Davutoğlu: Erdoğan bana başbakan ol ama başbakan gibi davranma dedi

Davutoğlu: Erdoğan bana başbakan ol ama başbakan gibi davranma dedi
© 
By Beraat Gokkus
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Eski Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu gazetecilerin sorularını canlı yayında cevapladı. Davutoğlu Başbakanlığı döneminde kendisine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AKP MKYK'sının "Sen başbakan gibi görün ama başbakan olma. Başbakanmış gibi yap ama yetki kullanma." dediğini söyledi.

REKLAM

Eski Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu Başbakanlığı döneminde kendisine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AKP MKYK'sının "Sen başbakan gibi görün ama başbakan olma. Başbakanmış gibi yap ama yetki kullanma." dediğini söyledi.

Yeni bir parti kurabileceği konuşulan Davutoğlu, Yavuz Oğhan, İsmail Saymaz ve Akif Beki'nin sorularını yanıtladı. O dönemde "Düşük profilli bir başbakan isteniyordu." ifadelerini kullanan Davutoğlu, "Ben kendimi bilirim benden her şey olur da düşük profilli olmaz." şeklinde konuştu.

Davutoğlu o dönemde "kendi il başkanını bile atayamamasını" da buna bağladı.

Davutoğlu: Cumhurbaşkanı'nın parti genel başkanı olmaması gerekli

Davutoğlu, Cumhurbaşkanı yardımcısının seçimle göreve gelmesi gerektiğini ve Cumhurbaşkanı makamındaki kişilerin parti üyesi olsalar bile parti genel başkan olmaması gerektiğini söyledi. Ahmet Davutoğlu, "Cumhurbaşkanlığı - genel başkanlığa gelirsek; bir yıllık tecrübe bize şunu gösterdi, partili cumhurbaşkanı olunca partinin yapısı etkileniyor. Cumhurbaşkanı da insan, birinden birine yoğunlaşınca diğeri ihmal ediliyor." şeklinde konuştu.

Davutoğlu AK Parti'den ayrılacak mı?

Eski Başbakan "Partiden ayrılma opsiyonunuz masada duruyor. Peki, Babacan ve Gül ile arkadaşları bu kararı aldılar. Neden onlarla birlikte değilsiniz?" şeklindeki soruya "Sayın Gül ve Babacan'ın parti kurma konusunda bir irade beyan ettiklerini ben duymadım. Babacan ile bir yıldır görüşmedik. Babacan ile aramızdaki hukukun ölçüsü yoktur. Hep bir güven ilişkisi oldu aramızda." yanıtını verdi. Davutoğlu, "Ben bu konuda da elimden geleni yaptım, beraber olabilmek için. Parti içinde de dışında da, hep konuştuk. Önümüzdeki dönem ne gösterir bilemem ama bu soruyu Ali Bey'e de sormak lazım." ifadelerini kullandı.

'Yargı bağımsızlığı teminat altına alınmalı'

Davutoğlu "Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi" ile ilgili de açıklamalarda bulundu. Eski Başbakan, "Şimdi karma bir şey var. Türkiye'yi yüzde 50+1'e mahkûm etmek parlamenter sistemden çok daha yoğun bir belirsizliği önümüze getirdi. Herkes istediği andan koalisyonu bozup başka bir alana geçebilir." dedi. 62, 63 ve 64. dönem Türkiye Başbakanı Davutoğlu, "Yargı bağımsızlığı teminat altına alınmalı. Bunun için de Meclis'ten atanan yargı üyeleri ile Cumhurbaşkanlığı arasında bir denge sağlanmalı. Yasanın güçlendirilmesi şart. Müsteşarlığın kaldırılması yanlış olmuştur. Bakanların siyasi ve teknokratik niteliği netleşmeli." dedi.

'Suriye’de tek bir yürek yıkıldıysa onun hüznü içimde'

Dışişleri Bakanlığı da yapmış eski Başbakan Davutoğlu, Suriye politikaları ile ilgili sorulara da yanıt verdi. Davutoğlu, "Suriye’de tek bir yürek yıkıldıysa onun hüznünü içimde hissediyorum ama gereken her şeyi yaptık." dedi. Davutoğlu "mezhepçi bir politika" izlemediklerini dile getirirken "Yetersiz kaldığımız yerler de oldu." öz eleştirisinde bulundu.

Eski Başbakan'ın, Suriye ile ilgili açıklamaları şu şekilde: "Sayın Esad’la ilk görüşmemiz Şubat 2003, Irak savaşı başlarken gittim, Irak Savaşı’nı engellemek için ilk önce Suriye ile temasta bulunduk. O zaman da bana Türkiye’nin eksenini kaydırıyor deniyordu. O zamandan sonra aramızda güven ilişkisi oldu. 62 kere gittim ben Suriye’ye. Vizeleri kaldırdık. Arap Baharı başladığında biz Suriye’yi korumak için her şey yaptık.

