İran Devrim Muhafızları'na yapılan saldırı niçin bu kadar önemli?

İran Devrim Muhafızları'na yapılan saldırı niçin bu kadar önemli?
By Kerem CongarReuters
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

İran'ın Ahvaz kentinde düzenlenen askeri geçit törenini hedef alan terör saldırısında en az 25 kişi hayatını kaybetmesi ülkenin güvenlik sorunu yaşadığı gerçeğini gözler önüne serdi. Ülkede yaşayan azınlık Araplar ve Kürtlerin merkezi yönetimle sorun yaşadığı uzun yıllardır biliniyor.

REKLAM

İran-Irak savaşının 38'inci yıl dönümü nedeniyle İran'ın Ahvaz kentinde düzenlenen askeri geçit törenini hedef alan saldırıda 17'si asker en az 25 kişi hayatını kaybetmesi ülkenin güvenlik sorunu yaşadığı gerçeğini gözler önüne serdi.

Özellikle de askerleri ve özel harekat birimlerini hedef alan bu saldırı, uzun yıllardır Amerika Birleşik Devletleri ya da onun Orta Doğu'daki en büyük müttefiki İsrail'den gelebilecek her türlü saldırıya karşı koyabileceğini söyleyen Tahran hükümetine büyük darbe indirdi.

Zira saldırıya uğrayan askerler İran Devrim Muhafız Birliğe ait. Bu askerler doğrudan İran Cumhurbaşkanı Ayetullah Ali Hamaney'e bağlı olarak görev yapıyor. Bu olay, İran'a ait en elit askerlerin gerilla tarzı bir saldırıya kaşı ne kadar savunmasız olabildiğini gösterdi.

İran, Orta Doğu'da bulunan Arap ülkelerine karşı uzun süre sosyal ve ekonomik açıdan istikrarını korumuştu. Bu durum 2011 yılında patlak veren krizle yavaş yavaş sarsılmaya başladı. İran Devrim Muhafızları ise saldırıya karşılık vereceklerine dair yemin ettiler.

Suçlu kim?

Devrim Muhafızları Sözcüsü Ramazan Şerif de Ahvaz kentindeki askeri törene saldırının El Ahvaziye örgütü tarafından düzenlendiğini açıklarken, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise saldırıdan ABD ve Orta Doğu'daki Arap ülkelerini sorumlu tuttu. Ancak İran'ın diğer ülkeleri doğrudan suçlarken elinde hiçbir kanıt bulunmuyor.

Saldırıyı üstlenen ve El Ahvaziye adıyla tanınan Ahvaz Halkı Demokratik Cephesi, İran’ın güneybatısında bağımsız bir Arap idaresi kurmayı hedefleyen ayrılıkçı bir örgüt olarak biliniyor. Bunun yanında saldırıyı üstlenen bir diğer tarafsa terör örgütü IŞİD oldu. Örgüt yayın organı Amak aracılığıyla olayı üstlendiğini belirtirken İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin de olay yerinde olduğu ileri sürmüştü.

Ancak Ruhani, IŞİD'ın iddia ettiği gibi Ahvaz'da değil, başkent Tahran'da düzenlenen askeri geçit törenine katıldı. Haber sitesi daha sonra bu iddiayı düzeltti ve Ruhani'nin Ahvaz'daki törene katılmadığını bildirdi. Örgütün sitesinden saldırıya dair herhangi bir görüntü paylaşılmadı.

2017 Temmuz ayında da İran’ın başkenti Tahran’da Meclis binası ve İmam Humeyni türbesine silahlı 2 grup tarafından saldırı düzenlenmiş, olayda 17 kişi hayatını kaybederken 39 kişi de yaralanmıştı. Bu saldırıyı da yine terör örgütü IŞİD üstlenmişti. Ancak örgüt saldırıyla bağlantısını hiçbir şekilde kanıtlayamadı.

Arap muhalefet gruplarıysa İranlı liderlerden dert yanıyor ve devlet yönetimiyle ilgili hayal kırıklıkları giderek artıyor. Saldırının yapıldığı şehir olan Ahvaz İran'ın 35 eyaletinden biri olan Huzistan'ın başkenti. Irak'a sınırı olan bu bölgede İran'ın en büyük Arap azınlığı yaşıyor. Buradaki vatandaşlar Tahran yönetiminin kendilerini uzun yıllardır ihmal ettiklerini ve bölgenin sorunlarıyla ilgilenmediklerini söylüyor.

İran'daki ekonomik kriz tüm ülkede hissedilirken Huzistan'da etkisini daha da fazla gösteriyor. Ülke genelindeki işsizlik oranı 11.8 iken, burada bu oran 14.5 civarında. Eyaletteki yaşam koşulları da fakir halkın refah seviyesini belli ediyor. Bölgedeki birçok yerleşim yerinde elektrik sıkıntısı ve kuraklık yaşanıyor. Yerel halk bu duruma merkezi yönetimin yanlış idaresinin sebep olduğunu iddia ediyor. Ahvaz'daki birçok aile son yıllarda kuraklığa dayalı yaşanan kum fırtınaları sebebiyle bazı günler evlerinden dışarı çıkamıyor.

