Bosnalı savaş mağdurları Lahey'de adalet arıyor

Bosnalı savaş mağdurları Lahey'de adalet arıyor
By Kerem Congar
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Reporter bu hafta Lahey'de 1993 yılında kurulan ve eski Yuguslavya savaş suçlularını yargılayan Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni konu alıyor.

İkinci Dünya Savaşı’ndan beri yaşanan en büyük karmaşaydı. Her şey Avrupa’nın gözü önünde oldu…

20 sene önce Dayton Barışı sayesinde ateşkes sağlandı ve insanlar adalet arayışı içerisine girdi. Savaş ve insanlık suçu işleyenlerin cezalandırılması için harekete geçildi.

Bu uzun bir süreçti.

Theodor Meron , Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı: ‘‘Ağır ceza mahkemelerinin görev alanı biraz dar. Suçlu olup olmadığınıza karar vermek zorundayız.’‘

Vasvija Vidovic, Avukat: ‘‘Çok ümitsizdik. Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulduğu zaman Bosna’da işlenen o iğrenç savaş suçlarının asla durdurulamayacağını düşünmüştük.’‘

Serge Brammertz, Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi Hakimi: ‘‘Kimse Karadzic ve Mladic’in yakalanacağına inanmıyordu.’‘

Carla del Ponte, Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi Hakimi (1999-2007): ‘‘Başkanlar, generaller, başbakanlar ve siyaset alanında önemli mevkilerde olan ve savaş suçlarına karışmış insanlar mahkemeye çıkarıldı.’‘

Ed Vulliamy, Gazeteci, Tanık: ‘‘Bu hikayeler tanık sandalyelerinde dinlendi. Hayatta kalanlar ve yakınlarını kaybedenler cesaret edip mahkemelere akın etti ve tanık olduklarını anlattı.’‘

Kada Hotic, Srebrenitzalı Anne: ‘‘Kimse af dilemiyorsa onları nasıl affedeceksiniz?’‘

Uluslararası Ceza Mahkemesi Bosna’da katliamlar devam ederken 1993 yılında eski Yugoslavya’daki savaş suçluları için kuruldu. Burası, Nürnberg’den sonra kurulan ilk uluslararası mahkemeydi. Amacı eski Yugoslavya’daki mezalimi durdurup adaleti sağlamaktı.

Vasvija Vidovic, Avukat: ‘‘Saraybosna kuşatma altındaydı ve bir tünelden geçerek oradan kaçtım. Daha sonra mayın ve keskin nişancılarla dolu bir tarlayı aşmamız gerekiyordu. Kişisel saldırılar da oluyordu. Örneğin Lahey’de biri bana saldırdı ve aylarca polis koruması altında yaşadım.’‘

Serge Brammertz: ‘‘1992 ile 95 yılları arasında 40 şehirden fazla bölgede yapılan etnik temizlikten bahsediyoruz. Saraybosna üç yıl kuşatma altında kaldı. Srebrenitsa’da soykırım yapıldı. Mavi miğfer takan rehinelerden bahsediyoruz. Bosna’daki savaşta yaklaşık 100 bin insanın ölümünden bahsediyoruz. Bu savaşla ilgili bir milyon sayfadan fazla belge bulundu. Kısaca adaleti sağlamak zaman alacak… Bence bu uluslararası mahkemenin görevi sadece vakit kaybetmeden suçluları yargılamak değil, aynı zamanda işlenen savaş suçlarının boyutunu gözler önüne sermek ve hayatta kalan kurbanların hikayelerini anlatmasını sağlayarak onların seslerini dünyaya duyurabilmektir.’‘

Ed Vulliamy, Gazeteci, Tanık: ‘‘Bosna’daki katliamın en önemli özelliği halklar arasındaki yakın ilişkiydi. Bu insanlar birbirlerini tanıyordu. İnsanlar okul arkadaşlarına, futbol takımında beraber oynadığı kişilere işkence yapıyordu. Mahkemede defalarca göz göze gelen bu insanlara ifade verirken; ‘mahkemede gördüğünüz bu kişiyi tanıyor musunuz’ diye soruluyordu.’‘

