Euroviews. Daha uzun borçlanınca ekonomi canlanır mı?

Daha uzun borçlanınca ekonomi canlanır mı?
© Yasin AKGUL / AFP
© Yasin AKGUL / AFP
By Prof. Dr. Yalçın Karatepe
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Yorum sayfamızda yayınlanan makaleler, euronews'in editoryal görüşünü yansıtmaz.

Bugün Türkiye’nin temel ekonomik sorunlarından birisi de yüksek borçluluk düzeyidir. Gelirlerdeki azalma ile birlikte borç ödemesinde yaşanacak sorunların bankacılık sistemi açısından risk yaratması beklenir.

REKLAM

Bugün Türkiye’nin temel ekonomik sorunlarından biri de yüksek borçluluk düzeyidir. Gelirlerdeki azalma ile birlikte borç ödemesinde yaşanacak sorunların, bankacılık sistemi açısından risk yaratması beklenir.

Bundan yaklaşık beş yıl önce, dönemin ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı Ali Babacan, artan borç kullanımının yaratacağı olası riskleri göz önüne alarak, kredi kullanımına sınırlamalar getirildiğini açıklamıştı. Kredi kartlarına taksit sınırlaması getirildiği için vatandaşın uzun vadeli borçlanamadığı ve bu nedenle de toplam kredi yükünün azaldığını söylemişti. Babacan, “Bunların hepsi sıhhatli şeyler, ama tabi kolay işler değil. Çünkü siyasi motivasyon da tam bunun tersine işliyor, vatandaş bol para harcasın, çok şey satın alsın, mutlu olsun. Ama biz ihtiyatlı olmayı tercih edelim. Bazen de çok ihtiyatlı olduğumuz için eleştiriliyoruz, ama çok önemli değil. Türkiye için doğrusu neyse onu yaptık” dedi.

Şimdi ise vatandaşın “bol para harcaması ve çok şey satın alması” için kredi kullanımına ilişkin düzenleme yapılacağı duyuruldu.

İç talepte uzun zamandan beri önemli bir daralma yaşanmaktadır. Talebi artırmaya yönelik daha önce vergi indirimleri şeklinde alınan tedbirlerin sonuç vermediğini açıklanan verilerden anlıyoruz. Örneğin beyaz eşyada vergi indirimleri uygulanmasına rağmen satış hacmi yüzde 8,9 oranında gerilemişti. Genel olarak perakende satış hacmi endeksi bir önceki yıla göre yüzde 9,2 oranında azalmıştır.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, kredi kartları ve bireysel tüketici kredilerine ilişkin yaptığı açıklamada, iç talebi canlandırmak için kredi sürelerinin uzatılacağını söyledi. Yapılacak yönetmelik değişikliği ile tüketici kredilerinin maksimum vadesi 3 yıldan 5 yıla, bazı mal ve hizmet alımlarında kredi kartlarına uygulanan taksit süresi de 12 aya kadar uzatılacak. Fiyatı 120 bin liraya kadar olan taşıt alımlarında ise vade 5 yıla kadar çıkarılacak.

Vatandaşın borçluluk seviyesi

Bankacılık verileri bireylerin kredi kullanımının azaldığını göstermektedir. BDDK verilerine göre 15 Şubat 2019 tarihi itibarıyla, bireysel kredilerin ve kredi kartlarında olan borçların toplam tutarı 496,5 milyar liradır. Yılbaşından beri vatandaşlar borçlarını azaltmaktadır. 2018 yıl sonu verilerine göre vatandaşın bankalara olan toplam borcu 5,5 milyar lira azalmıştır. Oransal olarak en fazla azalma taşıt ve konut kredilerinde yaşanmıştır. İpotekli konut satışı ve araba satışı verileri de bu sektörlerde çok ciddi bir daralmanın olduğunu gösteriyor.

Tüketici Kredileri ve Bireysel Kredi Kartları (Milyon TL)

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre Türkiye genelinde konut satışları, 2019 Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 24,8 oranında azalarak, 72 bin 937 oldu. İpotekli konut satışlarındaki gerileme oranı ise yüzde 77,2 oldu. Konut kredilerinde yılbaşından beri yüzde 2,07’lik bir gerileme yaşandı.

Benzer şekilde otomobil satışları da çok hızlı biçimde düştü. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre 2018 yılı Ocak ayında 26 bin 611 olan otomobil satışı, 2019 yılı Ocak ayında yüzde 59 oranında düşerek 10 bin 979 olarak gerçekleşti. Taşıt kredilerinde görülen yüzde 3,14’lük gerileme de otomobil satış verileri ile uyumlu.

Kredilerde yaşanan bu gelişmeleri gören BDDK’nın kredi vadelerinin uzatılması yönündeki çalışması beklenen sonucu vermeyecektir.

Kredi talebini ne etkiler?

Kredi talebini etkileyen başlıca faktörler: 1) kredinin faiz oranı ve 2) krediyi ödemek için ihtiyaç duyulacak olan gelire ilişkin beklenti.

Kredi faiz oranları hala çok yüksek seyretmektedir. Konut kredisi faiz oranı yüzde 2’nin, otomobil kredilerinde ise yüzde 2,5’in üzerindedir. Yüksek oranlardan uzun vadeli borçlanmanın toplam maliyeti de yüksek olacağından, bu oranların kredi kullanımını teşvik etmesini bekleyemeyiz.

Kredi kullanıcısının dikkate aldığı bir diğer unsur ise gelecekte krediyi öderken sahip olacağı gelire ilişkin beklentisidir. Türkiye’de ekonomik aktivitenin yavaşlamasıyla birlikte gelirin de önemli ölçüde gerilediğini biliyoruz. Türkiye ekonomisinin 2018 yılı son çeyreğinde yaşadığı önemli durgunluğun, 2019 yılının tamamında da devam edeceği tahmin ediliyor. Büyük olasılıkla ekonomi 2019 yılında yüzde 2 civarında küçülecektir. Eğer bireylerin gelecekte elde edecekleri gelirin artacağına ilişkin beklentisi zayıf ise bugünden borçlanarak harcama yapmak istemeyeceklerdir. Çünkü gelecekte bugün edinmiş oldukları borçlar için yapacakları ödemeler refahlarının azalmasına yol açacaktır.

Dolayısıyla böyle bir ekonomik dönemde bireylerin daha fazla borçlanarak harcama yapması pek olası görünmüyor. Kredilerin vadesini uzatarak ekonomiyi canlandırmak mümkün değildir. Öncelikli olarak vatandaşın gelecek beklentisini iyileştirmek gerekir. Ancak TÜİK tarafından açıklanan ekonomik güven endeksi verileri vatandaşın geleceğe ilişkin beklentisinin giderek bozulduğunu göstermektedir. Ekonomik güven bir önceki aya göre yüzde 4,2 oranında azalmıştır.

Son söz: Borç yiğidin kamçısı olabilir ancak ekonominin kamçısı olamaz, sadece kırılganlığını artırır.

Yorum sayfamızda yayınlanan makaleler, Euronews'ün editoryal görüşünü yansıtmaz.

WhatsApp'ta ücretsiz bültenimize abone olun, Türkiye ve dünya gündeminden seçtiğimiz haberler her gün telefonunuza gelsin! Abone olmak için tıklayın

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

En çok borcu olan belediyeler hangi partiden?

ABD başkanları Clinton ile Obama'nın danışmanlığını yapan Alan Krueger intihar etti

Dolara mı, Türk ekonomisine mi 'demir yumruk' nereye indi?