İran Meclis Başkanı Muhammed Bagher Galibaf, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ile iş birliğinin askıya alındığını açıkladı.
İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ile iş birliğini pazartesi günü askıya aldı.
Açıklama, İran Meclis Başkanı Muhammed Bagher Galibaf tarafından yapıldı.
Bu arada, İsrail Savunma Bakanı Israel Katz’a göre, İsrail Tahran’daki rejimi ve “baskı aygıtlarını” hedef alan yeni, “emsali görülmemiş” bir saldırı başlattı.
İsrail, pazartesi günü Tahran’daki kötü şöhretli Evin Hapishanesi de dahil olmak üzere İran’a ait yeni hedefleri vurduklarını ve Fordo’daki yer altı nükleer zenginleştirme tesisine ikinci kez saldırı düzenlediklerini açıkladı. Ayrıca, önümüzdeki günlerde yeni saldırılar gerçekleştirecekleri konusunda uyarıda bulundu.
İran ise, İsrail’e yönelik yeni füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırıları düzenledi. Ayrıca, Trump yönetiminin pazar günü İran’daki üç nükleer tesise yönelik büyük saldırılarının ardından, Tahran, ordusunun artık Amerikan hedeflerine karşı saldırı düzenleme konusunda "serbest hareket edebileceğini" bildirdi.
Bunu takip eden saatlerde Katar'daki ABD üssünde patlamalar meydana geldi. Şu anda on binlerce Amerikan askeri Orta Doğu’da konuşlanmış durumda.
ABD’nin İsrail’in savaşına doğrudan katılmasıyla birlikte, Tahran’ın nükleer programının şu anki durumu ve zayıflamış İran ordusunun nasıl karşılık vereceği konusunda ciddi sorular ortaya çıktı. Bu gelişmeler, bölgesel çatışmanın büyüme riskine dair endişeleri artırdı. Petrol fiyatları yükseldi, finans piyasaları da bu duruma tepki verdi.
Başkan Donald Trump, İran’ın ABD güçlerine saldırması durumunda yeni saldırılar düzenleyeceklerini söyledi ve pazar günü İran’daki rejim değişikliği ihtimali hakkında görüşlerini paylaştı. Ancak aynı günün erken saatlerinde, yönetim yetkilileri İran’la — gerekirse doğrudan — yeniden müzakere başlatmak istediklerini açıkladı.
Euronews Türkçe, 11. gününde devam eden İsrail-İran gerilimiyle birlikte, ABD’nin saldırılarının ardından bölgede ve dünyada yaşanan son gelişmeleri derledi.
Katar'da patlamalar
Katar’da pazartesi akşamı büyük patlamalar meydana geldi. Bu patlamalar, İran’ın ABD’nin nükleer tesislerine yaptığı saldırıya karşılık misilleme tehdidinde bulunmasının ardından Katar’ın hava sahasını kapatmasıyla gerçekleşti. Körfez ülkesinde ABD'ye ait önemli bir hava üssü bulunuyordu.
Tanıklar, gökyüzünde füzelere benzer cisimler gördüklerini söyledi. Ancak Katar yetkililerinden henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, patlamalardan kısa bir süre önce sosyal medya platformu X’te, “Biz ne savaşı başlattık ne de arıyoruz. Ancak İran’a yapılan bu işgale sessiz kalmayacağız.” şeklinde bir mesaj paylaştı.
Katar, İran’ın ABD’ye yönelik misilleme tehdidinin ardından hava sahasını kapatmıştı. Bu tehdit, ABD’nin pazar günü İran’ın üç nükleer tesisine düzenlediği hava saldırısının ardından geldi.
Japonya'nın 'Hürmüz' endişesi
Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma ihtimalini “en üst düzey aciliyetle” izlediğini söyledi; böyle bir gelişme Japonya’nın enerji tedarikini ciddi şekilde etkileyebilir.
Japonya, enerji ihtiyacının büyük kısmını Orta Doğu’dan karşılıyor.
Ishiba, konuyu yaklaşan NATO zirvesinde gündeme getirmeyi umuyordu. Ancak Japon yetkililer, ziyaretin iptal edildiğini söyledi.
Evin Hapishanesi'nde Fransız vatandaşları vardı
Fransa, İsrail hava saldırısında hedef alınan Tahran’daki Evin Hapishanesi'nde tutulduğuna inanılan iki Fransız vatandaşının serbest bırakılmasını talep etti.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, sosyal medyadan İranlı mevkidaşıyla görüştüğünü ve iki Fransız vatandaşının serbest bırakılmasını ile konsolosluk desteğine hemen erişim sağlanmasını talep ettiğini açıkladı.
