Kişiye özel gen düzenlemenin ilk kez bir bebeğin hayatını kurtarması, Mars’ta eski yaşama dair şimdiye kadarki en güçlü kanıtların elde edilmesi ve yapay zekadan kuantum fiziğine kadar bir dizi alanda büyük atılımlar yapılması 2025'i bilim açısından unutulmaz bir yıl yapabilir.
2025, bilimin sınırlarını hem insan bedeninde hem de evrenin derinliklerinde zorlayan bir yıl olarak kayda geçiyor.
Kişiye özel gen düzenlemenin ilk kez bir bebeğin hayatını kurtarması, Mars’ta eski yaşama dair şimdiye kadarki en güçlü kanıtların elde edilmesi ve yapay zekadan kuantum fiziğine kadar bir dizi alanda büyük atılımlar yapılması 2025'i bilim açısından unutulmaz bir yıl yapabilir.
İşte bu yılki bazı önemli bilimsel gelişmeler:
Denisova insanlarının yüzü ilk kez tanımlandı
Bilim insanları Ejderha Adam diye bilinen 146 bin yıllık kafatasındaki diş plağından genetik materyal ve protein elde etmeyi başardı.
Analiz edilen DNA ve proteinlerle bu kafatasının bir Denisova insanına ait olduğu kesinleşti. Böylece bu gizemli insan türü ilk kez morfolojik olarak tanımlanabildi.
Tür ilk kez 2010 yılında küçük, fosilleşmiş kemik parçaları üzerinde yapılan DNA testleri sayesinde tanımlanmış, ancak daha önce tam bir Denisovan kafatası bulunamamıştı.
En eski hayvansal proteinler keşfedildi
Kanada Arktik bölgesinde bulunan 21 ila 24 milyon yıllık bir gergedan dişi fosilinden çok eski proteinler çıkarıldı.
Bu atılım, protein temelli evrimsel analizlerin zaman sınırını yaklaşık 20 milyon yıl geri çekiyor.
İnsanların ateşi 400 bin yıl önce kullandığı kanıtlandı
İngiltere’de arkeologlar, ülkenin doğusunda yaklaşık 400 bin yıl önce erken insanların kasıtlı olarak ateş yaktığını gösteren bulguları gün yüzüne çıkardı.
Nature dergisinde yayınlanan bulgular, bilinen en eski tarihli kanıtı yaklaşık 350 bin yıl geriye çekiyor. Bugüne dek kasıtlı ateş yakmanın en eski örneği, yaklaşık 50 bin yıl önceye tarihlenen kuzey Fransa’daki bir Neandertal alanından biliniyordu.
Bu keşifle birlikte Neandertallerin kontrollü ateş yakmayı keşfedip modern insan türü Homo sapiens'e de öğretmiş olabileceği hipotezi güçleniyor.
Muon gizemi çözüldü: Standart Model doğrulandı
Fizik dünyasını yıllardır heyecanlandıran 'Muon' bilmecesi, sanıldığı gibi gizemli bir güçten değil, matematiksel bir hesaplama hatasından kaynaklanıyormuş. Bu gizem haziran ayında çözüldü.
Elektronun kuzeni olan Muon parçacığının manyetizması, 20 yıldır yapılan deneylerde teorik tahminlerden biraz daha güçlü çıkıyordu. Bilim insanları bu farkın, henüz keşfedilmemiş 'yeni bir fizik kuralından' veya gizemli parçacıklardan kaynaklandığını umuyordu.
Hesaplamadaki zorluk ise kuarkların karmaşık etkilerinden kaynaklanıyordu. Teorisyenler, süper bilgisayarlar ve 'Kafes Ayar Teorisi' adı verilen yeni bir simülasyon yöntemiyle bu hesabı sıfırdan, çok daha hassas şekilde tekrar yaptılar. Yeni hesaplamalar sonucunda rakamlar deney sonuçlarıyla tam uyumlu hale geldi. Yani ortada bir gariplik yoktu; sadece eski hesaplamalar yetersizdi.
