Avrupa'da güç dengeleri nasıl değişecek?

Avrupa'da güç dengeleri nasıl değişecek?
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
REKLAM

Avrupa Parlamentosu’nda seçim sandığı savaşı şimdi bir liderlik savaşına döndü. Avrupa Parlamentosu, Komisyonu ve Konseyi’nin başına kim geçecek? Popülist ve radikal partiler seçimlerde Parlamento’daki sandalyelerin çeyreğini alarak ana akım sağ ve sol partileri büyük bir koalisyon yapılmasına zorladı. Peki bu koalisyon nasıl şekillenecek ve işsizlik, yeni bir ekonomik kriz ve göçmen akımı sorunlarında Avrupa nasıl bir siyaset izleyecek? Ve Komisyon başkanlığı yarışında Parlamento ile Avrupa Konseyi arasında bir çekişme olacak mı? Popülistlerin buradaki rolü ne olacak?

The Network’ün bu bölümünde, bu konuları konuklarımız Avrupa Halk Partisi’nin Portekizli Başkan Yardımcısı Paulo Rangel, Parlamento’daki Sosyal Demokratlar grubunun Belçikalı üyelerinden Kathleen Van Brempt ve Parlamento’daki aşırı sağ ve göçmenlik karşıtı gruplardan biir olarak görülen Belçika Partisi Vlaams Belang’ın lideri Gerolf Annemans ile tartıştık.

Chris Burns, euronews:

Şimdiye kadar kenarda kalan aşırı sağ ve aşırı sol partiler bu seçimle Avrupa Parlamentosu’ndaki sandalyelerin çeyreğini aldı. Burada bir çıkmaza doğru yol alıyor muyuz?

Paulo Rangel:

“Hayır sanmıyorum. Bence bu merkezdeki partilerin daha uzlaşı halinde olmalarını, yani büyük bir koalisyonu gerektirecek. Mesela Yeşiller, Avrupa Halk Partisi, Sosyal Demokratlar ve hatta Muhafazakar Reformcular. Bunun bir çıkmaz yaratacağına inanmıyorum.”

Kathleen Van Brempt:

“Aşırı sağ partiler Avrupa karşıtı ancak aynı zamanda oldukça göçmenlik karşıtı, İslam karşıtı bir tutum da izliyor. Bu onların temel siyaseti. Aşırı sol veya radikal sol aşırı sağdan daha az Avrupa şüphecisi. Şimdi bizim yapmamız gereken Avrupa’yı daha ileriye götürmek için nasıl daha bir uzlaşı yapabiliriz diye düşünmek. Bence insanların bizden istediği çözüm üretmemiz, kutuplaşmamız değil.”

Chris Burns:

“Gerolf, belki siz iddialı politikalar peşinde değilsiniz, belki siz bu parlamentoda bir çıkmaz peşindesiniz? Olabilir mi?”

Gerolf Annemans:

“Eğer bir kriz olursa buna karşı çıkmam. Bir radikal olarak anılmak istemiyorum. Eğer radikalsem, Avrupa’da tamamen federalizm karşıtı bir radikalim. Ve eğer bu sistem, bu federal sistem çıkmaza girerse buna da ses çıkarmam.”

Paulo Rangel:

“Ben aramızda paylaştığımız birçok ortak değer olduğunu düşünüyorum. Bu tür deneyimleri Belçika’da, Hollanda’da, Avusturya’da Almanya’da, İtalya’da, Danimarka’da yaşadık. Buralarda partiler arasında oldukça güçlü bir işbirliği vardı.”

Chris Burns:

“Sosyal Demokratlar bazı konular hakkında çok daha fazla korunmacılar. Mesela istihdam korunması, tek pazardaki ulusal bariyerler gibi konularda. Bu bir problem olmaz mı?”

Kathleen Van Brempt:

“Bir şeyleri sulandırıp güçsüzleştirmek veya iyi bir uzlaşı halinde olmak bizim elimizde. Belki şöyle diyerek uzlaşabiliriz, ‘bir yanda bütçe konularında güçlüyüz diğer yanda ise şimdi sosyal bir Avrupa’yı inşa edeceğiz.’ Mesela asgari ücretlere, yoksullukla savaşmaya ihtiyacımız var. Neden bu konuları birleştirip Avrupa Birliğine ve insanların geleceğine yatırım yapmıyoruz? Bence ilk verebileceğimiz cevap bu.”

REKLAM

Gerolf Annemans:

“Avrupayı başka türlü dizayn etmeliyiz. Üye ülkelere daha fazla iktidar vermeliyiz ve bu doğrultuda komisyon başkanlığı bizim önceliğimiz değil.”

Paulo Rangel:

“Bence Avrupa’daki federalizme karşı seslerin parlamentoda olması önemli. Bu iyi bir münazara. Burada problem Avrupa’da entegrasyona karşı veya lehinde tartışmak değil. Göçmenlik karşıtı, yabancı düşmanlığını körükleyici, ırkçı söylemler problem. Ancak eğer insanlar daha fazla entegrasyona karşıysa bu bir problem değil, bu demokratik bir münazara. Avrupa şüphecisi pozisyonla ırkçı-radikal pozisyon arasında fark var.”

Chris Burns:

REKLAM

“Peki göç konusuna dönelim. Bu oldukça gündemde bir konu. Nasıl çözülmeli? Çünkü birçok seçmen bundan sıkıntılı. Schengen bir sorun mu?”

Paulo Rangel:

“Bence burada bir risk var. Bence Schengen sistemini ve Schengen özgürlüklerini korumalıyız. Ancak turizmi etkileyen bu ciddi problemi çözmeliyiz. Bunu çözersek de Schengen’i kaldırmaya gerek yok.”

Kathleen Van Brempt:

“Okuduğum bir araştırmada sosyal turizmin olayların sadece yüzde 1’inde bir problem yarattığı belirtiliyordu. Bundan daha büyük bir problem yaratmayalım. Schengen bir problem değil, sosyal turizm bir problem değil. Problem sosyal yığım. Belçika’daki İspanyol işçiler saat başı 2-3 euro alıyor. çözmemiz gereken bu olmalı.”

REKLAM

Gerolf Annemans:

“Tabii ki Schengen ve Schengen konsepti bir sorun. Biz üye ülkeler Avrupa’nın bizim ulusal sınırlarımızı çiğnemesine göz yumuyoruz. Avrupa, birliğin dış sınırlarını korumaya söz verdi ancak bunun da bir hata olduğunu son beş sene içerisinde gördük. bu yüzden Schengen’i ve tüm yapıyı yeniden düşünmeliyiz.”

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa Birliği parçalanıyor mu?

Avrupa Kalkınma Planı Bütçesi göçmenler sebebiyle açık veriyor

İngiltere öncülüğündeki Birleşik Krallık, AB'den ayrılacak mı?