Cecile Kohler ve Jacques Paris adındaki iki Fransız vatandaşı Mayıs 2022’de tutuklandı. Fransız yetkililere göre, bu kişiler İran’da tatildeydi. Ancak İranlı yetkililer, onların İranlı öğretmenlerle birlikte protestolara katılıp hükümet karşıtı gösterilere dahil olduklarını öne sürüyor.
Evin Hapishanesi, Batılı ülkelerin tutuklu vatandaşlarıyla ve genellikle Batı ile yapılan müzakerelerde pazarlık kozu olarak kullanılan siyasi mahkumlarla tanınıyor.
Devrik İran şahının oğlu iktidara geçmeyi teklif etti
İran’ın son şahının oğlu, İran liderliğini devralmayı ve ülkeyi demokrasiye geçiş sürecinde yönetmeyi teklif etti.
Rıza Pehlevi, Paris’te düzenlediği basın toplantısında, “rejimin yenildiğini, zor durumda olduğunu ve çökme noktasına geldiğini” söyledi. Siyasi güç talep etmediğini, ancak “ülkesinin bu kritik dönemde istikrar, özgürlük ve adalet yolunda ilerlemesine destek olmak istediğini” belirtti.
Pehlevi, 1979’daki İslam Devrimi’nden hemen önce, 17 yaşındayken İran’ı terk etti. Birçok İranlı, babasının iktidarda olduğu günleri 'baskıcı' olarak hatırlıyor. Ayrıca bazıları da Pehlevi’nin İsrail’e yönelik yaklaşımı nedeniyle onu kabul etmeyebilir.
Yurt dışında birçok İranlı muhalif grup bulunuyor, ancak bu gruplar birlik içinde değiller ve ülkede ne kadar destek gördükleri kesin değil.
İsrail, İran halkını ‘önümüzdeki günler’ için uyardı
İsrail ordusu, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada İranlıları, “silah üretim merkezlerinden, askeri üslerden ve rejime bağlı güvenlik kurumlarından” uzak durmaları konusunda uyardı.
Ancak İran’da internet erişimi kısıtlı olduğu için halkın bu mesajlara erişimi zor.
İran, bu uyarıları halkı korkutmaya yönelik bir yöntem olarak eleştirdi. Ancak İsrail, daha önce de yaptığı uyarıların ardından saldırılar düzenlemişti.
Güney Afrika: BM diplomasiyi yürütmeli
Güney Afrika, ABD, İsrail ve İran’a Birleşmiş Milletler’in sorunu çözmek için diplomatik çabaları yürütmesine izin verme çağrısında bulundu.
Ayrıca İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetleri ve nükleer kapasitesine ilişkin bir denetim ve doğrulama sürecine izin verilmesi gerektiğini belirtti.
Güney Afrika’nın İran ile güçlü diplomatik bağları bulunuyor; bu da Trump yönetimi tarafından zaman zaman eleştiriliyordu.
Hizbullah savaşta yer almayacağını açıkladı
Lübnan’daki Hizbullah’ın lideri, şu an için İran ve İsrail arasındaki savaşa katılmayacaklarını belirtti.
Naim Kasım, ABD’nin pazar günü savaşa dahil olmasının ardından yaptığı ilk açıklamada, grubunun İsrail’i savaşı durdurmaya zorlamak için Lübnan devleti tarafından alınacak herhangi bir kararı desteklemeye hazır olduğunu söyledi.
İran destekli grubun gazetesi Al-Ahad’a verdiği röportajda Kasım, İran’a yönelik saldırıların “yüksek bir bedeli” olacağını ve bölgenin tamamının tehlikede olduğunu ifade etti.
Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ın dini lideri Ali Hamaney’i öldürme tehdidini “aşağılık bir eylem ve zayıflığın bir göstergesi” olarak nitelendirdi.
Trump ‘rejim değişikliği’ açıklamasıyla sadece ‘bir soru sordu’
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Trump’ın İran’da “rejim değişikliği” olasılığından söz etmesinin resmi bir politika olmadığını, sadece “dünyadaki birçok kişinin aklındaki bir soruyu gündeme getirdiğini” açıkladı.
Leavitt, “Başkan, sadece diplomasi işe yaramazsa İran halkının bu zalim terör rejimine karşı ayağa kalkması gerektiğini düşünenlerin görüşlerini dile getirdi,” dedi.
