Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

AB-Çin zirvesinde gerginlik, çatışma ve düşük beklentiler hakim

Ursula von der Leyen ve Antonio Costa Xi Jinping ile görüşecek.
Ursula von der Leyen ve Antonio Costa Xi Jinping ile görüşecek. ©  Euronews with EU images.
© Euronews with EU images.
By Jorge Liboreiro
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

AB-Çin zirvesine ilişkin beklentiler o kadar düşük ki Brüksel'deki yetkililer bu zirvenin gerçekleşiyor olmasını bile bir zafer olarak nitelendiriyor.

REKLAM

Avrupa Birliği ve Çin arasında Perşembe günü gerçekleştirilmesi planlanan zirve, her iki taraf için de çok önemli bir döneme denk geliyor. En azından kağıt üzerinde.

Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşü jeopolitik satranç tahtasını altüst etti, asırlık ittifakları zayıflattı, kaynayan gerilimleri alevlendirdi ve küresel ticareti baş döndürücü bir kargaşaya sürükledi. Bu kaos öyle bir hal aldı ki, bir dizi anlaşmazlık ve suçlama nedeniyle uzun süredir araları açık olan Brüksel ve Pekin, Trump kaynaklı fırtınayı atlatmak için ilişkileri sıfırlama ve işbirliğini güçlendirme fikrini gündeme getirdi.

Zirvenin diplomatik ilişkilerin 50. yıldönümüne denk gelmesi, olası bir yakınlaşmaya dair spekülasyonları daha da arttırdı. Mayıs ayında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, yıldönümünün "sürtüşmeleri ve farklılıkları düzgün bir şekilde ele almak ve Çin-AB ilişkileri için daha parlak bir gelecek açmak için bir şans sunduğunu" söyledi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı António Costa, "Çin ile ortaklığımızı derinleştirme" taahhüdünde bulunarak hakim anlatıyı benimsediler.

Ancak daha sonra hava değişti ve ton bozuldu.

Pekin'in, ileri teknolojilerin üretiminde hayati öneme sahip metalik elementler olan nadir toprak elementlerinin ihracatını kısıtlama kararı, Avrupa endüstrisinde yaygın bir alarma neden oldu ve von der Leyen tarafından eleştirildi.

Haziran ayındaki G7 zirvesinde "Çin bu yarı tekeli sadece bir pazarlık kozu olarak kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda kilit sektörlerdeki rakiplerini zayıflatmak için silah olarak da kullanıyor" dedi.

"Hepimiz Çin'in zorlamalarının maliyetine ve sonuçlarına tanık olduk."

Pekin hemen Komisyon başkanına karşılık vererek konuşmasını "temelsiz" ve "önyargılı" olarak nitelendirdi, ancak "kazan-kazan" ortaklığı kurmak için bir zeytin dalı uzattı.

Ancak olan olmuştu. Von der Leyen ve Costa'nın Perşembe günü Xi ile olan görüşmesine dair umutlar çok düşük.

O kadar ki, Brüksel'deki yetkililer Pekin'deki bir günlük zirvenin gerçekleşmiş olmasını bile bir başarı olarak görüyor. (Protokol kurallarına göre zirvenin AB topraklarında yapılması gerekiyordu, zira her iki taraf da sırayla ev sahipliği yapacaktı).

Zirve öncesinde isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan üst düzey bir yetkili geçen hafta şunları söyledi: "AB için elde edilecek sonuç, ilişkimizin her yönüyle ilgili olarak taraflar arasında esaslı, açık ve doğrudan bir görüşmenin yapılmasıdır."

İkinci bir üst düzey yetkili ise zirveyi, "kısa vadede" sonuç almak amacıyla bloğun endişelerini beyan etmek için "eşsiz bir fırsat" olarak nitelendirdi.

Yetkili, "Çinlilerin öncelikle endişelerimizi anlayacakları ve ikinci olarak da endişelerimizi gidermek için somut adımlar atacakları beklentisiyle oraya gidiyoruz" dedi.

"Aksi takdirde, kendi çıkarlarımızı savunmak zorunda kalacağız."

Sınır tanımayan sürtüşme

COVID-19 salgınından bu yana AB-Çin ilişkilerini zorlayan sayısız ihtilafla birlikte çözülmesi gereken sorunlarda kesinlikle bir eksiklik yok.

Devlet kurumlarına yönelik siber saldırılardan insan hakları ihlallerine kadar uzanan kapsamlı tartışma noktaları listesinde iki tanesi öne çıkıyor: Pekin'in Moskova ile "sınır tanımayan" ortaklığı ve endüstriyel kapasite fazlalığının yol açtığı ticari dengesizlikler.

Son üç yıldır Avrupalılar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi bir üyesinin BM Sözleşmesi'nin temel ilkelerini ihlal ederek saldırgan bir ülkenin yanında yer aldığını görmekten memnun olmadılar.

