Bilim insanları, yüzyıllık gözlemleri modern verilerle birleştiren yeni bir veri tabanı sayesinde, biyolüminesan denizlerin gizemini çözmeye bir adım daha yaklaştı.
"Okyanus, karla kaplı bir pistte süzülen dev bir uçak gibiydi. Gökyüzünde tek bir bulut yoktu ama buna rağmen hava, yaklaşan bir fırtınayı haber verircesine kapkara görünüyordu." Bu sözler, 1854 yılında bir denizcinin "sütlü deniz" olarak bilinen nadir bir doğa olayıyla karşılaştığında kaleme aldığı satırlardı.
Yüzyıllardır insanları büyüleyen bu parıldayan okyanus fenomeninin, aslında biyolüminesans adı verilen bir doğa olayı olduğu artık biliniyor. Bu etki, bazı canlıların vücutlarında gerçekleşen kimyasal tepkimeler sonucunda ışık yaymalarıyla oluşuyor. Ancak bilim, bu gizemli ışıltının ardındaki sırları hâlâ tam olarak çözebilmiş değil.
ABD'de yürütülen yeni bir araştırma, bu fenomeni daha iyi anlamak için denizcilerin son 400 yıla yayılan gözlemlerini modern uydu verileriyle birleştiriyor. Colorado Eyalet Üniversitesi (Colorado State University - CSU) ve Atmosfer Araştırmaları Kooperatif Enstitüsü'nden araştırmacılar, bu sayede sütlü deniz olaylarının nerede ve ne zaman meydana geleceğini tahmin edebilmeyi ve bu bölgelerden örnekler toplayabilmeyi umuyor.
Çalışmanın eş yazarı Profesör Steven Miller, “Sütlü denizler, doğanın bize sunduğu, hâlâ tam anlamıyla kavrayamadığımız biyosferik ifadelerden biridir,” diyor. “Bu olaylar, okyanus yüzeyi ile atmosfer arasındaki etkileşimler ve bakterilerin Dünya sistemindeki rolü hakkında henüz keşfedilmemiş bağlantılara işaret ediyor.”
"17. yüzyıldaki denizci gemilerinden bugünün uzay çağındaki gözlem araçlarına kadar uzanan bu yeni veri tabanı, folklorla bilimi buluşturan güçlü bir köprü kuruyor."
Sütlü denizlere ne sebep olur?
Sütlü denizler, kar beyazından parlak yeşile, hayaletimsi griden turkuaza kadar uzanan renk yelpazesiyle yıllar boyunca farklı tonlarda gözlemlendi. Bazen 100 bin kilometrekareden fazla bir alanı kaplayan bu parıldayan okyanus bölgeleri, haftalar boyunca varlığını sürdürebiliyor.
Bu olayın en dikkat çekici özelliği, planktonların kısa süreli yanıp sönmelerinden farklı olarak sabit bir ışıltıya sahip olması. Öyle ki, bu ışıltı bazen uzaydan bile fark edilebiliyor.
Sütlü denizlerin kaynağının, Vibrio harveyi adlı mikroskobik ve ışık saçan bir bakterinin oluşturduğu biyolojik aktivite olduğu düşünülüyor. Bu özel bakteri, 1985 yılında bir araştırma gemisinin örneklemeyi başardığı çiçeklenme bölgesinde, alglerin yüzeyinde keşfedilmişti.
Ancak bu olaylar genellikle uzak Hint Okyanusu’nda ve oldukça nadir şekilde ortaya çıktığı için, bilim insanları bu etkileyici doğa olayını doğrulayacak biyolojik verileri toplamakta büyük zorluklar yaşıyor.
Çalışmanın başyazarı ve Colorado Eyalet Üniversitesi Atmosfer Bilimleri Bölümü'nden doktora öğrencisi Justin Hudson, “Hakkında hiçbir veriye sahip olmadığınız bir şeyi incelemek gerçekten zor,” diyor.
“Deniz seviyesinden çekilmiş tek bir fotoğraf var. O da 2019’da bir yatın tamamen tesadüfi karşılaşması sayesinde çekilebildi. Bu nedenle, sütlü denizlerin nasıl ve neden oluştuğu, bunların yaşandığı bölgeler üzerinde ne gibi etkiler bıraktığı konusunda hâlâ öğrenilmesi gereken çok şey var.”
Sütlü denizler iklim olaylarıyla nasıl bağlantılı?
Yeni veri tabanı, gözlemlerin genellikle Umman Denizi ve Güneydoğu Asya sularında gerçekleştiğini gösteriyor. Ayrıca deniz yüzeyi sıcaklıkları değiştiğinde Hint Okyanusu Dipolü ve El Nino Güney Salınımı ile istatistiksel olarak ilişkili olduklarını ortaya koyuyor.
Bu iki iklim olayı da küresel hava durumunu etkileyebildiğinden, araştırmacılar sütlü denizlerin bu modellerle tam olarak nasıl bağlantılı olduğunu merak ediyor.
Hudson, "Bunun en çok yaşandığı bölgeler Somali ve Sokotra, Yemen yakınlarındaki kuzeybatı Hint Okyanusu civarıdır ve bilinen tüm olayların yaklaşık yüzde 60'ı burada meydana gelmektedir. Aynı zamanda, Hint musonunun evrelerinin rüzgâr düzenleri ve akıntılardaki değişiklikler yoluyla bölgedeki biyolojik faaliyeti yönlendirdiğini biliyoruz," diyor.
"Sütlü denizlerin, Dünya sistemi boyunca karbon ve besin maddelerinin büyük ölçekli hareketinin yeterince incelenmemiş bir yönünü temsil etmesi mümkün görünüyor. Hem karada hem de okyanusta küresel karbon döngüsünde önemli bir rol oynayan bakteriler hakkında giderek daha fazla şey öğrendikçe, bu özellikle olası görünüyor."
Sütlü denizlerin oluştuğu bölgelerin çok fazla biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunu ve balıkçılık operasyonları için ekonomik açıdan önemli olduğunu belirtiyor. Bu nedenle önemli yerel etkileri de var.
Miller, "Sütlü denizlerin bulundukları ekosistemler için ne anlama geldiği konusunda hiçbir fikrimiz yok," diye ekliyor.
“Bu olaylar, sağlıklı bir ekosistemin işareti olabileceği gibi, sıkıntılı bir deniz ortamının da habercisi olabilir,” diyor araştırmacılar. “Çünkü bu parıltının ardında olduğundan şüphelendiğimiz bakteriler, balıklar ve kabuklular üzerinde olumsuz etkiler yaratabilen bilinen bir zararlı tür.”
“Artık elimizde bu verilere ulaşabilmek, sadece bir geminin tesadüfen böyle bir olaya rastlamasını ummak ya da dua etmekle yetinmek yerine, sütlü denizlerle ilgili gerçek soruları yanıtlamaya başlamamıza olanak tanıyor.”