Almanya Şansölyesi Merz: İsrail’in saldırıları eleştirilmeyi hak etmiyor
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, İsrail’in İran’ın nükleer programına yönelik saldırılarını veya ABD’nin hafta sonu yaptığı müdahaleyi eleştirmek için “hiçbir sebep olmadığını” söyledi.
İsrail’in uzun süredir müttefiki olan Almanya’nın lideri Merz, “Durumun riskli olduğunu kabul ediyorum, ancak mevcut haliyle bırakmak da bir seçenek değildi,” dedi.
Almanya’nın önde gelen sanayi lobisine hitaben yaptığı konuşmada, “İsrail’in bir hafta önce başlattığı operasyonu ve Amerika’nın hafta sonu yaptığı müdahaleyi eleştirmek için şahsen hiçbir neden görmüyorum,” dedi.
Geçen hafta ZDF televizyonuna verdiği röportajda Merz, “Bu, İsrail’in hepimiz adına üstlendiği zor bir görevdir,” demişti.
Beyaz Saray Sözcüsü: İran ‘yakın bir tehdit’ti
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, ABC News’e pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran’ın “yakın bir tehdit” olduğunu söyledi ve Başkan Donald Trump’tan “bu konuda bir şey yapmaya cesaret eden ilk başkan” diye bahsetti.
ABD saldırılarının sonucuyla ilgili net konuşan Leavitt, bu operasyonların “İran’ın nükleer bomba yapma yeteneğini tamamen ortadan kaldırdığını” söyledi.
“Başkan, bu güven olmadan böyle bir saldırıyı başlatmazdı,” dedi.
ABD’nin Katar Büyükelçiliği'nden çağrı
ABD’nin Katar Büyükelçiliği, pazartesi günü internet sitesinden yaptığı açıklamada, ABD vatandaşlarına “bir sonraki duyuruya kadar bulundukları yerden ayrılmamaları” çağrısında bulundu. Katar yetkilileri ise daha sonra durumun “istikrarlı” olduğunu açıkladı.
Büyükelçilik, uyarının nedenini açıklamadı ve yorum taleplerine de yanıt vermedi. Bu uyarı, ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırılarının ardından yapıldı.
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, yabancı büyükelçiliklerin yaptığı bu tür uyarıların “spesifik ya da güvenilir tehditlere” işaret etmediğini söyledi.
“Güvenlik durumunun istikrarlı olduğunu kamuoyuna bildirmek isteriz,” dedi.
Katar, İran’ın karşı kıyısında yer alıyor ve ABD Merkez Komutanlığı’nın karargahının bulunduğu Al Udeid Hava Üssü’ne ev sahipliği yapıyor. Bu üs, pazartesi günü akşamı İran tarafından vuruldu.
İran: Evin Hapishanesi’nde durum kontrol altında
İran, İsrail güçlerinin saldırısının ardından Tahran’daki kötü şöhretli Evin Hapishanesi’nde durumun kontrol altında olduğunu bildirdi.
Mizan haber ajansı aracılığıyla yapılan açıklamada, “Hapishanedeki durum kontrol altında ve cezaevi kompleksi yönetimi için tüm olanaklar devreye alınmıştır,” denildi.
Bazı bölümlerde hasar meydana geldiği ifade edildi, ancak ayrıntı verilmedi. Görüntülerde hapishane kapısının patlamayla açıldığı görülüyor.
Putin’den Tahran’a destek mesajı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Kremlin’de görüştü. Görüşmede, ABD’nin saldırılarını “tamamen sebepsiz bir saldırganlık” olarak nitelendirdi ve Rusya’nın İran’a desteğini yineledi.
Putin, “Bu, İran’a karşı hiçbir temeli olmayan, açık bir saldırıdır,” dedi. “Biz, İran halkına yardım etmek için çaba gösteriyoruz,” diyerek Rusya’nın İran ile uzun süredir süregelen “iyi, güvenilir ilişkilerine” dikkat çekti.
Arakçi ise, İsrail ve ABD’nin saldırılarını “tamamen yasa dışı” ve “uluslararası kuralların ihlali” olarak niteledi ve İran’ın egemenliğini savunduğunu söyledi.
Putin, Rusya’nın her zaman İran’ın barışçıl amaçlı nükleer programına destek verdiğini ve müzakerelerde yapıcı bir rol oynadığını söyledi. “Rusya, İran’ın nükleer programında her zaman bizim ortağımız oldu. Buşehr nükleer santralini de Rusya inşa etti,” dedi.
