Dario Fo: "İtalya sanki bir afet yaşamış gibi"

Dario Fo: "İtalya sanki bir afet yaşamış gibi"
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İtalya’da ana gündem ekonomik kriz. Ülke genel seçim öncesini krizi tamamlayan yolsuzluk ve skandal haberleriyle geçirdi. İtalyanların edebiyat ve sinemada dünyaca ünlü isimlerinden 1997 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Dario Fo, krizin başlıca aktörü olarak nitelendirdiği bankaları İtalyanların hayatından çalmakla suçluyor.

Diego Giuliani, euronews:
“Dario Fo, kariyerinizin bazı dönemlerinde olduğu gibi resim yapmaya yoğunlaşmışsınız. Şunu sormak isterim: Bugünün İtalyasını resmediyor olsanız hangi renkleri kullanırdınız?

Dario Fo:
“Maalesef gri tonların ağırlıkta olacağı bir dönemden geçiyoruz. En iyi ihtimalle eflatun, turuncu ya da kırmızının bazı koyu tonlarına kadar açılabiliriz. Çünkü hareketlenme görülmüyor. Melankoli hakim, adeta bir afet yaşamış gibiyiz. Yaşanan kriz yaşama sevincini ve tutkuyu aldı götürdü.”

euronews:
“Son çalışmalarınızda umuda yer veriyor musunuz? Umut nerede peki?”

Fo:
“Olumlu bir şey var ki o da yapabileceğimizi sonuna kadar yapıyor ve bırakmıyoruz. Çok insan görüyorum ki teslim olmuyor ve çözüm bulmak için, yeni yollar bulmak için çalışıyor. Yalnızca varlığını sürdürmek değil yeni yaklaşımlar da ortaya koymak gerekiyor.”

euronews:
“Geçmişe, 1997’de kazandığınız Nobel Edebiyat Ödülü’ne dönecek olursak, sizin için İsveç Nobel Akademisi’nin yaptığı tanımlamayı hatırlatmak isterim: Ortaçağ krallarının soytarılarından ilham alsa da zorbaları eleştirdi ve ezilenlerin onurunu korudu. Peki Dario Fo’nun bugün hicvedeceği baskıcılar kim olabilir?”

Fo:
“Daha çok bankalar ve büyük ticari işletmeler. Tüm bu ipleri elinde tutanlar oyun içinde oyun oynuyorlar. Medya, televizyonlar ve diğerleri aracılığıyla, bütün güçleriyle halkın kendilerinin sebep olduğu şartların içinde yaşamayı kabulünü sağlamaya çalışıyorlar.”

euronews:
“İtalyan seçim sürecini evhamlı bir şekilde izlediğiniz görülüyor. Sizi en çok ne endişelendiriyor?”

Fo:
“Politikacılarla aynı endişeyi taşıdığımı sanmıyorum, çünkü kendimi dışarıda hissediyorum. Onların insan ilişkilerinden anladığı şeylerden artık bıktım ve sadece kendi koltuğunu kaybetme riski taşıyan siyasetçiler için üzülmüyorum. Bu artık onlar için bir görev değil de sanki bir meslek olmuş ve halk onlara güvendiği için de yapabiliyorlarmış gibi.”

euronews:
“Siyasetten hala bir şey beklemeli miyiz?”

Fo:
“Çok kısa sürede her şey değerini kaybetti. Yüzyılllar içinde kurulan şeyler hem de… Konulan kanunların değeri, toplum, adalet gibi umut ve güven de yıkıldı. Özellikle de adalet.”

euronews:
“Bu yıkımı kim, ne zaman yaptı?”

Fo:
“Kültüre ve bilgiye dayanan sağlam ve dayanıklı bir sistem olmazsa ve halkın bilincinde eşitlik, özgürlük ve adalet yerleşmemişse her şey yıkılıverir gider. Kanunları istismar eden, yolsuzluk yapan çok kişi var. Belli bir isim vermenin çok faydası yok. Hepsi böyle. Etrafınıza bakın ilk gördüğünüz onlardan biri olacak. Kesin karışmıştır burada bir yerlere de.”

euronews:
“Son dönemde ve bugünün siyasetinde “ılımlı” olmak iyi bir şey olarak nitelendirilir oldu. Siz ise böyle olmadığınızı hep gururla ifade ettiniz. “Ilımlı” olmaktaki sorun nedir?

Fo:
“Her şeyden önce maske olması, oyun oynanıyor olması. İyi, kibar ve kimseye zararı olmayan insan maskesi. Fakat bu bir tuzak. Hareketlerinde davranışlarında iyi, kibar görünüyorlar, bundan hiç vazgeçmiyorlar. Duruşlarını, ciddiyetlerini değiştirmiyor, bunu hiç bozmuyorlar. Bu ılımlıların bir güne bir gün dans edip şarkı söylediğini görmedim. Görünmeden, ortaya çıkmadan, bir köşede saklanmayı iyi beceriyorlar.”

euronews:
“1994’te sürpriz bir kararla politikaya atıldı ve burada uzun bir kariyere sahip oldu. Yıl 2013, geri döndü ve seçimlere giriyor. Tabii ki Berlusconi’den bahsediyoruz. Geçmişte onunla ilgili çok şey söylemiştiniz, peki bugün nasıl görüyorsunuz?”

Fo:
“Tam da dün Buster Keaton’dan bir pandomim sergilemiştim. Düşünün ki büyükçe bir salonda bir heykel var ve bir sürü kişi onu dik tutmaya çalışıyor. Her şeyi deniyorlar. İtiyorlar, çekiyorlar, bazı aletler kullanıyorlar, yeter ki heykel dengede durabilsin. Fakat sonunda heykel düşüyor, tam kırılıp dağılacakken son anda yere iki parmak mesafede durduruyor ve o şekilde tutmaya devam ediyorlar. Evet bir kez daha döndü, fakat her seferinde uçuruma daha da yakınlaşmış olarak…

euronews:
“Fakat oraya hiç düşmüyor…”

Fo:
“Bunun için sabırlı olmak gerekiyor.”

euronews:
“Son bir soru… İtalya’nın geleceği için umudunuz nedir?”

Fo:
“Özgürlük. Tüm engellerden ve zincirlerden kurtulmuş olmak. Hayatımızdan çalan rezaletlerden, esaretlerden ve ikiyüzlülükten. Yeniden kendi hayatlarımızın sahibi olmak. İşte benim ülkem için tek dileğim bu…”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İtalyan Savunma Bakanı Guido Crosetto: Rusya ile diyalog kanalları açık kalmalı

İtalyan senatörün 'kadınların birinci arzusu annelik olmalı' açıklaması tartışmaya yol açtı

İtalya'da 'namus cinayetine' kurban giden Pakistanlı genç kızın ailesine ömür boyu hapis cezası