Helene, 2005’teki Katrina Kasırgası’ndan bu yana ABD ana karasını vuran en ölümcül kasırga oldu.
İklim bilimcilerin araştırmasına göre, insan kaynaklı iklim değişikliği, yıkıcı Helene Kasırgası'nın yağışlarını yaklaşık yüzde 10 ve rüzgar hızını ise yüzde 11 oranında artırdı.
Bu açıklama, giderek güçlenen Milton Kasırgası'nın Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Florida eyaletinin kıyılarını tehdit etmesinden sadece iki hafta önce yapıldı.
World Weather Attribution (WWA) tarafından Çarşamba günü Avrupa’da yayınlanan hesaplamalara göre, ısınan iklim, Helene’nin rüzgar hızını saatte yaklaşık 21 kilometre artırdı ve kasırgayı besleyen yüksek deniz sıcaklıklarını 200 ila 500 kat daha olası hale getirdi. Meksika Körfezi’ndeki deniz sıcaklıklarının, normalin yaklaşık 2 santigrat derece üzerinde olduğu belirtildi.
Imperial College London'dan iklim araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Ben Clarke, "Helene ve bölgede meydana gelen diğer fırtınalar, havanın daha sıcak olması ve daha fazla nem tutabilmesi nedeniyle şiddetlendi, bu da zaten iklim değişikliği olmasa bile yüksek olabilecek yağış miktarını daha da artırdı," dedi.
Bilim insanları, fosil yakıtların yakılmaya devam edilmesi halinde, Helene gibi kasırgaların daha fazla yaşanacağını ve kıyıların ötesinde, iç kesimlerde bile “hayal edilemez” sel felaketlerinin görülebileceği uyarısında bulundu.
Helene Kasırgası nedeniyle yaşamını yitiren birçok kişi, yüksek rüzgarlardan ziyade büyük iç kesim sellerinin kurbanı olmuştu.
Helene, Florida’da 4.57 metre yüksekliğinde rekor fırtına dalgası ve saatte 225 kilometreye ulaşan şiddetli rüzgarlarla karaya çıkarak Georgia, Carolina, Tennessee ve Virginia eyaletlerini vurdu. Appalachia bölgesindeki kasabalar yerle bir oldu, milyonlarca kişi elektrik, telefon hizmeti ve gıda temininde sorun yaşadı, 230'dan fazla kişi hayatını kaybetti. Arama ekipleri, günlerce kayıpları aramaya devam etti. Helene, 2005’teki Katrina Kasırgası’ndan bu yana ABD ana karasını vuran en ölümcül kasırga oldu.
Meteorologlar, Helene'nin bölgeye 40 trilyon galondan fazla yağmur yağdırdığını ve bunun benzeri görülmemiş bir su miktarı olduğunu tahmin ediyor. WWA'ya göre, iklim değişikliği olmasaydı bu yağış miktarı çok daha düşük olurdu. Clarke, “Bu tür büyük hacimler söz konusu olduğunda, üzerine sadece birkaç yüzde ekleseniz bile bu, etkisini çok daha yıkıcı hale getiriyor” dedi.
Helene gibi yoğun kasırgaların, eskiden her 130 yılda bir görülmesi beklenirken, günümüzde bu olasılık yaklaşık 2.5 kat arttı. 2015 yılında kurulan WWA, aşırı hava olaylarının iklim değişikliğine ne ölçüde bağlanabileceğini değerlendirmek amacıyla çalışmalar yapıyor.
Bilim insanları, Helene üzerinde iklim değişikliğinin etkisini, Imperial College Fırtına Modeli, okyanuslar için İklim Değişim Endeksi ve 1.3 santigrat derece ısınmamış bir dünya senaryosu ile karşılaştırma içeren standart WWA yaklaşımı dahil olmak üzere iklim modelleri ve hava durumu verilerini analiz ederek test etti.
Sorumlu küresel ısınma mı?
Geçen hafta ABD Enerji Bakanlığı Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı tarafından yapılan ayrı bir analiz, iklim değişikliğinin Georgia ve Carolina’nın bazı bölgelerinde yüzde 50 daha fazla yağışa neden olduğunu ve bu bölgelerde gözlemlenen yağışın, küresel ısınma nedeniyle “20 kat daha olası” hale geldiğini belirtti.
Brown Üniversitesi Çevre ve Toplum Enstitüsü Direktörü Kim Cobb, her iki çalışmada da yer almadı ancak iklim değişikliğinin kasırgaları nasıl daha güçlü hale getirdiği konusunda belirsizlikler olmasına rağmen, “Bu kasırgaların gücünü ve yıkıcılığını artırdığını biliyoruz” dedi. Helene ve Milton’ın, acil durum hazırlığı, dayanıklılık planlaması ve fosil yakıt kullanımının artışı konusunda “uyandırıcı bir çağrı” olması gerektiğini vurguladı.
Cobb, “Gelecekte, önümüzdeki 10-20 yıl boyunca gerçekleşecek ek ısınma, kasırga istatistiklerini daha da kötüleştirecek ve yeni rekorlar kıracağız,” dedi.
Clarke, analizlerin, Milton’ı hızla güçlendiren deniz sıcaklıklarının da iklim değişikliği nedeniyle mümkün hale geldiğini gösterdiğini belirtti. Arka arkaya gelen bu iki büyük fırtına, iklim değişikliğinin önlenmemesi durumunda olası geleceği ortaya koyuyor.
“Geleceğe baktıkça ve sonuçlarımız da bunu gösteriyor, gelecekte hangi risklerle karşı karşıya kalacağımız, hangi maliyetleri ödeyeceğimiz tamamen enerji sistemlerimizi nasıl değiştirdiğimize ve daha ne kadar fosil yakıt yaktığımıza bağlı,” dedi.