İran: Nükleer tesislere saldırılar nükleer silahsızlanma sürecini zedeledi
İran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nezdindeki büyükelçisi Rıza Necefi, İsrail ve ABD tarafından İran’daki nükleer tesislere yönelik gerçekleştirilen “emsalsiz saldırıların”, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) çerçevesi de dahil olmak üzere uluslararası silahsızlanma rejimine “temel ve onarılamaz bir darbe” vurduğunu söyledi.
Viyana’daki BM nükleer gözlemci kurulunun acil toplantısında konuşan Necefi, İran’ın meşru müdafaa hakkını saklı tuttuğunu belirtti: “Tehdit kaynağı varlığını sürdürdüğü sürece, İran İslam Cumhuriyeti tehdidi zaman, yer ve yöntem olarak kendi seçeceği biçimde etkisiz hale getirmek için gerekli, kararlı ve orantılı önlemleri almaya devam edecektir.”
Rusya: İran’a yardım etmeye hazırız
Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran’ın ihtiyaç duyduğu her alanda Rusya’nın yardıma hazır olduğunu söyledi.
“Her şey İran’ın neye ihtiyacı olduğuna bağlı,” diyen Peskov, arabuluculuk önerisinde bulunduklarını ve bunun somut bir destek şekli olduğunu belirtti.
Peskov ayrıca, İran konusunun Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılan son görüşmelerde birçok kez gündeme geldiğini aktardı.
Fordo nükleer tesisine yeniden saldırı düzenlendi
İran devlet televizyonuna göre, Fordo’daki yer altı uranyum zenginleştirme tesisine pazartesi günü yeniden saldırı düzenlendi.
Haberde, hasara dair herhangi bir detay verilmedi, saldırının kaynağı belirtilmedi. Ancak İsrail’in gün boyunca İran içinde hava saldırıları düzenlediği biliniyor.
ABD, pazar günü Fordo da dahil olmak üzere üç büyük İran nükleer tesisine gelişmiş sığınak delici bombalarla saldırmıştı.
Başkent Tahran'da, saldırı sonrası elektrik kesintileri yaşandı.
Kum eyalet yetkilileri de saldırıyı doğruladı ve halk için “hemen bir tehlike oluşturmayacağını” belirtti.
Uluslararası Atom Enerjisi: Fordo'da büyük hasar bekleniyor
BM’nin nükleer gözlem kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Rafael Mariano Grossi, Fordo’daki yer altı tesisine yapılan ABD saldırısı sonrasında “çok büyük bir hasar” beklendiğini söyledi.
Viyana’daki açıklamasında Grossi, “Kullanılan patlayıcı yük ve santrifüjlerin aşırı titreşime duyarlı doğası göz önüne alındığında, çok büyük hasar meydana gelmiş olması bekleniyor,” dedi.
Almanya Dışişleri Bakanı: İran ile ABD görüşmeleri yeniden başlamalı
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, İran’ın ABD ile doğrudan görüşmelere başlaması çağrısını yineledi ancak Avrupa’nın da hala önemli bir rol oynadığını söyledi.
Wadephul, cuma günü Cenevre’de Fransız ve İngiliz mevkidaşları ile AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi’nin İran Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmeye atıfta bulunarak, “İran tarafına çok açık şekilde söyledik: Bu çatışmanın çözümünün gerçek bir ön koşulu, İran’ın ABD ile doğrudan müzakereye hazır olmasıdır,” dedi.
“İran yalnızca Avrupa ile görüşmek istediğini söylüyor, bu bizim için olumlu bir işaret ama biz bunun yeterli olmadığını söylüyoruz – ABD’nin de bu sürece dahil edilmesini istiyoruz,” diye ekledi.
AB: Diplomatik çözüme odaklanıyoruz
Avrupa Birliği’nin dış politika şefi Kaja Kallas, İran’a yönelik ABD saldırılarının ardından yaptığı açıklamada, “AB olarak diplomatik çözüme çok odaklanmış durumdayız,” dedi.
Kallas, Brüksel’de dışişleri bakanları toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, “Misilleme ve savaşın tırmanması endişesi çok büyük,” dedi.
Ayrıca, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatmasının “son derece tehlikeli olacağını ve kimsenin yararına olmadığını” vurguladı. Boğaz, dünya petrol ticareti için kritik bir rota.
AB, İran’ın nükleer programıyla ilgili diplomatik müzakerelerde kilit bir aktör olmayı sürdürüyor.
