Bilim insanları, bu gidişatı durdurmak için sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar yarıya, 2050’ye kadar sıfıra indirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Dünya ısınmasının 1,5°C sınırını aşması, gezegeni 'geri dönüşü olmayan bir tehlike bölgesine' sürüklüyor. 160 bilim insanının katıldığı yeni bir rapora göre, sıcaklık artışı ilk kez bir iklim eşik noktasının (tipping point) aşılmasına neden oldu.
Global Tipping Points adlı çalışma, Exeter Üniversitesi’nden Prof. Tim Lenton liderliğinde yürütüldü. Bulgulara göre sıcak su mercan resifleri ağır hasar görüyor. Bu durum, geçim kaynağı olarak resiflere bağlı yüz milyonlarca insanı tehdit ediyor.
Mercan resifleri çöküşte
Küresel ısınma şu anda 1,4°C seviyesinde; oysa mercan resiflerinin dayanabileceği sınır 1 ila 1,5°C arasında. Yani resifler çoktan 'ısıl eşiği' aşmış durumda. Bilim insanları, Paris Anlaşması kapsamında öngörülen “1,5°C’de durma” hedefinin bile artık yeterli olmadığını söylüyor.
Rapor, 2023–2025 arasında tarihteki en büyük mercan beyazlamasının yaşandığını, bu süreçte resiflerin “benzeri görülmemiş” ölçüde yok olduğunu belirtiyor.
“Dünyanın ortalama sıcaklığını 1,2°C’nin altına indirmek, mercanların anlamlı bir ölçekte hayatta kalması için zorunlu,” diyor araştırmacılar.
Yeni tehlike alanları: Kutup buzulları, Amazon ve okyanus akıntıları
Rapor, yalnızca mercanların değil, kutup buzullarının da geri dönüşsüz erime noktasına ulaşmış olabileceği uyarısında bulunuyor. Bu, metrelerce deniz seviyesi yükselmesi anlamına geliyor.
Ayrıca, Amazon ormanlarında kitlesel çöküş ve Atlantik akıntı sisteminin (AMOC) 2°C altında bile durma riski bulunuyor. Bu senaryolar, Avrupa’da sert kışlara, küresel gıda ve su krizlerine yol açabilir.
'Beklemek için zaman kalmadı'
Bilim insanları, bu gidişatı durdurmak için sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar yarıya, 2050’ye kadar sıfıra indirilmesi gerektiğini vurguluyor.
“Eşikler aşıldıktan sonra harekete geçmek çok geç olur,” denilen raporda, önleyici adımların tek güvenli strateji olduğu belirtiliyor.
Yine de araştırmacılar, güneş enerjisi ve elektrikli araçlardaki hızlı yayılımı “olumlu eşik noktaları” olarak değerlendiriyor ve insanlığın hâlâ dönüşüm gücüne sahip olduğunu vurguluyor.