'Spermageddon' kapıda: Son çalışmalar sperm sayısında dramatik düşüş tespit etti

Sperm ve yumurta
Sperm ve yumurta © Canva
© Canva
By euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Son zamanlarda yapılan büyük bir çalışma, erkeklerde sperm sayısının sanılandan daha hızlı düştüğünü ortaya çıkardı. Sperm sayısının yarıya düştüğü son 50 yılda, yaşama biçimimizde doğurganlık için iyi olmayan büyük değişiklikler görüldüğü gerçeğini göz ardı etmek zor.

REKLAM

Peki bu eğilimi yönlendiren nedir ve bunu tersine çevirebilir miyiz?

Bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip, son 50 yılda dünya çapında sperm sayısının yarıdan fazla azaldığını ve bu trendin hızlandığını gösteren endişe verici bir araştırma yayınladı. 

Bu bulguları yayınlayan Edinburgh Üniversitesi Üreme Sağlığı Merkezi'nden profesörler Hagai Levine ve Shanna Swan, meselenin iklim kriziyle ilişkisi olabileceğini düşünüyor. 

Sperm sayısı neden önemli?

Sperm sayısı oldukça önemli ancak her şey demek değil. Bir erkek doğurganlık kontrolüne gittiğinde ve sperm analizi yaptırdığında, üç temel parametreye bakılıyor: sperm sayısı, sperm hareketliliği ve sperm morfolojisi.

Sperm sayımlarını tutarlı bir şekilde izlemek daha kolay. Analiz teknikleri yıllar içinde gelişti, ancak sperm sayımı çoğunlukla hemositometre adı verilen oldukça basit bir cihaza dayanıyordu. 

Levine ve Swan'ın ekibi, 1973'ten beri sperm sayıları üzerine yaptıkları araştırmaların meta-analizinde, yalnızca bu yöntemi kullanan 223 araştırmayı seçti.

Oligospermi riski artıyor

'Oligospermi' olarak da adlandırılan anormal derecede düşük sperm sayısı, bir erkeğin sperminin mililitresi başına 15 milyondan az sperme sahip olması olarak tanımlanıyor.

Sperm sayılarının doğurganlık şansıyla yakından bağlantılı olduğunu belirten çalışmada spermlerin mililitre başına 40-50 milyon eşiğinin altında olduğu belirtiliyor. 

Küresel ortalama yaklaşık 49 milyon/ml olarak biliniyordu. Bu nedenle gebe kalma olasılığı hızla düşüyor, bu da çiftlerin hamilelik için daha uzun süreler beklemeleri gerektiği anlamına geliyor. 

Bu sürenin artık daha da uzaması söz konusu olacak. Süre uzadıkça da doğurganlık kabiliyeti azalacak. 

Spermler en savunmasız şeyler

Üreme uzmanları ayrıca sperm sayılarının genel sağlığın yararlı bir göstergesi olduğunu vurguluyor.

Düşük sperm sayısına sahip erkekler, yüksek sayıya sahip erkeklere göre daha kısa yaşama eğiliminde oluyor. Ayrıca kanser, diyabet ve kardiyovasküler hastalığa yakalanma olasılıkları daha yüksek.

Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden erkek üreme endokrinologu Profesör Bradley Anawalt, "Testosteron ve sperm üretme yeteneği büyük ölçüde genel sağlığınıza bağlıdır çünkü spermi üreten organlar, süreçler bir erkekte en savunmasız şeylerdir" diyor.

Sperm sayısının düşmesinden kimyasallar sorumlu mu?

Levine ve Swan'ın çalışması sperm sayısındaki düşüşün nedenlerini araştırmasa da modern dünyamızda her yerde bulunan insan yapımı kimyasalların rolüne işaret ediliyor.

Yediğimiz yiyeceklerin ve kullandığımız günlük ürünlerin çoğunda sperm sayısını ve kalitesini etkileyecek kimyasallar mevcut. 

Özellikle plastikleri yumuşak ve esnek yapmak için uzun süredir kullanılan 'ftalatlar' (ftalik asit) ve sert plastik şişelerde kullanılan bisfenol A (BPA) gibi kimyasalların, özellikle gelişimin ilk aşamalarında insanların hormonal ve üreme sistemlerini bozabildiği biliniyor. 

Araştırmalar, ftalatlar gibi kimyasalların bir kişinin cinsiyetini belirleyen en önemli ayırt edici unsurlardan birini etkileyebileceğini öne sürüyor: 'anogenital mesafe' (AGD) olarak bilinen anüs ile skrotum arasındaki ölçüm. 

Bir erkeğin AGD'si tipik olarak bir kadının AGD'sinin iki katı uzunluğunda, ancak hatalı hormon salınması sebebiyle genetik olarak erkek bir embriyonun testis ve penis geliştirdiği gebeliğin ilk üç ayında testosteron üretimi bozuluyor ve AGD daha kısa hale geliyor.

REKLAM

Küçük penise neden oluyor

Swan, "Testosteron doğru zamanda orada değilse ve yeterince yoksa, o zaman bu farklılaşma süreci gerçekleşmiyor veya tamamlanamıyor" diyor. 