Üçüncü yıldızlararası cisim gözlemlendi: 3I/ATLAS
Temmuz ayında keşfedilen 3I/ATLAS, bugüne kadar Güneş Sistemi’ne dış uzaydan giren üçüncü cisim olarak biliniyor. Bu özelliğiyle, evrenin başka bölgelerinde gezegen sistemlerinin nasıl oluştuğuna dair önemli ipuçları taşıyor.
3I/ATLAS’ın kökeni hâlâ gizemini koruyor. Diğer yıldızlararası ziyaretçiler gibi, o da hiperbolik bir yörüngede ilerliyor; yani Güneş’in kütle çekimine bağlı değil ve Güneş Sistemi’nden geçip yoluna devam edecek.
Bilim insanları, kuyruklu yıldız olarak tanımlanan 3I/ATLAS'ı gözlemledikleri kısa sürede alışılmadık bir kimyasal bileşim keşfetti. Özellikle metanol (CH₃OH) ve hidrojen siyanür (HCN) gibi moleküllerin, Güneş Sistemi’ndeki çoğu kuyruklu yıldıza kıyasla olağanüstü derecede bol olduğu belirlendi.
Bu moleküller, bilim dünyasında 'yaşamın yapı taşları' olarak kabul ediliyor.
Mars’ta yaşam için en güçlü ipucu
NASA bu yıl Mars'taki 'Safir Kanyon' ve 'Masonic Temple' adlı kayaçlarda kil bakımından zengin kayalar içinde kimyasal olarak indirgenmiş (bir kimyasal türün genellikle elektron kazanarak oksidasyon sayısını azalttığı bir yarı tepkime) demir fosfat ve demir sülfür minerallerine ait yeşilimsi noktalar buldu.
Dünya'da bunlar mikrobiyal yaşamla ilişkilendiriliyor. Çünkü bu tür canlıların enerji üretmek için kullandıkları indirgeme-yükseltgenme reaksiyonları, elektron kazanmış indirgenmiş halde demir ve kükürt birikintileri bırakıyor.
Milimetre boyutlarındaki noktalar, etrafı siyah halkalarla çevrili küçük kabarcıklardan oluşuyor. Analizler, bu halkaların demir ve fosfat içerdiğini ortaya koyuyor. Dünya’da bu tür maddeler de genellikle mikropların yönlendirdiği kimyasal süreçlerin ürünü oluyor.
Bu bulgular Mars'ta mikrobiyal yaşamın keşfine dair kesin kanıtlar anlamına gelmiyor ama bugüne dek Kızıl Gezegen'de yaşam arayışında keşfedilen en güçlü ipuçları.
Kişiye özel gen düzenleme ilk kez bir bebekte uygulandı
Ölümcül bir metabolik hastalığı olan bebekte, hatalı tek bir gen harfini düzelten CRISPR tabanlı 'base editing' tedavisi başarıyla uygulandı. Bu, ultra nadir hastalıklar için yeni bir tedavi paradigması başlatıyor.
Bebeğe doğumundan kısa bir süre sonra, yaklaşık bir milyon bebekten birini etkilediği tahmin edilen şiddetli karbamoil-fosfat sentetaz 1 eksikliği (CPS1) adlı nadir bir bozukluk teşhisi konmuştu.
Nadir genetik bozukluğa sahip bebek kişiselleştirilmiş gen düzenleme yöntemiyle tedavi oldu ve sağlığına kavuştu.
Domuzdan insana organ nakli
İnsandan insana organ naklinin zorluklarına potansiyel bir çözüm olan "ksenotransplantasyon" çalışmalarında bu yıl önemli ilerlemeler kaydedildi.
Dokuları nakil için daha güvenli hale getirilmiş ve insan bağışıklık sistemi tarafından reddedilme olasılığı daha düşük olan domuzlar sayesinde etkileyici adımlar atıldı.
En dikkat çekici olanı, 69 geni değiştirilmiş bir domuz böbreğinin, bir adama nakledilmesi ve 9 ay boyunca işlev görmesiydi.