Bölgedeki muhalif silahlı grupların eylemleri de bölgedeki sorunu içinden çıkılamaz hale geliyor. Bu gruplar eyaletten geçen petrol boru hatlarına saldırılar düzenliyor. İnsan hakları aktivistleri bu saldırıların barış görüşmelerini sekteye uğrattığını, yaptıkları çalışmaları zorlaştırdığını ve toplu tutuklamalara neden olduğunu belirtiyor.

İran'ın güney doğusunda yer alan Belucistan ve doğu sınırında bulunan Kürdistan eyaletlerinde yaşayan Kürt azınlıklar da, İran merkezi yönetiminin kendilerini görmezden geldiğini savunuyor. Silahlı Kürt muhalif gruplar geçtiğimiz aylarda Irak sınırındaki Muhafızlarla çatışmalara girmişti. Muhafızlar Irak'ın kuzey kesiminde yer alan muhalif Kürt grupların üslerine yedi füze saldırısı düzenledi. Bu olaylarda en az 11 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı.

İran'daki siyasi çekişmelerin arasında saldırıya karşı nasıl bir tepki oluştu?

İran'ın iç ve dış siyasetinde yaşanan derin çatlaklara rağmen bu tarz saldırılar, ülkedeki reform yanlısı ve muhafazakar kesimin, aralarındaki büyük görüş farklılıklarına karşın birleştirdiği görülüyor. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Muhafızlar üzerindeki ekonomik ve siyasi etkisini son yıllarda yitirmiş durumda. Bu sebeple saldırılara karşı oluşan tepkilere Ruhani'nin göğüs germesi daha zor olacak.

Bunun yanında saldırılar, Muhafızlara olan desteği yeniden canlandırdı. Bu sebeple siyasi analistler Ruhani'yi eleştirmekten çekiniyorlar. ABD Başkanı Donald Trump'ın 2015'te yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesi de yine muhafazakarların elini güçlendiren bir durum. Zira bu anlaşma yapılmadan önce ülkedeki muhafazakarlar ABD'ye güvenilmemesi gerektiği konusunda görüş bildirmişti.

İran Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Caferi (sağda)

Saldırı sonrası Devrim Muhafızları'nın tutumu ne olacak?

İran Ordusu'ndaki üst düzey birçok komutan saldırıyı ABD ve İsrail'in de desteklediği Körfez ülkelerinde eğitim alan militanlar tarafından yapıldığını açıkladı. İran Devrim Muhafızları ise saldırının faillerinden 'unutulmaz ve ölümcül bir intikam' alacağını duyurdu. Askerler ayrıca failleri 'bölge ve ötesinde takip etmeyi istediklerini' de sözlerine ekledi. Bu saldırıda 12 Devrim Muhafızı hayatını kaybetmişti.

2017'de yaşanan olaylarda olduğu gibi İran'ın, Suriye ve Irak'ta bulunan ve saldırıyı düzenlediğini düşündüğü militanların üslerini hedef alması bekleniyor. Muhafızlar bunun yanında Huzistan'daki güvenlik önlemlerini de artıracağını açıkladı. Analistler bölgedeki bazı muhaliflerin ve sivil toplum örgütü çalışanlarının da gözaltına alınabileceğini ve bazı tutuklamaların yaşanabileceğini öngörüyor.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani bir konuşmasında Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'i işaret etmiş ve İran-Irak Savaşı'nda yaşananları hatırlatarak "Bu katliamı gerçekleştirenler, işgalcilerin yolundadır." demişti. İran ayrıca Hollanda ve Danimarka büyükelçileri ile İngiltere'nin Tahran Büyükelçi Vekilinin Ahvaz saldırısını gerçekleştiren örgüt üyelerine ülkelerinde izin verildiği gerekçesiyle İran Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı. Nükleer anlaşmanın iptalinden sonra Avrupa'ya yakınlaşması beklenen Tahran yönetiminin bu gelişmeden sonra nasıl bir siyaset yürüteceğiyse merak konusu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir

REKLAM

İsviçre'de bir kanton daha referandumla burkayı yasakladı

UEFA'dan Türkiye'ye 2024 Avrupa Şampiyonası için insan hakları mesajı

25 kişinin öldüğü saldırının ardından Tahran'dan 3 Avrupa ülkesine protesto

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İran Devrim Muhafızları ve İKDP arasında çatışma: 6 ölü

İran'ın dini lideri Hamaney Suudi Arabistan ve BAE'yi suçladı

Iraklı eski savunma bakanı İsveç'te 'sosyal yardım dolandırıcılığından' gözaltına alındı