Aykal, yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin davanın tutuklu sanıklarından dönemin Cinayet Büro Amiri komiser Mustafa Ensar Aykal tahliye edildi.
Dosyaları ayrılan avukat Serdar Öktem ve Aykal, Perşembe günü hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık Aykal, yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol şartıyla bırakıldı.
Mahkeme başkanı, sanıkların cep telefonu şifrelerinin temini için ABD'den bulunulan adli yardım talebine henüz yanıt gelmediğini ancak ek bilgi talebi geldiğini belirterek, tutuklu sanık Aykal'a dosyanın bu aşamasında bir diyeceği olup olmadığını sordu.
Aykal, önceki beyanlarını tekrar ettiğini ifade ederek, "Tarafıma isnat edilen suçların asılsızlığını somut delillerle ispat ettim. Alnım ak, vicdanım rahat. Bu olayın hiçbir yerinde değilim. Tahliyemi talep ediyorum," dedi.
Avukat beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Öktem'in adli kontrol tedbirinin devamına, "tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan sanık Doğukan Çep'in de duruşmada dinlenmesine karar verdi.
Duruşma 26 Haziran'a ertelendi.
Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılandığı davada karar duruşması, 2 Ekim 2024'te yapılmıştı. Aykal ve Öktem'in telefon şifrelerini vermekten imtina etmeleri nedeniyle ABD'den adli yardım talebinde bulunulması, bu cevabın da bir yıldan önce verilemeyeceği gerekçesiyle iki ismin dosyalarının ayrılmasına hükmedilmişti.
Mustafa Ensar Aykal Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Bürosu’nda 5 yıl görev yaptı. 2023’te Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde göreve başladı. Ateş’in öldürülmesi sonrasında amir olarak soruşturmayı yürüten kişiydi. İddianamede, eski Ülkü Ocakları genel merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın isteği üzerine Ateş’in cep telefon numarasını sorgulayıp, ev adresini Demirbaş’a ilettiği ileri sürülüyordu.
Ne olmuştu?
30 Aralık 2022 tarihinde Çankaya ilçesi Çukurambar semtindeki Kızılırmak Mahallesi'nde Sinan Ateş uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetmişti.
Ateş'in ölümüyle ilgili hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, tutuklu 22'si hakkında iddianame düzenlenerek dava açıldı. Haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17'si hakkındaki soruşturmanın ayrı dosya üzerinden sürmesi kararlaştırıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede yer alan 22 sanık hakkında, Ateş cinayeti soruşturması kapsamında çeşitli suçlardan hapis cezaları talep edildi.
Tetikçi Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un müşterek fail olmak; Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın suça azmettirmek; Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay ve Mustafa Ensar Aykal'ın ise suça yardım etmek gerekçesiyle cezalandırılmaları isteniyordu.
Sinan Ateş cinayetine dair neler biliyoruz?
Tetikçiyi İstanbul'dan Ankara'ya getiren özel harekât polisleri Muratcan Çolak ve Mert Gelenbey de soruşturma kapsamında tutuklananlar arasında yer alıyor.
Ateş cinayetinde, tetikçiyi kaçırdığı öne sürülen Tolgahan Demirbaş'ın sildiği mesajlar kurtarıldı ve bu şekilde 9 ay önceye kadar varan bir takip olduğu ortaya çıkarıldı. Yazışmalarda Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım da yer alıyor.
Demirbaş’ın telefonundan kurtarılan verilere göre, cinayet öncesi Yıldırım, Ateş'in konumunu Demirbaş'tan istedi. O da bu bilgiyi eski MİT mensubu olduğu iddia edilen Çağlar Zorlu’dan aldı.
Demirbaş’ın, Ateş hakkında bilgi aldığı kişilerden biri de S.Y. isimli kişi.
Mesajlara göre, Demirbaş, 7 Nisan 2022’de S.Y.’den, Ateş’in eşinin kimlik numarasının da bulunduğu bilgileri içeren bir ekran görüntüsü atarak adres istiyor. S.Y. de bir gün sonra, bir tanıdığı vasıtasıyla ulaştığı düşünülen Ayşe Ateş’e ait Ankara Yenimahalle’deki ev adresini Demirbaş’a gönderiyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ateş cinayetinin “gölgesinin MHP'ye düşürülmek istendiğini” belirterek, “MHP düşmanları konuyu gerçek mecrasından saptırıyor,” demişti.
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Bahçeli, cinayetle ilgili uzun süre yorum yapmamasıyla ilgili "Suskunluğumuz asaletimizdendir" ifadesini kullanmıştı.
Ateş'in suikastı sonrası MHP ve Ülkü Ocakları'ndan herhangi bir taziye mesajı gelmemesi eleştirilmişti.
2019 yılında Ateş, İYİ Parti'nin kuruluş sürecinde MHP yönetiminden yana tavır almış ve partiden ayrılanları eleştirmişti. Ateş 2020 yılında ise Bahçeli'nin isteği ile genel başkanlık görevinden istifa etmişti.