Pişman mısınız? sorusuna cevaben söylüyorum, Suriye’de tek bir yürek yıkıldıysa onun hüznünü içimde hissediyorum ama gereken her şeyi yaptık. Beşer Esad’ın ve Suriye’nin böyle bir facia yaşamaması için bütün uyarıları yaptık. Esad’la benim yaptığı 6.5 saatlik görüşmede Esad bana beyaz kağıt vermiş de ben reddetmişim gibi iddialar var. Mezhepçilik yapmadık. Esad o zaman da Nusayri idi. Biz bilerek ilişkiye geçtik."

Davutoğlu, "Şam’da Emevi Camii’nde namaz kılacağım" şeklinde bir ifadesi olmadığını kaydetti.

'Keşke vize muafiyetini alıp ayrılsaydım'

Davutoğlu, Başbakanlık görevinden ayrılmadan önce gündemde olan 'Avrupa'ya vizesiz giriş' konusuna da değindi: "İzzetle girdiğim yoldan izzetle çıkmanın yolunun çekilmek olduğunu söyledim o gün çalışma odamda. Keşke diyorum, bir ay daha sabredip haziran ayında vize muafiyetini alıp ayrılsaydım. Aynı gün AB Komisyonu AB Konseyi'ne Türkiye ile vize muafiyeti başlatılması kararını tavsiye eden kararı gönderdi. Ve haziran ayı içinde kalkacaktı. MKYK toplantısından bir ay önce bu sürecin tamamlanacağını taahhüt ettiler. Siyasi etik kanunu vardı, o zaman. 72 maddeden 7'si kalmıştı. Tamamlanmayacak şeyler değildi. Siyasi etik çıksın geri kalanı daha sonra tamamlanır gibi bir durum vardı. Cumhurbaşkanının siyasi etiği de uygun görmedi çıkmasını. Fakat şimdi düşündüğümde bir ay daha yaşananları şey yapıp vize muafiyetini alsaydın belki o zaman bu hain alçaklar Türkiye'nin geldiği yeri görüp 15 Temmuz gibi alçakça girişime gitmezdi."

'Ekonomi Bakanı Albayrak'ın eleştirileri göğüslemesi lazım'

Davutoğlu, devlet işleri ile aile işlerinin birbirinden ayrılması gerektiğini belirtti. Daha önceki dönemlerde de Erdoğan'a siyasete ailesini karıştırmadığı için "Allah sizden razı olsun" dediğini iletti.

Eski Başbakan, Ekonomi Bakanı Berat Albayrak'a yapılan eleştirilerin ise "aile eleştirisi" olmadığını söyleyip "Bakandır, bunları göğüslemesi lazım. Eğer içeride bir revizyon olacaksa bu çizgiyi net çekmek gerekir." şeklinde konuştu.

'O dönemde FETÖ'nün yapılanmadığı yer mi vardı?'

Dışişleri Bakanlığı'ndaki 'FETÖ' yapılanması ile ilgili bir soruya Davutoğlu, "O dönemde FETÖ'nün yapılanmadığı yer mi vardı?" şeklinde yanıt verdi. Eski Başbakan, "Dışişleri Bakanlığı'nda bu konudan dolayı soruşturma geçirenlerin sayısı bir elin parmağını geçmez. Somuttan kaçamayız. Varsa bir hata hepimiz bunları eleştirmeliyiz. Ama bir kere Dışişleri Bakanlığı'ndakiler KPSS üzerinden gelmiştir. Elimizden geleni yaptık ama eleştiri her zaman hakkınız." dedi. 'FETÖ'nün siyasi ayağı siz misiniz?' sorusuna ise "Benim akademik hayatıma ve düşünce yapıma bakıldığında, politikalarımı takip ettiğinizde de benim bu yapıyla aramdaki mesafe görülür. Ofisi dinlenen en üst düzey bürokrat benim. Dışarıda ve içeride bu konuda en çok saldırıya uğrayan da benim." yanıtını verdi.

Davutoğlu, "Fethullah Gülen ile bir görüşme gerçekleştirdik. O da bizi vakti var (Türkiye'ye dönüşü ile ilgili) diye oyaladı. Gelip uyarıda bulundum, bu kişinin niyeti iyi değil, gelmeye niyeti yok, bizi oyalamaya çalışıyor dedim. Başbakan'a da bunu rapor ettim." dedi.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Davutoğlu'nun 'terör defteri açılırsa' sözleri için HDP'den araştırma önergesi

Davutoğlu 'hain ve ihanet' suçlamalarına yanıt verdi: Bu gidişe itirazımız var

Dünya Bankası, Türkiye'ye ilave 18 milyar dolar finansman sağlayacak