Pankreas kanseri için mRNA aşısı umut verdi
Nature’da yayımlanan küçük ölçekli çalışmada, kişiselleştirilmiş mRNA aşısı pankreas kanseri hastalarının yarısında uzun süreli bağışıklık yanıtı oluşturdu.
Aşı bu sayede ameliyat sonrası kanserin tekrarlama riskini azaltıyor.
Öte yandan deneme sadece 16 hasta ile yapıldı ve sekiz kişi tedaviye olumlu yanıt verdi.
Lupusun moleküler nedeni tanımlandı
Hastalığın, interferon kaynaklı T-hücre dengesizliğinden doğduğu gösterildi. Interferon bloke edici ilaçlarla bu sürecin tersine çevrilebileceği ortaya kondu.
Bunun yanı sıra dünyanın en yaygın virüslerinden biri olan Epstein-Barr virüsünün (EBV), neredeyse tüm lupus vakalarının tetikleyicisi olabileceği de ortaya çıktı. Stanford Üniversitesi liderliğinde yürütülen çalışma, bugüne kadar bu konuda ortaya konan en güçlü kanıtlardan biri olarak değerlendiriliyor.
Menopoz için hormonsuz yeni tedavi onayı
FDA, sıcak basmalarını azaltan hormonsuz günlük hap elinzanetant (Lynkuet) için onay verdi.
Büyük dil modelleri bilimsel keşif yapmaya başladı
Bu yıl yapay zekâ alanındaki gelişmeler de hız kesmeden devam etti.
Google'ın dil modeli Gemini, Uluslararası Matematik Olimpiyatı’nda altın madalya seviyesinde performans gösterirken, OpenAI'ın GPT-5'i, çözülmemiş matematik problemlerine özgün katkılar sundu
Dil modelleri ayrıca kimya ve biyolojide deney sayısını çarpıcı biçimde azalttı. Ayrıca ilaç keşfi, hipotez üretimi ve veri analizinde otonom yapay zeka sistemleri kullanıldı. Böylece yapay zekâ ajanları, gerçek bilim insanları gibi davranmaya başladı.
Vera C. Rubin Gözlemevi tamamlandı
Şili'de bir dağ tepesinde, astronomi keşiflerini hızlandırmak için tasarlanmış yeni bir teleskop türü bu yıl tamamlandı.
Vera Rubin Teleskobu'nun Dünya'ya çarpma mesafesindeki gök taşlarını tespit etmesi ve Samanyolu Galaksisi'ni de haritalaması bekleniyor. Teleskop aynı zamanda evrenin büyük bölümünü oluşturan gizemli karanlık madde konusundaki önemli sorulara yanıt verecek.
Gökyüzünü her üç günde bir tarayacak sistem, astronomi tarihinin en büyük veri üretim makinesi olacak ve evrenin en detaylı 3B haritasını oluşturacak. Rubin, bir yıl içinde tarihteki tüm diğer teleskoplardan daha fazla optik veri toplayacak.
Kuantum bilişimde çip atılımları
Birleşmiş Milletler, Uluslararası Kuantum Bilim ve Teknoloji Yılı ilan ettiği 2025, kuantum bilişim çalışmaları açısından da hareketli bir yıl oldu.
Microsoft, karmaşık endüstriyel ölçekli sorunları çözmek için tasarlanmış kuantum çipi 'Majorana 1'i tanıttı ve kablolama mimarisindeki gelişmeler, 10 bin kübitlik işlemciler için potansiyel sağladı.
Google da en yeni kuantum işlemcisi Willow’un dünyanın en hızlı klasik süper bilgisayarlarından 13 bin kat daha hızlı çalıştığını açıkladı. 22 Ekim 2025’te açıklanan bu başarı, ilk kez gerçek dünyada uygulanabilir ve doğrulanabilir bir algoritmanın bir kuantum bilgisayarda çalıştırılması anlamına geliyor.
Yine de bu teknolojinin ölçeklendirilmesinde hala birçok zorluk olduğu için önümüzdeki birkaç yıl içinde teknoloji ortamına hakim olması beklenmiyor, ancak kuantum hesaplama çeşitli alanlarda önemli bir itici güç.