On yıl önce New York'ta öğrenciler üzerinde yapılan bir çalışmada Swan, ortalama AGD'si 5 cm'nin altında olan erkeklerin düşük sperm sayısına sahip olma ihtimalinin yedi kat daha fazla olduğunu ve onları "subfertil" kategorisine soktuğunu buldu.

Bu durumun aşağı inmemiş testislere ve daha küçük bir penise sahip olma olasılığını da arttırdığını belirledi. 

Hamilelik sırasında parasetamol alınmasının etkileri olabilir

Diğer kimyasalların da testislerin erken gelişimini olumsuz etkilediğinden şüpheleniliyor. 

Danimarkalı 864 genç erkek üzerinde yakın zamanda yapılan bir araştırma, rahimdeyken PFAS olarak bilinen daha yüksek seviyelerde 'kalıcı kimyasallara' maruz kalanların, yetişkinlikte sürekli olarak daha düşük sperm sayısına ve daha yüksek oranda hareketsiz spermlere sahip olduğu bulundu.

REKLAM

Parasetamol gibi ilaçların da benzer olumsuzluklarda sorumlu olabileceğinden şüpheleniliyor. Neredeyse tüm hamile kadınların hamilelik sırasında bu tür ilaçlardan bir veya daha fazlasını aldığı düşünülüyor. Listenin başında da parasetamol var. 

Birkaç gruptan elde edilen kanıtlarda, insan fetal testisinin parasetamola maruz kalmasının testosteron üretimini bozmak için yeterli olduğu görüldü.

Anawalt "Spermageddon" denilen bu teze şüpheyle yaklaşsa da yine de kimyasalların ve ilaçların oynadığı önemli bir rol olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:

"Bence şu soruyu sormamız gerekli: Tuvalete dökülüp sifon çekilen o kadar reçeteli ilaç sonunda dünyanın su kaynaklarına karışıyor. Bu sizce ne anlama geliyor?"

Peki ya yaşam tarzlarımız?

Sperm sayısının yarıya düştüğü son 50 yılda, yaşama biçimimizde doğurganlık için iyi olmayan büyük değişiklikler görüldüğü gerçeğini göz ardı etmek zor.

REKLAM

Bilim insanları artan obezitenin ve hareketsiz yaşam tarzlarının, stresin, alkol ve uyuşturucu kullanımının da rol oynadığından şüpheleniyorlar.

Anawalt, "Bu süre zarfında obezite salgını olarak tanımlanan şeyi yaşadık. Obezite ile testosteronda düşüşler olduğunu ve buna bağlı sperm konsantrasyonunda düşüşler olduğunu biliyoruz" diyor.

Obezite aynı zamanda erektil disfonksiyon riskini artıran tip 2 diyabetle de bağlantılı.

Kilo veren erkeklerin sperm sayısı artıyor

Danimarka'da yapılan yeni bir çalışmada, sekiz haftalık düşük kalorili bir diyet uygulayan ve ortalama 16,5 kilo veren obez erkeklerin sperm sayılarında yüzde 40'lık bir iyileşme görüldü.

Bu artış, kilo vermeyi sürdüren erkeklerde bir yıl boyunca devam etti, ancak kilo alan erkeklerde değil.

REKLAM

İyi haber şu ki, harekete geçmemiz koşuluyla hasarın bir kısmı geri alınabilir.

Doğurganlığımızı korumak için ne yapabiliriz?

Profesör Richard Sharpe "Kulağa sıkıcı gelebilir ancak çok sayıda taze sebze ve meyve ve az miktarda işlenmiş gıda içeren bitkisel ağırlıklı bir diyet bu konuda insanların yapabileceği en iyi şeydir" diyor ve ekliyor:

"Egzersiz yapmaya, sağlıklı kilonuzu korumaya çalışın ve sigara içmeyin. Sigara içmek kısırlıkla güçlü bir şekilde ilişkilidir. Doktorunuz kalbinize bakmanıza yardımcı olmak için yapmanızı söylediği her şey aynı zamanda doğurganlığınıza da yardımcı olacaktır." 

Özellikle organik yiyecekler yemek ve yemekleri saklamak, dondurmak ve ısıtmak için plastik değil cam kaplar kullanmak öneriliyor. 

Bunun yanı sıra fazla kimyasala maruz kalmamak için kullandığınız kişisel bakım ürünlerinin sayısını en aza indirmek, çamaşır yıkarken, sabun kulanırken veya oda spreylerinde olsun yapay kokulardan kaçınmak, yüksek verimli partikül hava (HEPA) filtresi kullanmak bilmediğiniz yerde içme suyunu filtrelemek önerilen diğer şeyler arasında.

REKLAM
Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İsveç, NATO'nun temmuz zirvesi öncesi üyelik konusunda umutlu

İtalya'da nüfus krizi: Doğumlar 15 yıldır üst üste düşerek rekor seviyeye geriledi

Aralıklı oruç: Zaman kısıtlamalı beslenme kalp hastalığından ölme riskini arttırıyor | Araştırma