Brüksel defalarca Çin'i, Rusya'nın Ukrayna'yı geniş çaplı işgalinin arkasındaki "kilit destekçi" olarak hareket etmekle ve Kremlin'in silah üretiminde kullandığı bileşenlerin %80'ini tedarik etmekle suçladı. Bazı Çinli kuruluşlar ekonomik yaptırımların delinmesine olanak sağladıkları gerekçesiyle AB tarafından hedef alındı.

Xi Jinping ve Vladimir Putin, "sınırları olmayan" bir ortaklık içinde.
Xi Jinping ve Vladimir Putin, "sınırları olmayan" bir ortaklık içinde. AP Photo

Geçtiğimiz hafta iki Çin bankasının kara listeye alınması Pekin'in öfkesini tetikledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Guo Jiakun, "AB'yi Çinli şirketlerin yasal çıkarlarına herhangi bir gerçek temeli olmaksızın zarar vermekten vazgeçmeye çağırıyoruz" dedi.

"Çin, Çinli şirketlerin meşru ve yasal hak ve menfaatlerini sıkı bir şekilde korumak için ne gerekiyorsa yapacaktır." dedi.

Von der Leyen ve Costa, Xi ile yapacakları yüz yüze görüşmede Ukrayna konusunu gündeme getirmeye hazırlanıyor ancak bu taleplerinin duyulması pek olası görünmüyor. Çin lideri, bu yılın başlarında Vladimir Putin'in Zafer Günü geçit törenine onur konuğu olarak katılarak Rusya'dan uzaklaşmak istemediğini net şekilde göstermiş oldu.

Von der Leyen, bu ayın başlarında yaptığı bir açıklamada "Çin'in fiilen Rusya'nın savaş ekonomisini desteklediğini söyleyebiliriz. Bunu kabul edemeyiz" ifadelerini kullandı.

"Çin'in Putin'in savaşıyla nasıl etkileşim kurmaya devam edeceği, AB-Çin ilişkileri açısından ileriye dönük belirleyici bir faktör olacaktır."

'Sürdürülemez' bir ilişki

Ticaret konusunda da riskler aynı derecede yüksek ve beklentiler aynı derecede düşük.

Blok, geçen yıl 300 milyar euroyu aşan ticaret açığı konusunda endişeli. Çinli tüketicilerin talebindeki durgunluk ve Trump'ın aşırı yüksek gümrük vergileri nedeniyle bu rakam 2025 yılında daha da artma riski taşıyor.

Avrupa Komisyonu, Çin ürünlerinin ABD'den AB pazarına olası sapmalarını izlemek üzere özel bir görev gücü kurdu. Yönetim ayrıca Pekin'in, Avrupalı rakiplerinin aleyhine olacak şekilde fiyatları yapay olarak düşürmekle suçlanan sübvansiyonları cömertçe kullanmasını da yakından takip ediyor.

Üst düzey bir yetkili, "Mevcut durum sürdürülemez. Yeniden dengelemeye ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

Anlaşmazlık, Ekim ayında AB'nin devlet yardımının etkilerini dengelemek için Çin yapımı elektrikli araçlara (EV) yüksek vergiler koymasıyla patlak verdi. Bu önlemi "açık bir korumacılık eylemi" olarak nitelendiren Pekin, AB yapımı brendi, domuz eti ve süt ürünlerine yönelik soruşturmalarla karşılık vermiş, Brüksel de bunu haksız ve gerekçesiz olarak nitelemiş ve kınamıştı.

Avrupalılar arasında dillendirilen bir başka şikâyet de Çin'in özel sektöre müdahale etmek ve yerli şirketlere öncelik tanımak için uyguladığı engeller. Bu tartışma kısa bir süre önce Komisyon'un Çinli tıbbi cihaz tedarikçilerini Avrupa'daki kamu ihalelerinin dışında bırakmasına yol açtı. Pekin de benzer bir yasakla misilleme yaptı.

Başlangıçta, Temmuz zirvesi bu cephelerde ortak bir anlayışa varmak ve bazılarına geçici çözümler açıklamak için bir mecra olarak görülüyordu. Anlaşmazlıklar yoğun gündemin bir parçası olarak ele alınmaya devam edecek olsa da, gerginliklerin artışı, her iki tarafın da diğerinin yumuşamaya hazır olduğuna inanmaması nedeniyle süreceğe benziyor.

Von der Leyen ve Costa'nın umutlu olabilecekleri tek konu, bu yılın sonundaki BM iklim konferansı öncesinde iklim eylemine ilişkin ortak bir deklarasyon. Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nde (ECFR) politika uzmanı olan Alicja Bachulska, diğer alanlarda önemli tavizler verilmesinin mümkün olmadığı uyarısında bulunuyor.

Bachulska, "Pekin, zamanın kendi lehine işlediğinden emin görünüyor" ifadelerini kullandı.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

ABD-AB anlaşması ve Trump’ın Putin’e yeni resti sonrası petrol fiyatları fırladı

Fransa'daki siyasi istikrarsızlık, AB için ne gibi sonuçlar doğurur?

AB’den Google’a rekabet cezası: 2,95 milyar euro