‘Da’ yani evet! Peki onu gösterebilir misiniz? Evet işte şurada… Örneğin Tadic’in yargılanması sırasında o homurdanıyor, gülüyor ya da şiddet uyguladığı ya da taciz ettiği şayet bir kadınsa yüzünü çeviriyordu. Bu durum hukuk öğrencilerine göre değil, biz yazarlar içindi. Aslında katliamdan kalan anılar o mahkemede yaşamaya devam etti.’‘

Kada Hotic, Srebrenitzalı Anne: ‘‘Yargılama esnasında hayal kırıklığına uğradık. Her zaman, sanıklara ceza vermemek için bir bahane buldular. Örneğin sanık şu anda hasta, ya da sanık kanser oldu. Sanık çok yaşlı olduğu için hüküm verilemez gibi… Vojsilav Seselj’in yargılanmasında savcılar kendisine ceza vermedi ve onu serbest bıraktılar. O büyük bir savaş suçu işledi. Neden herhangi bir ceza vermeden onu serbest bırakabilirsin ki?’‘

Sırp aşırı milliyetçi parti lideri Vojislav Seselj’e savaş suçu işlemekten dolayı soruşturma açıldı. 2003 yılında Lahey’deki ceza mahkemesinde yargılandı. Duruşma esnasında kendini beğenmiş tavırlarıyla suçlamaları yalanladı. 12 sene süren dava sonunda mahkeme kendisine ceza vermedi ve sağlık sorunlarından dolayı serbest bırakıldı. Parti üyeleri döndüğü zaman kendisini bir kahraman gibi karşıladı.’‘

Vojislav Seselj, Aşırı Milliyetçi Parti Lideri, Savaş Suçu Zanlısı: ‘‘Ben gerçekten de hastaydım ama bu neden değildi. Benimle ne yapacaklarını bilmiyorlardı. 12 sene boyunca hakkımda herhangi bir karar alınamadı. Benimle savaş suçu arasında bir bağ kuramadılar. Bu davalardaki en büyük sorunlardan biri bendim. Yaramaz çocuk gibiydim. Dava boyunca büyük sorunlar çıkardım çünkü mahkemedeki en iyi avukat bendim.’‘

Seselj, davalardaki tek ‘yaramaz çocuk’ değildi… 161 savaş suçlusu arasında iki sanık mahkemenin tutanak rekorunu kırmıştı. Hırvat General Ante Gotovina savaş suçu dolayısıyla hüküm giydi ancak temyize gidip aklanınca ülkesinde kahraman ilan edildi.

Aynı senaryo Sırp General Momcilo Perisic için de geçerliydi. Mahkeme heyeti başkanı için adaleti tanımlamak bazen güç olabiliyor.

Meron: ‘‘Beraatler hep tartışmalıydı. Eğer politikaya alet olmuş bir bölge söz konusuysa bu tartışma daha büyük oluyordu. Bu konuda uzun bir yol katedilmesine rağmen, etnik ve ulusal topluluklar arasındaki kin ve nefret hala devam ediyor. Evet biraz yol alındı. Ayrıca bu mahkeme sayesinde bütün deliller tüm ayrıntısıyla incelendi ve makul şüpheli birçok insan yargılandı.’‘

Carla del Ponte: ‘‘Sekiz yıldır gece gündüz çalışıyordum. Hiçbir özel hayatım ve tatilim yoktu. Sadece ben değil tüm mesai arkadaşlarım başarıya ulaşmak için çok dikkatli bir şekilde çalıştık. Kolay olmadı ama sonunda başardık. Bence bu çok önemli bir gelişmeydi. Çünkü yüz binlerce savaş mağduru adalet arıyordu ve biz de bunun için çalıştık ve başardık.’‘

Mazlumlar için adalet. 20 yıl sonra II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da görülen en büyük karmaşa sona erdi. Uluslararası adalet insanlara umut olmuş, uzlaşma ve barışın kapılarını açmıştı. Ancak birçokları için bekleyiş henüz bitmedi.

Kada Hotic, Srebzenitsalı Anne: ‘‘Kocamı, çocuklarımı ve iki kardeşimi benden aldılar. Sülalemden toplam 56 kişi katledildi. Soykırım yapanlar tanınmadı. Katiller suçlarını itiraf etmedi, özür dilemedi ve bağışlanmayı beklemedi. Onları asla affetmeyeceğiz.’‘

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya

Kaçak göçmenler AB'ye hangi yollardan giriyor?