Yeni bir inceleme, 'termosepsiyon' duyusunun, benlik duygumuz ve ruh sağlığımız üzerindeki kritik rolünü ortaya koyuyor.
Bilim insanları, sıcaklık değişimlerinin sadece bizi üşütmekle veya ısıtmakla kalmadığını, aynı zamanda kendi bedenimizi algılama biçimimizi kökten değiştirdiğini keşfetti.
Bilimsel dergi Trends in Cognitive Sciences'ta yayımlanan yeni bir inceleme, "termosepsiyon" (sıcaklık algısı) duyusunun, benlik duygumuz ve ruh sağlığımız üzerindeki kritik rolünü ortaya koyuyor.
Queen Mary Üniversitesi’nden Dr Laura Crucianelli ve Pavia Üniversitesi’nden Profesör Gerardo Salvato tarafından yürütülen çalışma, sıcaklığın "cilt ile beyin" arasındaki iletişimde daha önce hafife alınan bir rota olduğunu gösteriyor
Araştırmaya göre, dışarıdaki soğuk havada parmaklarımızın donması veya sıcak bir odaya girdiğimizde yüzümüzün yanması gibi anlar, beynimize vücudumuzun varlığına dair güçlü sinyaller göndererek öz farkındalığımızı artırıyor.
Bulgular, sarılmanın neden iyi hissettirdiği sorusuna da bir cevap olabilir.
Sıcak dokunuşun gücü
Araştırmanın en dikkat çekici bulgularından biri, sosyal dokunuş ve sıcaklığın birleştiği anlarda ortaya çıkıyor. SciTechDaily'ye göre, Dr Crucianelli bu durumu şöyle açıklıyor: "Sıcak bir dokunuşu hissetmek, kendimizi içeriden hissetme ve kendi varlığımızı tanıma yeteneğimizi güçlendiriyor. Bu deneyim, 'Bu benim bedenim ve ben bu bedenin içindeyim' hissini perçinliyor."
Bilimsel açıdan bu durum; sıcak ve sosyal temasın, beynin insulalar korteks (öz farkındalık merkezi) bölgesine sinyal gönderen özel sinir yollarını uyarmasıyla gerçekleşiyor. Bu süreç, "sevgi hormonu" olarak bilinen oksitosin salınımını tetikleyerek stresi azaltıyor ve bireyin kendisini daha güvende hissetmesini sağlıyor.
Geniş uygulama alanı
Bu yeni anlayış, tıp ve teknoloji dünyasında önemli etkiler yaratabilir. Örneğin protez cihazlara sıcaklık duyusunun eklenmesi, kullanıcıların bu cihazları vücutlarının ayrılmaz bir parçası gibi hissetmelerine yardımcı olabilir.
Ruh sağlığı bozukluklarında sıcaklık odaklı duyusal tedaviler geliştirilebilir. Ayrıca sıcak dokunuşun "benlik" ve "öteki" arasındaki sınırları eritme gücü, sosyal bağların fiziksel ve zihinsel refah için ne kadar hayati olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.