Portekiz halkı isyanını sükûtla dile getirdi

Portekiz halkı isyanını sükûtla dile getirdi
© 
By Arzu KayaogluNUNO PEREIRA
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Bitmek bilmeyen kemer sıkma politikaları, Akdeniz ülkeleri arasında sakin yapılarıyla bilinen Portekiz halkının sabrını taşırdı. Hükümetin meclisten

REKLAM

Bitmek bilmeyen kemer sıkma politikaları, Akdeniz ülkeleri arasında sakin yapılarıyla bilinen Portekiz halkının sabrını taşırdı. Hükümetin meclisten geçirmekte zorlandığı son kesinti önerileri halkı sokağa döktü.

Troyka’dan aldıkları yardım karşılığında kamu harcamalarında kesinti yapmak zorunda olan hükümet, yaptırımların önüne geçmek için vergileri artırarak cezayı halka kesti. Hızla artan vergiler Portekiz’i Avrupa’nın en çok vergi alan hükümeti koltuğuna oturttu.

Sosyalist partinin temmuz 2011’de genel seçimleri kaybetmesi üzerine merkez sağ parti iktidarı ele geçirdi.

Seçimlerin hemen ardından 505 Euro olan asgari ücretle çalışan işçi sayısı yüzde 70 yükseldi. Portekiz’de 5 çalışandan biri asgari ücretle çalışıyor.

Tedbir önlemleri göç akınını da beraberinde getirdi: 2011’de 10,5 milyon nüfusa sahip Portekiz’de eğitimli eğitimsiz 500 bin kişi ülkeyi terk etti.

Ülkede 15-24 yaş arası gençler siyasete önem vermiyor. Halkın çoğunluğu iktidara kim gelirse gelsin durumun değişmeyeceğine inanıyor.

Beklenilenin aksine Portekiz’de Podemos veya Sryza gibi değişim vaat eden yeni bir siyasi parti ortaya çıkmadı. Halkın üstesinden gelmek zorunda olduğu ekonomik ve sosyal kriz siyasi tabloyu değiştirmedi.

Son kamuoyu yoklamaları Başbakan Pedro Passos Coelho’nun seçimleri yeniden kazanacağını, Antonio Costa’nın sosyalist partisininse ana muhalefet partisi olma yolunda ilerlediğini gösteriyor.

*Euronews Rio de Janeiro’da bulunan Lizbon Nova Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Bölümü araştırma görevlisi Raquel Valera ile görüştü.
Euronews: Hemen konuya girelim isterseniz. Tıpkı Yunanistan’daki Syriza ve İspanya’daki Podemos gibi, neden Portekiz’de sosyal sorunlardan dolayı hatırı sayılır oy alabilen yeni bir parti doğdu?*

Raquel Varela “Size dört ayrı neden söyleyebilirim. İlk olarak, sosyal bir toplumda yaşıyoruz. Sosyal sorunların yaşandığı fabrika ya da şirketlerde çalışıyoruz. Eve gelince rahatlıyoruz. İnsanların büyük yaşlara kadar aileleriyle yaşamasının sebebi sosyal istikrarı sağlamak için. Bu İspanya ya da Yunanistan gibi Güney Avrupa ülkelerinde görülen bir olay. Sosyal statüyü sağlama alabilmek için birtakım girişimlerde bulunuluyor. Örneğin belli bir oranda işsizlik maaşı ödüyoruz. Bu da işsizliğin yoğun olarak görüldüğü durumlarda sosyal karışıklıkları önlüyor. Portekiz’deki en büyük fark, bu sosyal reformların çok geç yapılmış olması. Bu durum da, çok büyük bir komunist partinin doğmasına ve diğer sosyal girişimlere sebep oldu. Portekiz Komunist Parti’si demokrasimizin bir parçası…”

Nuno Pereira, euronews: “2012 yılı sonunda Portekiz’deki şiddet ve protesto gösterilerinde azalma görüldü. Portekizlilerin öfkesi dindi mi, yoksa bu protestolar sadece seçimlere az kişinin katılmasıyla mı gerçekleştiriliyor?”

Raquel Varela “Sandıklara az sayıda seçmenin gitmesi bence geçtiğimiz yüzyılda Avrupa’da görülen en ilginç şeylerden biri… Endüstrileşmeyi eleştirmek için yapılan bir şey bu… Oy vermenin insan yaşamını çok değiştirmediğini eleştirmek için yapılan bir şey… Bu durum, yerel kurum ve hükümetlerin, uluslararası kurumların varlığına izin verip, bazı yönetmelikleri kabul ettiği zaman görülen bir şey… Halk bunu seçimlerde çok dikkate almaz.

Örneğin Avrupa Komisyonu… Bunların hepsi demokratik yapıda bir erozyona sebep oluyor. Ancak bu erozyon sürekli olmayacak. Demokratik çöküşün eşiğinde değiliz. Sosyal girişimler demokrasinin sadece resmi bir yapıda olmayacağını söylüyor. Sosyal adalet, ekonomik adalet, yatırımların ve büyük firmaların denetimi… İşte bunların hepsinin olması gerekiyor.”

euronews “Neslin yaşlanmasını ve gençlerin büyük oranlarda göç etmesini, Avrupalı kurumlara ve ulusal iktidara karşı yapılan bir baş kaldırış ya da bir kırılma olarak görebilir miyiz?”

Raquel Varela “Sosyal değişimin yaşandığı seksenli yıllarda zaten iki nesil artık yaşlandı diyebiliriz. O dönemlerde karışıklık yoktu ve insanlar siyasi görüşlerini değiştirmeyi pek düşünmüyordu. Siyasi partileri eleştirmek, farklı politik partilerin doğmasına yol açmak değildir. Aile desteği çok önemli. İşsiz olan birçok insan bu aile sevgisi ve desteğinden yoksun durumda… Ve göç dalgası tavan yaptı…. Şu anda, altmışlı yıllardan bile daha fazla göç oranına sahibiz. Bireysel cevaplar kitlesel cevaplarla çakışıyor.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Brüksel'den AB ve İngiltere arasında gençlerin eğitim görmesi ve çalışmasını kolaylaştıracak öneri

AB'yi Keşfet: 35 bin gence trenle 30 günlük bedava Avrupa turu imkanı; başvurular Türkiye'ye de açık

Güney Kore'de seçim: Muhalefetteki liberal partiler Meclis'te çoğunluğu yakalayacak