 Suriyeli işçi istihdam ediliyor.
Merkezi Ankara’da bulunan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’ndan (TEPAV) göç ve entegrasyon konusunda uzman Omar Kadkoy’a göre, Suriye Masası projesi, yerel liderlik ve bu vesileyle entegrasyon süreçlerinin beslenmesi açısından öne çıkan bir örnek.
“İş yapma prosedürleri ve yönetmelikleri konusunda yönlendirme sunmasının uyanı sıra, kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla alakalı olarak işgücü piyasasında nadir rastlanan bir hizmet olarak çift dilli personelin varlığı da bu projeyi ön plana çıkarıyor,” diyor Kadkoy.
REKLAMKendisi de yıllar önce Suriye iç savaşından Türkiye’ye sığınmış olan Kadkoy, projenin “güven inşası” açısından da bir katma değer olduğunu düşünüyor:
“Güven inşası, hükümet-iş dünyası arasındaki dinamiklerde, özellikle de yabancı yatırımcılar açısından kritik öneme sahip. Girişimcilerin talepleri karşılandığında ve uygun çözümler bulunulduğunda kendilerini daha güvende hissedecekler, daha fazla yatırım yapmaya yönelecekler. Bu da toplumsal uyumun korunması için fırsatlar yaratacak.”