Fransa Dışişleri Bakanı: Askeri güçle rejim değişikliği tehlikeli olur
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Başkan Trump’ın sosyal medyada İran’daki rejimin geleceğine dair paylaştığı düşüncelere üstü kapalı bir yanıt vererek, “Askeri güç yoluyla bir hükümet değişikliğini organize etmeye çalışmak yanıltıcı ve tehlikelidir,” dedi.
Barrot, “Rejimin değişmesini güç ve bombalarla sağlamak mümkün değildir, böyle düşünmek hem illüzyondur hem de tehlikelidir,” ifadelerini kullandı.
İran: Hayfa ve Tel Aviv hedef alındı
İran, İsrail’e düzenlediği son füze saldırısını “Gerçek Vaat 3” operasyonunun yeni aşaması olarak tanımladı ve hedeflerin Hayfa ile Tel Aviv olduğunu açıkladı.
İran devlet televizyonu, bu saldırıda füze ve insansız hava araçlarının birlikte kullanıldığını bildirdi.
İngiltere Dışişleri Bakanı: ABD’nin hedefi İran rejimini devirmek değil
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, ABD Başkanı Trump’ın sosyal medyadaki sözlerine karşın, Washington’ın İran’da bir rejim değişikliğini hedeflemediğine inandığını söyledi.
BBC’ye yaptığı açıklamada Lammy, “İsrail ve ABD’nin sivil liderliği hedef almadığı açık; şu anda bu gündemde değil,” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve İran Dışişleri Bakanı Arakçi ile pazar günü görüştüğünü belirten Lammy, İran’ı “diplomasiye geri dönmeye” teşvik ettiklerini söyledi.
İran’ın nükleer programının ne ölçüde zarar gördüğüne ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını belirten Lammy, “Nihayetinde bu kriz ancak diplomasiyle çözülebilir,” dedi.
İran: Üçüncü Mossad ajanı da idam edildi
İran, pazartesi günü İsrail istihbarat servisi Mossad adına casusluk yaptığı iddia edilen üçüncü kişiyi de idam etti. Bu kişi, İsrail’in İran’a yönelik savaşının başlamasından bu yana infaz edilen üçüncü kişi oldu.
İnsan hakları örgütleri, İran’da yeni dalga infazlardan endişe duyuyor. İranlı yetkililer, pazar günü “casusluk yaptığını itiraf etmek isteyenlerin” gönüllü olarak teslim olması için son bir çağrıda bulunmuştu.
Mizan haber ajansına göre idam edilen kişinin adı Muhammed Emin Mehdavi Şayesteh’di. Uluslararası Af Örgütü daha önce bu kişinin Ghezal Heşar Cezaevi’nde tutulduğunu açıklamıştı.
Pazar günü de Mecid Mossayebi adında bir kişi, 16 Haziran’da İsmail Fekri'nin idamı gerçekleşmişti.
Kuzey Kore’den ABD’ye tepki
Kuzey Kore, ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırılarını “İran’ın toprak bütünlüğü ve güvenliğine yönelik açık bir ihlal” olarak niteleyerek sert şekilde kınadı.
Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı tarafından pazartesi günü yapılan açıklamada, ABD ve İsrail’in Orta Doğu’daki gerilimi “askeri güç yoluyla tırmandırdığı” belirtildi ve “adalet yanlısı uluslararası toplumun bu çatışmacı davranışlara karşı birleşik bir tepki göstermesi” çağrısı yapıldı.
Trump: İran nükleer tesislerine büyük zarar verdik
ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, ABD’nin İran’a yönelik saldırılarında “nükleer tesislere büyük zarar verildiğini” iddia etti.
Trump, “En büyük hasar yerin çok altındaki noktalarda meydana geldi. Tam isabet!!!” ifadelerini kullandı.
ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri ise saldırıların etkisi konusunda hâlâ değerlendirme yaptıklarını belirtti.
İran ise saldırıların yol açtığı hasara dair şu ana kadar kamuoyuna ayrıntılı bilgi vermedi.
Uydu görüntüleri: İran, tünelleri önceden toprakla doldurdu
Washington merkezli Nükleer Silahsızlanma Enstitüsü tarafından yayımlanan uydu görüntüsü analizine göre, ABD’nin hafta sonu düzenlediği saldırıdan önce İran, İsfahan’daki nükleer tesislerinde bulunan tünelleri toprakla doldurmuş olabilir.
Airbus tarafından çekilen görüntüler, Cuma günü tünellere toprak döken kamyonları gösteriyor. Enstitü, saldırının muhtemelen tünel girişlerini hedef aldığını belirtti.
“Dört tünel girişinden en az üçü çökmüş durumda. Dördüncü girişin durumu ise net değil,” denildi.